@olursaolur arkadasım çalışıyor. 2750 ile başlamıştı şu an 3460tl alıyor
![](/assets/uploads/profile/13281-profileavatar.png)
pokuhantes tarafından gönderilen iletiler
-
RE: İçişleri Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı
-
İçişleri Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alımı
İçişleri bakanlığı sözleşmeli personel alımı ilanı 2019 https://www.tercihiniyap.net/ilan/icisleri-bakanligi-personel-alimi-2019-h6635.html hayırlı olsun.
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Delikanlım!.
İyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.Delikanlım!.
Sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha…(Nazım Hikmet) -
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Bütün ömrümce aradığımı bulduğumda, oturup ağlayacağım bir deniz kıyısında...
(Ataol Behramoğlu)
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri, etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız.
(Sabahattin Ali)
-
RE: Geceye Bir Şarkı Bırak
Yaprak döker bir yanımız,
bir yanımız bahar bahçe... -
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem, yalnızlığın başkenti orası.
(Cemal Süreya)
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor.
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
@lion yok değil ama bunun hatrına bi derviş yapmazsam olmaz
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
"Gönül telaşımız dünya telaşımızı geçmedikçe, gönül güzelliği bizlere yetmedikçe, insanları, yalnızca bir kalbi olduğu için sevmedikçe, mânâya inmedikçe, incinsek dahi incitmedikçe, acıya da olsa tebessüm etmedikçe, beklentisiz "sevmedikçe" güzel bir insan olamayacağız."
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
@lion alemsiniz
o yürekten bana da lazım; sürekli bana aynı soruları soran akraba, konu komşu ve teyzeler için
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Dervişin birine;
"Yoksulluk kaç gün sürer?" diye sorduklarında,Kırk gün diye cevap vermiş.
Peki demişler kırk gün sonunda ne olur?
Yoksulluk biter mi?Derviş gayet sakin cevap vermiş:
Hayır alışırsınız.(O kadar alıştım ki, bi hayli hissizleştim)
-
RE: B Grubu / Tarih Dersi ile Önerileriniz
@baelish hocam ben tarihi hiç yapamayan biri olarak Ramazan Yetgin'i 2016da dinlemiştim gercekten çok büyük katkısı oldu ama ben kendim calışarak daha iyi kavradığımdan tarihin pusulasından çalışmıştım. Kitap gerçekten ne detay ne de yüzeysel. Tam sınav tadında önerebileceğim bir kitap. Ayrıca konularım bittikten sonra genel tekrar mahiyetinde Kadir Koç hocamın videolarının çok katkısı oldu. Kesinlikle takip edilmesi gereken biridir.
-
RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)
Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı. Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım. Hatta babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi. Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki... En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani. Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık. Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya zıplaya yürüyerek gelirdik. Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi. Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık. Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi. Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik. Ya da pencereden bize bir sürahi bir bardak uzatırlar,hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik. Kısacası evine gidip gelen elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi. Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu.Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi. Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırırlardı bizi... Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı. Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık. Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık. Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık. Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim. Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum. Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem. Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri. Evlerimiz var, içinde yaşayan yok. Parklarımız var, içinde oynayan çocuk yok. Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar... Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz.. Tahta iskemlelerimizde oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu. Ben kapılarında 'vale'lerin, 'bady'lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir. Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksitini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana. Benim değildir bu kültür. Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder. Nedir bunlar? Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk. Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk. İyi de neden böyle olduk ? Biz mi istemiştik? Yoksa birileri mi böyle istedi?.. 'Her toplum hakettiği gibi yönetilir'derler ya, hakettiği gibi de yaşar diyelim mi?
(Alıntıdır)
90'larda çocuk olmak...