@city-of-justice Onlar da çıkıp: "Devletin böyle bir durumda vatandaşa yardım etmesini istemeyenler devleti aciz göstermek isteyenlerdir. Amaçları devleti halktan uzak gösterip devletin halkı umursamadığını düşündürmektir. Bunlar vandal,anarşist, eşkiyadır..." diyebilir. Bu düşünce de sizinki de doğru bir yaklaşım değil. Tamam ertelenmesine karşı olabilirsiniz eyvallah ama insanlara hakaret edip suçlamanız hoş değil.

onuktekin tarafından gönderilen en iyi iletiler
-
RE: 21 - 22 Kasım 2020 İdari Yargı Hakimliği Sınavı (Mezun)
-
RE: 2017 Kaymakamlık Sınavı
Kanun= http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5083.pdf
merkez bankası sitesinden= http://www3.tcmb.gov.tr/ytlkampanya/sss.php#_1)_Devletimizin_yeni_1
https://goo.gl/uRBQmM
https://goo.gl/QvqBy4
fotoğrafla= https://goo.gl/At8jzg
videosu: https://youtu.be/xJ8GMbxIoGc?t=6m15s
Tedavül için hâla görücüye çıkarmak diyenler varsa: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=TEDAVÜL
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=DOLANIM -
RE: (Anket) 24 Haziran Genel Seçimleri
Oyumu Serdar Ortaç'a vereyim ortamlarda Lenin derim :))
![alt metni]()
-
RE: Geceye Bir Şarkı Bırak
Ne zaman dinlesem. Boğazımda bir yumruk...
https://youtu.be/k6SveYNsRSIresulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret!’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydinizresulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü. -
RE: faizi arttır kur düşsün de işsizlik nasıl düşecek?
Faiz artırımı bir işe yaramayacak.Faiz artırımına doyum olmaz - Fitch fazilerin daha da artırılmasının gerektiğini söylüyor- artırdıkça artar.MB'nin inandırıcılığı da kalmadı artık. Bi' artırmayacağım diyor bi' artırdım diyor;bak artırırım diyor;banane lan top benim oynatmıyorum diyor.Durduramıyoruz da anlayamıyoruz da. Geç likidite penceresi diye bir uygulama var akla ziyan.Banka 100 lira fon açığı için 150 lira teminat yatırıyor.Bunu da 2-3 saatlik bir sürede yapıyorlar. İşin kötüsü bunlar piyasa tarafından tam anlaşılmıyor.
Hazineye baksan kararları (32 sayılı karar hakkında) anlaşılır değil.Döviz çıkarmaya %40 oranında ceza gelecek diye anlaşıldı torba yasadaki düzenleme.Halbuki döviz kredilerinin yurtdışına çıkarılmasıyla ilgiliydi.Hazine bunu anlatmayı beceremedi.Tekrar açıklamak zorunda kaldı.
Politikacılar seçim meydanlarında serbest piyasa ekonomisinin terk edileceği sinyali veriyor.Biri paranın kontrolü bende olacak diyor ( bu dış piyasada para kurulu mu gelecek acaba dedirtiyor. Örnek Çin) Diğeri çıkıp şeker fabrikalarını devletleştireceğim diyor. Bu sebeplerle seçim sonrası politikalrın keyfileşeceği düşünülüyor. Bu şartlarda döviz seneye bu zaman 6tl yi geçer.Sonra neymiş efendim kol bozuk! Dış mihraklar,falanlar,filanlar!
Bu sorunun çözümü uzlaşmacı tavır olmalı.Geçen Emre Alkın Hocayı dinledim.Türkiye Atatürk'ün yaptığı İzmir İktisat Kongresi -Lozan öncesi olması nedeniyle önemli- gibi bir kongreyle dünyaya kendini açıklamalıdır. Kalkınma yönlü ekonomiye geçişini anlatmalı.Bu şekilde güveni tekrar kazanabilir diyor. Yaparlar mı böyle bir şey? Sanmıyorum.
Artık harcayan, tüketen bir toplum olmaktan kopup üreten bir toplum olmalıyız.Yoksa hizmet sektörüyle inşaatla gidebileceğimiz bir yol yok.
İşsizliğin düşmesi mümkün değil. Artmaz inşallah. Döviz borçları yüzünden çalışanlarının işlerine son veren şirketler olacak. Bu büyük baskı yaratıyor. Haftaiçi Fitch bu konuyla ilgili uyarı yaptı. Bence haklı da.(Vay efendim biz Türküz diye bizi sevmiyorlar, yok işte hakem şike yaptı, saymam bunu kol bozuk,zarlar hileli,bizi çekemiyorlar çünkü süperiz vs. demeyin.Bırakın bunları siyasetçiler desin.)
Döviz kazanmayanın derdi çok olacak.
Bakalım inşallah her şey güzel olur.
Allah vatana millete sağlık huzur versin. -
RE: 24 Haziran 2018 Genel Seçimler / Cumhurbaşkanlığı
Şu an en doğru sonuç Perinçek'in sonuçları
-
RE: Geceye Bir Şarkı Bırak
Tükendi nakd-i ömrüm dilde bir sevda-yi ah kaldı
Tevessül dilber-i yare benim arzum nigah kaldıBenim taciz etmediğim ne şah ne padişah kaldı
Benim perişan halime kimseden insaf olmadıDerunum derdini lokmana gösterdim dedi eyvah
Bu derdin def'ine çare eder ancak Allah kaldıKara günlerde mi halkeylemiş bilmem beni Mevla
Tutuldu şemsü kemer günlerim pek simsiyah kaldıPerişan halıma hiç kimselerden olmadı imdad
Benim arzetmediğim şah veziri padişah kaldıBu Rıf'at varını yaran uğruna eyledi yağma
Elinde sade bir keşkül başında bir küllah kaldı -
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@fc-real-gdp Tabiki de yalan telefonla konuşup hallettiler. Hatta erteleriz başka soru sorarız seçim filan arada kaynarız diye de düşünüyor olabilirler.Orada bile soruların değiştirilip yeniden başlanacağını söyledi gözetmenler.
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Vaktini ziyan etme, hakikat belki öğrenilebilir, ama asla öğretilemez.
-
RE: Geceye Bir Şarkı Bırak
Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm
Neşet Ertaş'tan sonra bunu Rubato kadar güzel söyleyen var mı bilmiyorum.
Rubato, bir müzik cümlesinde temponun serbest bir anlayışla hızlandırılıp, yavaşlatılması demekmiş.
https://youtu.be/1qe0oggdynw -
RE: Kültür-Sanat / Bugün hangi kitaptan kaç sayfa okudunuz? Okuduğunuz kitaptan bir bölüm/anekdot paylaşır mısınız?
Adam Smith “Milletlerin Zenginliği” adlı kitabında, modern toplumların büyüleyici üretkenliğiyle ilkel toplayıcı ve avlayıcı toplumların kısır kaynaklarını karşılaştırır. Smith’e göre ilkel toplumlar fakirlik içinde yaşamaktaydı. Hasattan yeterince ürün alınmıyor, temel besin maddelerinde hep bir kıtlık yaşanıyor, kriz zamanlarında çocuklar, yaşlılar ve fakir insanlar “vahşi canavarların” ellerine terk ediliyordu.
Oysa modern toplumlarda yenilikçi üretim modelleri ve Smith’in deyişiyle “işgücünün eşit pay edilmesi” sayesinde ürünler bütün toplum üyeleri tarafından paylaşılabiliyordu. Öyleyse tutup da başka yaşamlar peşinde koşanlar yalnızca romantikler ve cahillerdi: “Modern toplumlarda bir işçinin, en fakir kesimden bile olsa tutumlu olduğu ve verimli çalıştığı takdirde yaşamın olanaklarından ve gereklerinden aldığı pay, ilkel toplumlarda yaşayan yabanıl bir işçiye göre çok daha büyük olacaktır.”
Ancak Smith’ten yirmi iki yıl önce, topluma karşı atılan çığlığa benzer bir ses tam tersi yönde üretmişti savını. Bu ses, yabanıl işçiden yanaydı. Jean-Jacques Rousseau, “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” adlı eserinde, acaba, diye soruyordu, herkesin düşünmeye alıştığının tam tersi olmasın? İlkel ve yabani işçiyle modern işçiyi karşılaştıracak olursak yabanıl işçi daha zengin olmasın sakın?
Rousseau’nun savı zenginlikle ilgili bir teze dayanıyordu: Zenginlik, illaki çok şeye sahip olmak anlamına gelmiyordu aslında. Zenginlik, sahip olmak istediğimiz şeylere sahip olmak demekti. Varlıklı olmak mutlak bir kavram değildi, arzuya bağlıydı ve göreceliydi. Paramızın yetmediği bir şeyi arzuladığımızda fakirleşiyorduk, kaynaklarımız her ne olursa olsun. Ve elimizdekilerle yetinebiliyorsak eğer zengindik aslında, sahip olduklarımız ne kadar az olursa olsun.
Rousseau’ya göre insanları zengin etmenin iki yolu vardı: Onlara daha çok para vermek ya da arzularını sınırlandırmak. Modern toplumlar ilk bakışta ilk seçeneği gerçekleştirmiş gibi görünüyordu; ancak bireylerin iştahını sürekli tetikleyerek başarılarını yetersiz kılmışlardı. Kendini zengin ve varlıklı hissetmenin en etkili yolu daha çok para kazanmaya çalışmak değildi belki. Bizimle eşit şartlarda yaşıyormuş gibi görünen ama zaman içinde bize göre daha zengin olan insanlarla aramıza pratik ve duygusal olarak mesafe koyabilmekti. Enerjimizi, daha büyük balıklar haline gelmeye çalışmak yerine, etrafımıza daha küçük yoldaşlar toplamaya yoğunlaştırabilirdik. Yan yana geldiğimizde kendi boyumuzun bize iç sıkıntısı yaratmayacağı arkadaşlar edinmeliydik.
Modern dünyada, geçmişe göre gelirimiz daha fazlaymış gibi görünebilir; ancak modernitenin getirdiği zenginlik yalnızca görünüştedir. Aslında artık daha fakiriz; çünkü beklentilerimiz fena halde tetiklenmiş, paramızın yettiğiyle elde edebildiklerimiz arasında derin bir uçurum oluşmuştur. Olduğumuzla “aslında olabileceğimiz” kişi arasında dağlar kadar fark vardır artık.
Modern toplumlar, yabanıl bir insana göre çok daha güçlü bir mahrumiyet hissiyle baş başa bırakır bizi. Rousseau’nun savı da şöyle devam eder: “İlkel ve yabanıl işçi en azından başını sokacak bir yuvası varsa, yiyecek birkaç elma ya da fındık bulabiliyorsa, akşamlarını ilkel bir enstrümanla müzik yaparak ya da keskin taşlarla bir balıkçı kanosu yontarak geçirebiliyorsa bu dünyada hiçbir şeyinin eksik olmadığını düşünebilirdi pekala.”
Beklentilerimiz azla yetinmek yönündeyse eğer, azla yetinebiliriz. Ve eğer beklentilerimizin yüksek olması gerektiği öğretiliyorsa bize, çok kazandığımızda bile kendimizi fakir ve sefil hissederiz.
Atalarımızın sahip olduğundan çok daha fazlasına sahip olabileceğimiz beklentisinin ağır bir bedeli olmuştur: Olabileceğimizle o anda olduğumuz arasındaki aşılamaz mesafenin doğurduğu sonu gelmez bir endişe yakamızı bırakmaz olmuştur artık.
Alain de Botton-Statü Endişesi
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
"Zekamızla kazanılan,bakış açımızla somutlaşan ve bilincimizle biçimlenen fikirler,kalplerimizi kırmadan koparamayacağımız zincirlerdir; onlar ancak itaat ederek üstesinden gelebileceğimiz şeytanlardır."
Karl Marks -
RE: Geceye Bir Şarkı Bırak
@agor hakikaten ya :)) bak bu bile yaşlanma belirtisi yaş umursanmamaya başlanıyor :))
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
"İskender'e sonsuz sayıda dünya olduğu söylendiğinde ağlamıştı. Çünkü daha bir tanesinin bile fatihi olamamıştı."
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
Şöyle örnek bir metin gördü vatsap grubunda:
Buna ekleme çıkarma yapıp şikayetlerde kullanabiliriz.
İlgili birime iletilmek üzere Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi yetkililerine,
Söz konusu başvurum ÖSYM’ce yapılması öngörülen, daha önce ertelenmiş Sayıştay Denetçiliği Eleme Sınavı’nın uygulanmasına yönelik 10.07.2018 tarihli duyuru hakkındadır.
Kamuoyunca da bilinen süreç hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse,bilindiği üzere ÖSYM’ce 26 Mayıs 2018 tarihinde elektronik ortamda uygulanan sınav Ankara Esenboğa Sınav Merkezi’ndeki teknik arıza nedeniyle ertelenmişti. Şahsım da dahil olmak üzere birçok öğrenci sınavdan mağdur olarak ayrıldık. Söz konusu sınavın yeniden uygulanması hakkında yapılan duyuruya göre yeni sınav tarihi 12 Ağustos 2018 Pazar günü , saat 10 olarak belirlenmiştir, fakat aynı tarih ve saatte sınav tarihleri daha önceden belirlenmiş ve açıklanmış PTT Uzman Yardımcılığı, Vergi Müfettişi Yardımcılığı sınavları bulunmaktadır ve bunlar çakışmaktadır. Bu sözkonusu sınavlar için başvurular daha önceden yapılmış ve sınav ücretleri de yatırılmıştır.Eğer duyurudaki tarihte sınav yapıldığı takdirde yeniden mağdur edilmemiz kaçınılmazdır.
6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3.Maddesine göre “Sınav ölçme, değerlendirme ve yerleştirme işlemlerine yönelik yıllık sınav takvimini belirlemek, kamuoyuna duyurmak ve bu Kanunda belirlenen ilkelere göre yerine getirmek” görevi vardır. Kurum kendi belirlediği misyonuna göre “Uyguladığı sınavlarda geçerli, güvenilir ve adil ölçme, seçme ve yerleştirme yapan bir kurum olmak” amacındadır. Fakat söz konusu uygulama bu ilkelere uygun değildir.Bu nedenlerle sınav tarihinin yeniden kararlaştırılıp daha uygun yeni bir tarihte yapılmasını talep etmekteyim. Gereğini saygılarımla arz ederim.
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Güvenme insanların samimiyetine
Menfaatleri için gelirler vecde
Vaad etmeseydi Allah cenneti
O’na bile etmezlerdi secde.Mehmet Akif Ersoy
-
RE: Geceye Bir Şarkı Bırak
@agor piyasası var hâlâ bu liseli kafelerinin önünden geçerken duyuyorum :)) bozuk akordla yeni gelişen sesleriyle soylemeye devam ediyorlar :)) ben MFÖ grubunda olsam oradan geçerken canım sıkılır