9 Eyl 2019 21:32

insanların hayallerindeki kişi olarak sevilebilirim,
yalnız kaldıklarında onları pışpışlayacak kişi olarak sevilebilirim,
sadece bir sesten ibaret kalmak şartıyla sevilebilirim,
kısa bir müddet bu şekillerde sevilebilirim evet;
fakat gerçek beni gerçekten sevebilecek olan yok.

bu zamana kadar;
adıma methiye düzenler vardı.
uğrumda her şeyi yapabilecek olanlar vardı.
yalvaranlar, ağlama krizlerine girenler,
bensiz asla yapamayacak olanlar,
bir dediğimi iki etmeyenler, her şeye razı gelenler,
abartmıyorum "sana hayranım!" diyenler vardı...
bu insanlarla gerçek ilişkiler yaşadık, her şey gerçekti.

fakat işin üzücü ve mide bulandırıcı tarafı,
bu insanların asla beni sevmemiş olmaları.
bu insanlara sadece bir ilaç gibi geldim;
ağrılarını geçirdim, onları uyuttum veya ayağa kaldırdım.
onlar benim farklı varyasyonlarımla sevgiliydi,
bende varolan potansiyele aşıktılar.
zengin asil,
yakışıklı asil,
sporcu asil,
hayat dolu asil,
güçlü ve karizmatik asil,
çok sosyal asil,
entelektüel ve yetenekli asil
vesaire...
doğru, ben tüm bunlardım fakat bunlardan ibaret değildim.
onların zihnindeki asilvakur olarak kalamazdım.
haliyle önce bir sesten ibaret oldum, beni dinlemekten keyif alıyorlardı.
sonra dilimi kopartıp kulaktan ibaret kaldım, sadece anlatıyorlardı çünkü anlaşılmak istiyorlardı.
akabinde sağırlaştırdılar beni ve gözlerim kaldı; yalnızca onlara bakayım, onların mevcudiyetine şahitlik edeyim istediler çünkü bunu yapacak hiç kimse yoktu çevrelerinde.
en sonunda gözlerime de bant çektiler, onlar için etten kemikten bir varlıktım artık ve bedenim çürüyüp de çöpe atılıyıncaya dek benim ellerimle başkalarının elini tuttular.
ve bu süreç daima çok hızlı oldu; benim için ağlayanlar, en erken 1 hafta - en geç 1 ay içinde beni tamamen unutup başka insanlarla ilişki yaşadılar.

ha, ne mutlu bize ki insan denilen varlık her türlü şarta adapte olabiliyor ve öğreniyor.
bir mezarlıktayız ve mezar taşlarına sevgi beslenemez.