DüdüklüTencere tarafından gönderilen iletiler

kullanıcı isteğiyle silinmiştir

Liste için yarın arama konusunda ben de katılıyorum. Sistemli bi şekilde aramalıyız.
Öte yandan ertelenme süresi konusunda karamsar olmayan taraftanım.
Çünkü ertelenen sınav sayısı, sınavı ertelenen insan sayısı, ertelenme sebebi çok farklı önceki tecrübelerimize göre.
Ortada ertelenmiş bir sürü ösym sınavı var. Onlar elbet yapılacak. Bu sınavların ertelenme kararlarında da ösym emsallerinin etkisi var. Yapılmasında da aynı etki emsal olacaktır.

@ksünr
gidin çinlileri dövün abi

@ksünr
abicim ne çaba sonucu iptali ya ?
''ALES/2, YÖKDİL/2, DUS, STS Diş Hekimliği, e-YDS/13, DİB-MBSTS, YDUS ile DHBT'' dün iptal edilmişti.
şöyle bi yaşadığınız dünyaya bakın iptal edilmeyen ertelenmeyen şey mi kaldı.
kamuda esnek çalışma saatleri var millet evinden çalışıyor. öte yandan sınavların yapılacağı hafta sonları sokağa çıkma yasağı var. bir sınav değil iki sınav değil. hangi birine müsamaha göstereceksin. şu durumu yaşadığımız talihsiz sürecin bi sonucu olarak görmeniz için bi kafanızı çıkartıp derin nefes alıp gelin.

ben ocak için hazırlıklı olun diyorum
iddiaya girmek isteyen varsa
sağ sağlim işimize gücümüze girdikten sonra
bi kahvesine iddiaya girebiliriz

yok hocam orası halk
burası elegant elit kodoman

engelleyin abi. yakışır tahammülsüzlüğünüze.
aranızda aynen kankaaaaa modunda temelsiz fikirlerinize takılmaya devam

@yolosapiens
hocam benim burada gerçekçi düşünemeyen insanlar tarafından suçlandığım konusunda vicdanım rahat.
yarın kurum sınavına girsem geçeceğim konusunda da.

her şeyi geçtim, tabi ki isterim elimizde somut bi tarih olsun. şaka mı bu tabi ki isterim. ama ütopik geliyor bu ihtimaller. destek de veririm elimden geldiğince önümüze görmenin kesinleşmesi hususunda ama biliyorum ki bu çok zor belki de imkansız. bunu söylediğimde bile tepki alıyor.

tüm dünya aksamış bunlar istiyor ki güneş bi bana vursun.

@ksünr
ben tekrara düşmüyorum hocam. aynı şeylerin cevabı aynı oluyor maalesef. o yüzden

ben nerde hakkını 75-78 e kaptırmak gibi bi konuya değindim ya da o anlamın çıkacağı bi şey söledim zerre alakası yok.

PANDEMİ NEDENİYLE KISITLAMA DÖNEMİNDEYİZ
ertelensin talebi ya da ertelenmesin talebinin bi önemi yok.

@hayırlısı035
DOSTUM ŞU ORTAMDA KİMSEYİ TEK ŞEHİRDE YAPILACAK BİR SINAVA GÖTÜRMEK NE MÜMKÜN NE DE DOĞRU DEĞİLDİ. DAHA DA NEDEN İŞİN ERTELENME TARAFINA DESTEK VERDİĞİM EN AZINDAN HAKLI BULDUĞUM KONUSUNDA Bİ ŞEY DEMİCEM YETER LA.

@mülakatzedee
ben 2018 mağduru adamım abicim. boş geçen bir 2 yıl. gitti puan diye tekrar 2020'ye hazırlanış. 32 yaş. ama şunu anlamıyorum. alesçiler alese itiraz etse dişçiler dişçi sınavına ydsciler ydsye. aynı bizim gibi herkes hayallerimiz planlarımız dese. bu şey gibi sokağa çıkma yasağı var nasıl olsa ben çıkarsam ne olcak kimse yok ki demek gibi. e herkes çıksa ? ne anlamı kaldı ?
gerçeği kabullenmekte zorlanıyorsunuz bence.

Liste konusu önemli kesinlikle. Ben puanım sebebiyle çok tedirgin değilim ama tahmini sınırlarda olan arkadaşlar bu konuda çok haklı. Öte yandan bu ertelemelerin hepimizi yani rakiplerimizi güçlendireceği de açık bir geçrek. Neye çalışıp çalışmayacağının bilinmesi çok daha önem kazandı.

ben daha uzun süre bu başlıkta bir şey yazmayacağım tamam.
ertelenmesini istemeyenler kendileri dışında hiç kimse bir şey konuşmasın istiyor. doğru veya yanlış önemli değil kendileri dışında hiçbir şeye ne empatileri, ne bakış açıları ne de tahammüleri var.

@hayırlısı035
Dostum belirsizliğin kalkması gibi bir ihtimal yok ki. Şu an kimse çıkıp da tarih veremez ki.
Temennileriniz istekleriniz gerçekçi değil.
Abicim milletin dükkanları kapalı dükkanları.
Dünyada aksamayan şey kalmamış.
Sanki bir sizin inadınıza yapılıyormuş gibi ortada olan büyük bi gerçeği yok sayıyorsunuz.

@avemim
dostum insanların üretime katılması, dönüşümlü şekilde işe gitmesi, kademeli mesai saatleriyle hayatın devamlılığını sağlaması gerekliliği ile

şöyle bir zirve döneminde insanları kaldırıp ankaraya götürüp bilmediği etmediği yerlerde konaklatıp anasının babasının geri yollamak bir değil.

Bu ortalıkta nisandan önce olmaz mayıstan önce olmaz gibi korkular da fazlasıyla yersiz ve temelsiz.
Sistem belli. Yoğun bakımlar sıkıntı yarattığı oranlara gelince kapanışa geçiliyor, o konuda rahatlama olduğunda ise tekrardan açılış.
Öte yandan aralık ortası aşılama başlıyor.
Keza çok yakın bir tarihte ilanı gelmiş olan defterdarlığın başvurularının ocakta olması da bence tahmini sürece işaret ediyor.
En basit düşünceyle bile bu sınavların çok fazla kişiyi ilgilendirmesi hasebiyle iptali, hak kaybı, aylarca ertelenmesi gibi korkularınız yersiz çıkıyor. Bir iki sınav değil neticede.
Ertelenme süreci ve risk ortamı arasında optimal bir tarih belirleneceği konusunda kendi adıma en ufak bir şüphem yok.
Ancak bu sınavların şu ortamda yapılması da mümkün değildi.

Arkadaşlar olması gereken bu idi ve oldu.
Ülkede ertelenen, kapanan, kısıtlanan tek şey biz değiliz.
Yaşadığımız sürecin bir parçası.

Ayrıca her sınav ertelenmiş durumda, hatta sınavların dışında birçok şey de erteleniş durumda.
Dolayısıyla geçmiş tecrübelerle yaşadığınız korkulara mahal yok. Erteleniş sebebi belli. Ayrıca bu ertelemelerin ilgilendirdiği kişi sayısı yüksek önceki tecrübelerinizden korkularınıza göre.

Bu bir gereklilikti ve şu an yapmamız gereken tek şey bu gerekliliğin getirdiği sonuçlara göre pozisyon almamız hak korunması yönünde, o kadar.

Bunun için de tezcanlılık yapmamalıyız. Tezcanlılık bazı isteklerin içini boşaltıyor sürekli tekrara düşerek vır vır vır vır

Haklarımızı kaybetme korkusu ertelemenin olmaması için bir sebep asla değildi bu süreçte.
Bu erteleme olması gerekliydi
Aynı şekilde hakkımızı korumamız da gerekli.

Kısaca demek istediğim; bu erteleme gerekliydi, bu erteleme sonrası haklarımızı korumaya özen göstermemiz de gerekli.

Yani öyle ya siyah ya beyaz gibi bi durum yok, ya hep ya hiç gibi bi durum yok.
Bu sürecin tüm gerekliliklerine göre adapte olmamız ve şekillenmemiz lazım.

dizi tavsiyesi var mı

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı” dermiş hep.

Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: “Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler. İhtiyar: “Karar vermek için acele etmeyin” demiş. ”Sadece at kayıp” deyin, çünkü gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.

Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler. Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş. Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş. Bunu gören köylüler toplanıp ihtiyardan özür dilemişler.
Babalık demişler, sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil, adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün var!

“Karar vermek için gene acele ediyorsunuz” demiş ihtiyar. “Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç. Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden “Bu herif sahiden gerzek” diye geçirmişler.

Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul, şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış.

Köylüler gene gelmişler ihtiyara “Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın” demişler.

İhtiyar “Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz” diye cevap vermiş. ”O kadar acele etmeyin, oğlum bacağını kırdı, gerçek bu, ötesi sizin verdiğiniz karar. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.”

Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almış. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini, ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş.

Köylüler, gene ihtiyara gelmişler. “Gene haklı olduğun kanıtlandı” demişler. “Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer!”

“Siz erken karar vermeye devam edin” demiş, ihtiyar. “Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var, benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah biliyor.”

“Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp, tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”

(Lao Tzu)

Kıssadan Hisse

Her işte bir hayır vardır.

Olmasında veya olmamasında.

Onun için…

Sabır,Sabır, Ya Sabır !

bi elimde nançaku bi elimde beyzbol sopası klavyeyi kemirerek bekliyom karar açıklandıktan sonra başlık çok karışacak gibi ertelenmesincileri bana doğru kovalayın