fiscaldrag tarafından gönderilen en iyi iletiler

...
https://youtu.be/JcgJ_j_i8ro

Güneş, gecenin koynundan maviyi çalmak üzere.
Ellerimi açıyorum semâya; hayat çizgimi, faili meçhul bir cinayete kurban vermekteyim.
Gözlerim, takvimlere direnmekte.
Pusulam kayıp, iç sesime kulak veriyorum yıldızları tek tek sayıp:
'Güneşin doğuşuna şahit olmayanlar, batışında güzellik arıyor yalnızca. Oysa bir diriliş şarkısı eşliğinde ufuk çizgisinin belirmesi ile ruhların arınmasını anımsatıyor Şems, göğe yükselirken. Ah, bu büyük şehirler yok mu; içine gömüldüğümüz beton yığınları, çağın yüz karaları'...
Sitemliyim modernitenin bizden çalıp götürdüklerine; bir yıldızı eksik görmek hüzün veriyor yüreğime.
Ağaçları izliyorum, kuşların çağrısına kulak veriyorum. Ekmek kırıntıları ve bir kase suyla yola koyuluyorum.
Varmak istediğim yerdeyim.
Bir serçenin kanadında, bir çiçeğin özündeyim.

/eksik bir düş/

@black O, utangaçlıktan değil de neyse daha fazla konuşmak istemiyorum İnşallah anketiniz güzel sonuçlanır.

@sofuoglu Oğuz Abi, ender bir sestir. Söylerken yaşar adeta türküyü. Yanık sesine diyecek söz yok. Paylaştınız, ne iyi ettiniz.

...

aşıktık ve ölçüsüz
bir kedi kadar doğurgandı kalp,
rahmi sonsuz.

bir ev büyüyordu sesimiz ağzımızda erirken, uzayan kapısıyla
sahibinin hep tek başına oturduğu
altı kişilik masasıyla
çok bardak kırılan mutfak tezgahı ve
kanayan elleriyle kadının
bir ev büyüyordu durmadan.

burada durup yutkunurken - kışları asık ve mağlup , yazları aşık ve mahrur- yüzümü düşün.
sonra dudakları kurumuş bir şarkının ellerini tut.
benim ellerimi hiç.

bu mahrumiyetin; mağmur yürüyüşünü, gittiğin yolun seyrini, hacmini ve dahi yönünü değiştirmeyeceğini biliyorum.
-saydığım yirmi yedinci kuş da az evvel gözden kayboldu.(burayı fısıltıyla oku)

içinden bir hayalet gibi geçebildiğin duvarlarımı sesinin rengine boyadım.
her şeyle barıştım.
yağmuru seviyorum artık.
ve banyonun zeminini kaplayan ıslak saçlarımı.
beni terk eden saçlarımı bile affettim diyorum,
tam olarak bu kalbimle, bak!
seni de.
henüz gitmek için arkanı bile dönemeden sen.
tetiğe dokunamadan daha, kapıyı yüzüme bir silah gibi...

burada, her adımda düşen fakat inatla yürüyen sakat bir köpek gibi hayatıma devam ediyor oluşumun altını çiz.
ben, bir kitabın kıvrılan sayfasını yırtmakla öpmek arasında gidip geliyorum.
sen hiç...

-Mavi Tuğba Karademir

@Keymarsh Soyadınızın ilk harfine göre oluyor.

@sofuoglu

https://youtu.be/fAMdsJkom8Y
En sevdiğim eserini de bırakıp gideyim o hâlde.

..

Öyle yıkma kendini,   
Öyle mahzun, öyle garip...   
Nerede olursan ol,   
İçerde, dışarda, derste, sırada,   
Yürü üstüne üstüne,   
Tükür yüzüne celladın,   
Fırsatçının, fesatçının, hayının...   
Dayan kitap ile   
Dayan iş ile.   
Tırnak ile, diş ile  
Umut ile, sevda ile, düş ile   
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,   
Namuslu, genç ellerinle.   
Kızlarım,   
Oğullarım var gelecekte,   
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.   
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,   
Gözlerinden,   
Gözlerinden öperim,   
Bir umudum sende,   
Anlıyor musun ?

-Ahmed Arif

Oradaki insanların bilgisi olsa dahi söylemeye yetkileri yok diye düşünüyorum. Sanki bir şey söyleyecekmiş de onu durduran bir engel varmış gibi konuşuyordu telefonun diğer ucundaki beyfendi. Diyorum ki; efendim başka sınavlar, mülakatlar var; belirsizlik tüketti bizi. Daha iyi işte onlara çalışın, dedi Bir çalışma, bir hareket var mı bu konuda diyorum. Muhakkak vardır, diyor. Son olarak, mülakat en uygun zamanda yapılacaktır inşallah, dedi. Pek naif geliyordu sesi, sinirlenemedim Onlar da emir kulu neticede.
Bekleriz beklemesine de bu gizemli tarihler yıpratıyor bizi. Her şey flu.

...
https://youtu.be/W3BNhbeY_ms

...

Hadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Mademki güzelsin, güzeli yaşatmak için
Mademki iyisin, iyiliği yaşatmak için
Mademki umutlusun, umudu yaşatmak için

-Metin Eloğlu

@gaye Merhaba arkadaşım. Kontrol et ve onayla diye bir yazı çıkıyordu sanırım. Tekrar giriş yapıp, bakabilirsiniz. Başvuruyu güncelle vs. demesi lazım.

...
https://youtu.be/wvVnbNCyVms

…
Hangi mevsimdeyiz bilmem,
Yaz mı, kış mı seni bu denli göğüs kafesime yerleştiren.
Her şiirde sana rastlamak da neyin nesi,
Yerleşik hayattan göçebeliğe dönüş hikayesi, benimkisi.
Zaman geriye sarıyor, eksiliyor düşlediğimiz hayat,
Ben, her gün yeniden doğuyorum yetim acılarıma inat.
Çocuğum şimdi, hiç olmadığım kadar;
Hiç olmayan bisikletimden düştüğüm kadar belki.
Yüreğimde, kelimelerin açtığı kurşun izleri hala silinmemişken;
Dizlerimde yara izi taşımadan büyümek yakmıyor artık canımı, istemsiz gülümserken…
…
Varlığınla anlamlanıyorum.
Yoklukla hiçlik arasında duran siluetin yetiyor,
Kelimeleri, yürekten sırata götürmeye.
Gülümsemeye,
Özlemeye,
Sevmeye…

/hüzünden huzura giden bir yoldayım/beni bende arama, yokluğunda firardayım/

@görünür-el İnşallah olumlu bir yanıt verir Hüseyin Bey. Lâkin kağıtların yarısı okunmamıştı neredeyse, en erken Ağustos'un ilk haftasını bulacak gibi.

@bombiksmori Abdurrahim Karakoç, beşeri bir sevdadan ötesini anlattım diyor bu güzel eseri için. Daha bir anlam kazanıyor, bu ruh haliyle dinleyince. Ne hoş, size de bir şeyler anımsattıysa

...

Akşamdır, iniktir elinin perdeleri.
Çocukların koşuştuğu bir avludur kalbin;
Dilsiz, ama ağlamasını bilen çocukların
Gökten geçen leyleklere bakması kadar
Sessizdir kalbin.

/Ülkü Tamer/

@mehmedoglu Üye değildir, demenizi bekliyorlar

...
https://youtu.be/j2m-12us9Rs

Satmadınız mı? 
Elma ağaçlarını,
Serçeleri,
Fırınları,
Şelaleleri...
Satmadınız mı elinizdeki şiir kitaplarını? 
Ve çocukların gülüşlerini.
Satmadınız mı ney inlemelerini? 
Elbiselerinize kadar işlemiş olan
Ve ezginin vuruşlarını.
Satmadınız mı cenneti? 
Bir harabede yaşamak için...

-Nizar Kabbani