DüdüklüTencere tarafından gönderilen en iyi iletiler

ülkedeki tüm sınavlar erteleniyor. bunun geçmişteki vmy örneğiyle benzer bi yanı hem sebep olarak hem de tek bir sınava yönelik olmaması açısından alakası yok. kapandık ülkecek tekrardan aloo farkında mısınız ? hem hafta sonu yasakları olsun, hem hafta içi belirli saatler olsun, esnek çalışma saatlerinin önceki kısıtlamalara nazaran daha detaylı düzenlenişi olsun, 30 bin vaka ve yoğun bakım doluluk oranları olsun, aralık ortası aşılanmanın başlayacak olması olsun.. insanların cafeleri restoranları kapalı. ne ankaraya gitmesi ne oralarda konaklaması şu tabloda akıl mantık işi değil. doğal olanı ertelenmesi.

sebep bu kadar açıkken, ertelenmenin fırsat bellenip iptale falan bağlanması saçma korkular bunlar. kısıtlamalar meyvesini verir vakalar seyrelir gireriz sınavlarımıza. herkes ankarada ya da yakınlarında yaşamıyor.

herkes sadece guya gidip günü birlik dönmeyecek.
gir guya otobüs yolculuğu + konaklama + otobüsle dönüş gel ana baba yanına. 5 gün sonra tekrar git konakla gir vmy sınavına bi daha konakla bi daha gir vmy sınavına bin otobüse uçağa dön bi daha falan bunlar şu ortamda ayan beyan risk risk risk. hem de aşırı büyük risk.

kimsenin sınavların üstüne yatacağı yok. ama aşırı ciddi bi kısıtlanma dönemindeyiz ertelenme de normal olanı bu olağanüstü süreçte.

Bu başlıktaki sürtüşme ne şahıslarla alakalı ne de hangi düşüncenin doğru ya da yanlış olduğuyla.
Bu başlıktaki sürtüşmenin sebebi 3-5 kişinin eline tefi almış kendi çalıp kendi oynuyor oluşu ve aksi bir görüş belirtildiğinde aynı 3-5 kişinin agresifleşmesi sonucu ortamın gerilmesi. Ama sorun o esnada yalnız kalana biçiliyo. Bu bendim öncesinde, ben olmadığımdaysa bi başkası oluyo.
Kıstırdıklarını indiriyolar.

Sonra da laf anlamamazlıkla, terbiyesizlikle falan suçluyolar ya bi de, te allaham.

Bi sürü sınav ertelenirken aynı tarihlerde olan bu sınav da ertelendi zırıl zırıl susmadılar sanki bi bu ertelenmiş gibi. Şimdi yüz yüze sınavlar ertelenmiş hala sanki bi tek bu sınav ertelenmişcesine haksızlık, hak aramak, baskı falan muhabbetleri.

Baskı yaparak şu anki kısıtlama dönemini kaldırabilecek misiniz ? hayır. O zaman zaten sebebi pandeminin durumu ve kısıtlama dönemi olan bir sınavı baskı ile nasıl yaptıracağınızı sanıyorsunuz ki, yok iibfliler böyle, yok hakkımız, yok hak verilmez hak alınır. Yahu ne hak yemesi ne hukuku ? Sanki tek ertelenen sınav bu.

Maliye bakanlığının bir sürü sınavı var, hadi bi bu sınavla uğraşacak olsa dersin ki yap kurtul. Yahu şöle bi dönemde hangi birini yapabilecek ? Nasıl sağlanacak bu işin koordinasyonu ? Biri bi anlatsın ya ?

Belki bi çoğunuzun sadece gelir uzman yardımcılığı var ve o yüzden bu sınav özelinde düşünüyosunuz olayı ama o işler öyle değil.

@swezy

Fark etmez dememden kastım; benim döneceğim yerde büyüğüm yok ama insanların kaygılarını da anlamak lazım manasında.
Yoksa hepimiz aynı boşluktayız. Ama döneceği evinde kalp hastası babası kanser tedavili anası için tedirginlik yaşayan insanları bencillikle suçlamak ağır bir tavır oluyor sadece. Yani bu o zaman girmesinler abi sınava denilebilecek bi husus da değil zira kimse istemezdi virüsle mirüsle kafayı kırdığımız şu günleri.
Ki belli kısıtlamaların olmadığı bir dönemde olsak yine eyvallah, şımarıklıktır deriz. Ama öyle de değil.
Arkadaşın söylediğine de katılıyorum, kimsenin söylemesiyle olacak bi şey değil bu zaten. Boşuna burada hakaretleşmeye gidiyor konular.
En nihayetinde uzun süreli toplu taşıma, farklı insanlarla bir arada konaklama, kapalı ortamda sınava girme gerektirecek bi süreç. Riskini ölçüp biçip karar verecek olan yine karar mercileridir.
Ki öyle bir karar çıkacaksa da demek ki gereklidir.
Farazi konuşuyoruz zaten hepimiz.

bu bana da samimi gelmedi. şurda 50 tane manipülasyon tartışmasının döndüğü mesaj gördüm, hepsinde içimden dedim ki; herkesin tercih kriterleri farklı, tercih edeceği yeri düşünürken ortaya koyduğu kriterler sırf sana uymadı diye neden manipülasyon sanıyosun ki... ama şu son mesaj çok net bana da samimi gelmedi. belki sebebini bi mantık döngüsü içersinde sebep sonuç ilişkisi bağlayarak anlatmaya edebiyatım yetmez ama hiç samimiyet kokmuyor diyebilirim.

@law
en nihayetinde girdiğimiz sınavların sorularını hazırlayanlar da at hırsızı değil, hoca ama biçok sınavda iptal olan sorular oluyor.

bu soru durması gereken yerde durmamış.

en nihayetinde senyoraj basılan paranın basım maliyeti ile itibari değerinde arasındaki farktır.

para basılması sonucu para basılmasının yaratacağı enflasyonun kişilerin ellerinde tuttukları paranın sanki vergi ödercesine reel olarak eksiltmesine ise enflasyon vergisi denmektedir.

bu soru senyoraj geliri tanımını karşılamaktan çok, para basılmasının etkileri irdelemiş.

şöyle; paranın itibari değeri kadar maliyeti olduğu bir ekonomide yani paranın tamamen karşılığı ile basıldığı bir ekonomide para basılsa dahi senyorajdan bahsetmek mümkün değilken, senyoraj geliri olmasa dahi enflasyon yine yaşanacaktır. yani enflasyon senyoraj sonucu değil para basılması sonucudur.

ve bu soru direkt para basılması ile elde edilen gelirden ziyade, para basılması sonucu oluşan enflasyon ilişkisini ve bu ilişki sonucu elde tutulan paranın reel olarak azalmasını irdelemektedir.

bu sorunun doğru kabul edilen şıkkı soruda verilen tanımı karşılamamaktadır düşüncesindeyim.

@hayırlısı035
La arkadaş yetti yemin ediyom hala neyi anlamıyonuz size efendi efendi laf anlatmaya çalışanda kabahat.

Şu anda bu sınavın ertelenmesi normal olandı ve ertelenecekti her sınav gibi zaten.

TÜM SINAVLAR ERTELENDİ ARKADAŞIM.

olması gereken de bu.

Çıkıp itiraz edip hayır efendim kovid movid dinlemem herkes binecek otobüsüne kalacak otelinde gidecek anasının babasının yanına ondan sonra diye gözü kaarartan sizdiniz. Ruh hastası mısınız arkadaşım ortalığın anası ağlamış ne anlatıyosunuz la daha ?

Bakanlıktan şu an ne tür bir bilgi edinmeyi umuyorsunuz ki?

Ösym'nin sınav takvimine ve sınavları başlatacağı tarih inisiyatifine bağlı olduklarından başka herhangi bilgi vermeye ya da tarih tahmini yapmaya şu an dünya üzerinde kim vakıf olabilir ki ?

Yapılması gereken ösym sınavları başladığında ya da takvimi açıklandığında, buna bağlı olarak en yakın zamanda sınavlarımızın da yapılması hususunda baskı yapmak.

Bunu şu andan itibaren yapmaya çalışmak karşı taraf için şu an düşünülebilecek bir konu olmadığından kafalarını meşgul dahi etmez sadece taleplerimizin içini boşaltır, ciklet misali konuyu uzatıp konunun ciddiyetinin laçkalaştırmaktan başka bir şeye neden olmaz.

Doğru zamanda baskı yapılması gerektiği düşüncesindeyim.

Kimsenin önünü görmediği, seyrin nasıl olacağını net olarak kestiremediği bir zamanda, tahmini bir tarih istemek ya da ilk fırsatta sınavımızı hemen yapın diye baskı yapmak ciddiye alınacak bir insan davranışı değil. Ki bu sürekli olduğunda, gerçekten haklı zamanı olan ösym takviminin açıklanması ya da sınavlarının yapılması aşaması geldiğinde ''öfff yine arıyolar'' olursun.

Ama ösym takvimi açıklandığı an ya da sınavları başladığında, sınavlar yapılabiliyor, ösym takvimi açıklandı, biz de sürüncemede kalmış sınavlarımızın derhal yapılmasını talep ediyoruz diye aranıldığında ''adamlar haklı'' olursunuz, bu ciddiye alınacak bir taleptir, haklı bir taleptir, doğru bir zamandır.

-işi ders anlatmak olan adama, vay efendim kurum içi alımlara karşıydı şimdi kurum içi adaylara ders anlatıyor diye demediğinizi bırakmıyorsunuz.

-puanını alıp önüne çıkan ilk ilanlara en azından bir işi garantiye almak için girip bir yere atanıp daha sonra gelen ilanlara da kendi hayatlarına tam anlamıyla yön vermek adına başvuran adamlara, yaptıklarının etik olmadığını düşünerek hiçbir akla mantığa yatkın gerekçeniz olmadan karşı çıkıyor, etkinlikler düzenliyor ve hatta ifşalıyorsunuz.

-hiç zamanı olmayan bir an olması sebebiyle ciddiye alınmayacağınız hatta haklı taleplerinizin de ciddiyetini kaybedip laçkalaşacağı bir şekilde baskı yaptığınızı sanıyorsunuz, bunun şu an için herhangi bir tarih elde etmeye ya da en kısa zamanda sınavı yaptırmaya akla mantığa yatkın bir etkisinin olmayacağını hatta bunun faydadan çok zarar vereceğini izah ettiğimizde sanki biz işsiz değilmişiz gibi sanki biz bu sınavlar için puan almamışız gibi yok çalışmadınız, yok konularınız mı yetişmedi gibi saçma yakıştırmalarda bulunuyorsunuz.

-insanların dükkanları kapanmış, tüm işleri aksamış, spor müsabakalarından tut da rutin bir kontrol için hastanelere gitmek kadar sıradan günlük işler bile rafa kalkmışken, tüm sınavlar ertelenmişken sadece gelir uzman yardımcılığı sınavı ertelenmiş gibi şurada sanki ertelenmesinin daha mantıklı olduğunu ve zaten erteleneceğini öngören insanların ertelenmesini desteklemeleriyle ertelenmiş gibi yine aynı dünyada bir siz varmışcasına tavırlara giriyorsunuz.

yahu ben de 2018 mağduruyum. sürekli puan alıp duruyoruz. o kadar. biz de aynı yolun yolcusuyuz. ve bu toyluklarınıza alet olmadığımız için bizi suçluyorsunuz.

baskı yapılacak zaman şu zaman değil arkadaşım. haklı talebinizin içinizi boşaltıyorsunuz şu an. ciddiye alınılırlığınızı kaybediyorsunuz.

şurada hakkı olan sınavlara başvuran insanlardan beklediğiniz fedakarlıkların, bulunduğunuz duruma başkalarını sebep olduğunu düşündüğünüz sorumlulukların ya da ben merkezci hayal dünyanızla etrafı suçladığınızın 10'da 1'ini kendinizden verseniz 100 tam puan alırdınız yahu.

kısacası boş yapıyorsunuz. her şeye her şeye her şeye düşünmeden tartmadan atlıyorsunuz. sürekli çemkiren taraftasınız.

yahu şu ortamda başkanlığı arayıp tarih istemenin ya da ilk müsait zamanda sınavımızı yapın demenin en ufak ciddiye alınır yanı yok, ötesinde işi sürekli vırvıra dönüştürerek asıl doğru zamanda baskı yapacağımızda da o baskının değersizleşecek olmasına sebep oluyorsunuz.

insanlar dükkanlarını kapatmış kirasını faturasını nasıl ödeyeceğinin derdinde
hastaneler yer yok diyor
tüm ekonomik zorluklara rağmen kısıtlama kararları alınmış
bunlar hala şöyle bir dönemde ankaraya gelip konaklayıp dönmeyi normal görüyorlar
sanki şahsi bir meseleymiş gibi de istemeyen girmesin o zaman muhabbetleri

insanların bir araya gelmesinin yasaklandığı bir dönemde
normal olması gereken zaten insanları kaldırıp ankaraya getirip sınava sokmanın ertelenmesi.

89 puanla vergi müfettişliği başlığında mesajım var taa ne zamandan sevinçli bir şekilde ilan geldiğinde. sence bu puanla guy kurum sınavından mı korkacağım ?

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı” dermiş hep.

Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: “Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler. İhtiyar: “Karar vermek için acele etmeyin” demiş. ”Sadece at kayıp” deyin, çünkü gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.

Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler. Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş. Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş. Bunu gören köylüler toplanıp ihtiyardan özür dilemişler.
Babalık demişler, sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil, adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün var!

“Karar vermek için gene acele ediyorsunuz” demiş ihtiyar. “Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç. Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden “Bu herif sahiden gerzek” diye geçirmişler.

Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul, şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış.

Köylüler gene gelmişler ihtiyara “Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın” demişler.

İhtiyar “Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz” diye cevap vermiş. ”O kadar acele etmeyin, oğlum bacağını kırdı, gerçek bu, ötesi sizin verdiğiniz karar. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.”

Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almış. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini, ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş.

Köylüler, gene ihtiyara gelmişler. “Gene haklı olduğun kanıtlandı” demişler. “Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer!”

“Siz erken karar vermeye devam edin” demiş, ihtiyar. “Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var, benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah biliyor.”

“Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp, tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”

(Lao Tzu)

Kıssadan Hisse

Her işte bir hayır vardır.

Olmasında veya olmamasında.

Onun için…

Sabır,Sabır, Ya Sabır !

Bu ortalıkta nisandan önce olmaz mayıstan önce olmaz gibi korkular da fazlasıyla yersiz ve temelsiz.
Sistem belli. Yoğun bakımlar sıkıntı yarattığı oranlara gelince kapanışa geçiliyor, o konuda rahatlama olduğunda ise tekrardan açılış.
Öte yandan aralık ortası aşılama başlıyor.
Keza çok yakın bir tarihte ilanı gelmiş olan defterdarlığın başvurularının ocakta olması da bence tahmini sürece işaret ediyor.
En basit düşünceyle bile bu sınavların çok fazla kişiyi ilgilendirmesi hasebiyle iptali, hak kaybı, aylarca ertelenmesi gibi korkularınız yersiz çıkıyor. Bir iki sınav değil neticede.
Ertelenme süreci ve risk ortamı arasında optimal bir tarih belirleneceği konusunda kendi adıma en ufak bir şüphem yok.
Ancak bu sınavların şu ortamda yapılması da mümkün değildi.

Liste için yarın arama konusunda ben de katılıyorum. Sistemli bi şekilde aramalıyız.
Öte yandan ertelenme süresi konusunda karamsar olmayan taraftanım.
Çünkü ertelenen sınav sayısı, sınavı ertelenen insan sayısı, ertelenme sebebi çok farklı önceki tecrübelerimize göre.
Ortada ertelenmiş bir sürü ösym sınavı var. Onlar elbet yapılacak. Bu sınavların ertelenme kararlarında da ösym emsallerinin etkisi var. Yapılmasında da aynı etki emsal olacaktır.

@pisagor
Hocam farazi bir örnek veriyorum; allah korusun, geri döneceğiniz evde kronik rahatsızlığı olan bir büyüğünüz olsa misal, taaa uzak bi şehirden kalkıp, insanlarla uzun süreli içli dışlı yolculuk yapıp, daha sonra sağda solda konaklayıp, sınavınıza girip, tekrar aynı şekilde gönül rahatlığıyla eve dönebilir miydiniz ?

Bu sadece sıradan basit bir örnek. Bunun gibi çok fazla değişken var herkesin hayatında. Böyle olağanüstü bir durumda nasıl çok rahat bi şekilde ''çalışmayanlar ertelensin istiyo'' diye ahkam kesebiliyosunuz. Şu ortamda böyle bi genelleme yapılmaz.

Tekrardan kısıtlamalar gelmiş, evde ekmek yaptığımız günlerin 10 katı vaka var, insanlar dükkanlarını kapatmış, doktorlar zor durumda vs. İnsanlar sanki keyfiyen ertelenmesini temenni ediyo. İnsanların şöyle bi ortamda bu tedirginliklerini bu kadar basit tiye alamazsınız. Alırsınız da hoş olmaz en azından. Ki zaten olmuyo da.

Bi de girmesin o zaman madem korkuyolarsacı bi tayfa var. Te Allah'ım. Sanki olağan bi durumdayız da.

@nic39
Hocam ben yalnız yaşıyorum. Bunu baya bi önce iletilerimde belirtmiştim. ama şurada tiye alınan kaygıları yaşayan biçok insan var tanıdığım bildiğim. ki hak da verdiğim. 8 aydır hala eve soktuğu ürünleri çamaşır suyuyla yıkayan adamım ben, beni geç aşırı dikkat ediyorum ama sınav olsa benim gitmeme gibi kaygım olmaz.

Ancak bunun yanında büyük bi çoğunluk bu süreci şu an yaşamaktan çok haklı derecede tedirgin ve onlara hak veriyorum. ben 89,6 puanla vmy bekliyorum guy kurum sınavından zerre korkum yok. isterse yarın olsun. ama akıl tutulmasının da alemi yok. insanlar erteleme talep etmekte haklı. ortalık bu haldeyken anasının babasının yanına geri döncek insan uzun yolculuk yapıp otel odasında kalıp sınava girip tekrar aynı yolu tanımadığı etmediği kişilerle dönüp anasının babasının dibine girmek istemez. istemek ne kelime gayet korkutucu. ki öyle herkeste sizin dediğiniz gibi kendini karantinaya alma gibi imkanlar falan da yok nerde yaşıyorsunuz.

ben de meraklısı değilim 32 yaşımda sınav stresi çekmeye ama gerçekler de ortada. Ben buradaki tek doğru benim düşündüğüm olmalıdır benim doğrum herkesin doğrusu olmalıdır tavrından dolayı tartışmanın içersindeyim. hiç empati yok. beni tartışmaya çeken bu oldu.

@ztrkrdvn

1- yarın göreve başlayacak adam bilmediği etmediği insanlarla allaha emanet bi şekilde bir yerlerde konaklamıcak.

2-ve en önemlisi yarın göreve başlayacak adam uzun süreli seyahat sonrası, böyle bir konaklama ve sınav ortamı ardından tekrar aynı şekilde geri dönüp anasının babasının burnunun dibine girmek zorunda kalmayacak.

bunları işledik arkadaşlar.

3-vaktinde ertelenen 500 kişilik vmy ilanının iptal olma süreci ile bu sınavların ertelenmesi arasında hem sebep olarak hem de ertelenirse birden fazla sınavı etkileyeceği için ilgilendireceği kişi sayısı bakımından en ufak benzerlik dahi yok.

yani ne yarın gel göreve başla dediğin hikaye ile bu ankarada gidip sınava girme sürecinin benzerlik kurulabilir yanı var
ne de 3 yıl önceki vmy muhabbetinden duyduğun korkunun bir benzerliği var.

4-bunca kısıtlamanın gerekli görüldüğü bir ortamda yaşanan tedirginlik ise asla kişisel sebep, şahsi mesele olarak algılanamaz.

şöle bi 10 sayfa geriden falan okuyarak gelirseniz aynı şeyleri tekrar tekrar tartışmak durumunda kalmayalım.

@sokrates12
arkadaşım takmışsınız burda ertelenmeyi destekleyenlere.
bi türlü anlamadığınız şey ertelenmenin sebebi erteleme isteyenler değil
ertelenmenin sebebi gayet içinde bulunduğumuz vaziyet.

avm'ye gitmekle, sokakları doldurmakla bir değil bu. avmye gitmek tercih meselesidir. ancak bu sınav için uzun süreli şehirler arası seyahat, tedbirinden emin olmadığı yerlerde konaklama ve tekrar aynı şekilde dönüş; puanı olup hak kazanmış biri için zorunluluk. yani avmye gitmemek farz ediyorum döneceği evinde kronik hastası olan birinin tercihine kalmışken bu sınav şu dönemde yapılırsa avmden kafasını uzatmamış insanlar bu riskin altında 2 ay daha sınava geç girmemek için evindeki anasını babasını risk altına almaktan tedirgin.

konu sıkıntım yok. sınav yarın olsa hazırım.
ama bir gereklilik var ki risk var ki her şey ertelenmiş, vay efendim bu ertelenmesin.
restoran sahibi de desin restoranlar kapanmasın.
öteki de desin barlar kapanmasın.
biri de çıksın sinemalar kapanmasın.

yahu sanki salgını ben çıkardım. durum gayet insanları uzak yollardan getirip konaklatıp sınav yapmaya müsait olmayan bir durum. gerçek bu arkadaşım gerçek.
kimsenin şahsi keyfi talebi değil ertelenmeyi desteklemek.

ya dün bunları aşmamış mıydık günaydın herkese

Arkadaşlar olması gereken bu idi ve oldu.
Ülkede ertelenen, kapanan, kısıtlanan tek şey biz değiliz.
Yaşadığımız sürecin bir parçası.

Ayrıca her sınav ertelenmiş durumda, hatta sınavların dışında birçok şey de erteleniş durumda.
Dolayısıyla geçmiş tecrübelerle yaşadığınız korkulara mahal yok. Erteleniş sebebi belli. Ayrıca bu ertelemelerin ilgilendirdiği kişi sayısı yüksek önceki tecrübelerinizden korkularınıza göre.

Bu bir gereklilikti ve şu an yapmamız gereken tek şey bu gerekliliğin getirdiği sonuçlara göre pozisyon almamız hak korunması yönünde, o kadar.

Bunun için de tezcanlılık yapmamalıyız. Tezcanlılık bazı isteklerin içini boşaltıyor sürekli tekrara düşerek vır vır vır vır

Haklarımızı kaybetme korkusu ertelemenin olmaması için bir sebep asla değildi bu süreçte.
Bu erteleme olması gerekliydi
Aynı şekilde hakkımızı korumamız da gerekli.

Kısaca demek istediğim; bu erteleme gerekliydi, bu erteleme sonrası haklarımızı korumaya özen göstermemiz de gerekli.

Yani öyle ya siyah ya beyaz gibi bi durum yok, ya hep ya hiç gibi bi durum yok.
Bu sürecin tüm gerekliliklerine göre adapte olmamız ve şekillenmemiz lazım.

@ksünr
abicim ne çaba sonucu iptali ya ?
''ALES/2, YÖKDİL/2, DUS, STS Diş Hekimliği, e-YDS/13, DİB-MBSTS, YDUS ile DHBT'' dün iptal edilmişti.
şöyle bi yaşadığınız dünyaya bakın iptal edilmeyen ertelenmeyen şey mi kaldı.
kamuda esnek çalışma saatleri var millet evinden çalışıyor. öte yandan sınavların yapılacağı hafta sonları sokağa çıkma yasağı var. bir sınav değil iki sınav değil. hangi birine müsamaha göstereceksin. şu durumu yaşadığımız talihsiz sürecin bi sonucu olarak görmeniz için bi kafanızı çıkartıp derin nefes alıp gelin.