Güncel Ekonomik Gelişmeler
-
@antimülakat hocam şok ve yüksek oranda bir faiz artışına gitmesi beklentisi var yatırımcılarda zaten merkez bankasının ama bunu yapabilir mi emin değiliz tabi bu kısa vadeli çözüm olur arkasından belirsizlikleri ortadan kaldıracak piyasa ekonomisinin, mb bağımsızlığının korunacağına dair sinyaller vermemiz ve maliye politikasınıda sıkılaştırmamız gerekiyor büyümeden vazgeçmek demekte şuanda tercih edilir mi
-
@maxmin ah ah gitti o ucuz dolarlar. O ucuz dolarları betona gömmek yerine ne yatırımlar yapılırdı.
-
Sanırım devlet tahvilleri yabancı para karşılığında da verilebiliyor. Bu durumda faiz oranlarının biraz yüksek tutulması yabancı yatırımcıların tahvil taleplerinin artmasını sağlayacaktır. Böyle bir formül ile yabancı para arzı arttırılabilir mi? Yoksa uzun vadede bu borç hem faiziyle ödeneceğinden hem de döviz cinsi şeklinde olacağından aynı daralma daha şiddetli mi yaşanır?
-
@antimülakat Dolar arzı artırılmalıdır demek şakkadanak piyasaya 10 milyar vermek demektir hocam. Durumun faiz ile de çözülecek bir yanı kalmadı. Geciktikçe artırmamız gereken faizde artıyor ve etkisi de azalıyor. Arjantin faiz artırmada geç kaldı, 27 den 40a 1 haftada çıkardılar faize ancak paraları değer kaybetmeye devam etti. Bizde de aynısı olacak artık faiz artırımı günlük etki eder, piyasa ertesi gün unutur. Bize yeni bir hikaye lazım, yeni hikayeyi yazamazsak bu işin sonu kötü. Şu yüzden kötü, bundan önceki hiç bir ekonomik kriz reel sektörü vurmamıştı, bankalar ayağında çözülmüştü olaylar. Bu sefer reel sektör borcunu ödeyemeyecek duruma gelecek ve bunun etkileri daha ağır ve uzun olacak.
Yeni bir hikayede yazamıyoruz malesef, inşallah bizde arjantin gibi olmayız. -
@genclerbirlikli valla hocam ne kadar alakasız adam tanıyorsam mütahit olup zengin oldular
-
@pow3rtech teşekkürler. Benim anladığım kadarıyla bu sefer ki mevzu yapılacakların çok ötesinde hatta iktisadi kavramların sınırını da aşmış durumda. Her anlamda bir güven tazeleme meselesine ihtiyaç var. Türkiye henüz moratoryum ilan etmedi ve demokratik kurumlarıyla birlikte dimdik ayakta demeye ihtiyaç var. Hal böyle olunca gündelik makro ekonomik gelişmeler mevcut durumun hızını ancak geçici süreliğine azaltacağa benziyor. Durum bu kadar kötüye gitmeden müdahalenin yapılmamasına gerçekten sebep çok ama maalesef anlıyoruz ki bunların yapılmamasındaki sebepler toplumsal değil.
-
Tasarruf etmiyoruz , edemiyoruz.. Yapılan tasarruflar ise yatırıma kanalize edilemiyor. Ayrıca girişimci kısmın yatırım iştahı son bir kaç yılda neredeyse hiç kalmadı. Bu durumu çevrenizden sadece gözlem yaparak bile görebilirsiniz. Faizi arttırmak ya da azaltmak kısa vadede bile çözüm olmayacaktır. Bizdeki enflasyonun sebebi talep fazlalığından değil maliyetlerin artmasından ( döviz kuru yükselmesi) kaynaklanıyor. Petrol fiyatları 40 dolarlardan 80 dolarlara geldi, bir yandan gelişmiş ülkelerin korumacı politikaları, vadesi gelmiş anapara ve faiz ödemeleri vs vs...
TCMB bir yandan sıkılaştırma yaparken diğer yandan devletimiz gevşek maliye politikası uyguluyor.. Litaratürde iki politikanın birbirine uyumlu olması lazım ancak biz tersini uyguladığımızdan tam bir açmaz içerisindeyiz. Kısa veya orta vadede ne kadar üretim arttırılabilir?? Bunun ekonomik ya da siyasi alt yapısı hazır mı? 2017 yılında Çinden 24 milyar dolarlık mal almışız, 2 milyar dolarlık mal satmışız.. Sadece 22 milyar dolarlık cari açık Çinden kaynaklanıyor. Üstelik satın alınan kalemlere baktığınızda ara malı ya da yatırım malı oranı çok çok düşük..
Öncelikle uzlaşı ortamı ve pozitif söylemlerin bile bu gidişatı frenleyeceğini düşünüyorum.Her ne kadar mantıklı görünmese de ithalatı kısarak ( gerekirse zorunlu önlemler alarak) döviz tasarrufu yapmalıyız.. Büyümeyi bir süre öncelik olmaktan çıkarıp enflasyona tüm gücümüzle ağırlık vermeliyiz.. Popülist politikalarla emekliye ikramiye verileceğine devlet tüm imkanlarını ve enerjisini kit eliyle katma değerli üretim yapmaya ayırmalı...
-
@lugano06 hocam dış ticarette almak zorunda olduğumuz ham madde ve sanayi makineleri var. Bunlar olmadan üretimi arttırmak da mümkün görünmüyor.
Öncelikle plastikten mamül eşya üretebilmek için, (Plastikten kastım aklımıza sadece kova, pet şişe vs. gelmesin. Pimapen'den, dolaba, vestiyerden, çantaya kadar bir çok ürün için kullanıldığını bilerek devam edelim.) Petro kimyasal atıklardan oluşan polietilen ve polivin türü hammaddeye ihtiyacımız var. Ülkemizde petrol ve türevleri olmadığı için bunlardan oluşan ham madde olan polietilen türü ham maddeyi ithal etmek zorundayız. Bunun dışında sanayinin bütün dinamizmini sağlayan Alman CNC tezgahlarından vaz geçme lüksümüz henüz mümkün görünmemekte. Bununla birlikte üretim için gerekli enerji kaynaklarından da vazgeçme şansımız yok. Bir de buna ülke üretiminde çok daha pahalıya mal olacak ufak tefek görünen ama gündelik hayatta çok sık tüketilen Çin mallarından da vaz geçme lüksümüzün olmadığını ekleyelim. Son olarak ülkelerin mutlak ve/veya karşılaştırmalı üstün olduğu malları da ithal etmeme lüksümüzün olmadığını da söyleyelim. Bunların hepsini yekün olarak değerlendirdiğimizde dış ticaret açığını ithalattan vaz geçmek formülüyle değilde, bunun yerine kendi markamızı oluşturarak dünyaya pazarlayacağız bir ihraç ürününde de ısrar etmekte olduğunu düşünüyorum. Bu öyle bir ihraç ürünü olmalı ki, görenler bu Türklerin malı belli cümlesini kuracakları seviyede ve kalitede olmalı. Bunu yaparken de kimsenin meseleyi sulandırmasına, nepotizme uğratmasına izin vermeden sadece millici davranarak ve ısrar ederek politika belirleyerek yapmalıyız. Kısaca öyle bir alanda ısrar etmeli ve dünya lideri olmalıyız ki, yıllık ihracatımız bu alanda 40 - 50 milyar doları bulmalı.
-
Şunfoeumda ekonomi tartışmalarını okumaya bayılıyorum. Çoğu tv programında hoca diye çıkarılanlardan başarılı, tarafsız, kaliteli...
-
@antimülakat Aslında aynı şeyleri söylüyoruz hocam, ben ithalatı kısmaktan bahsederken tüketime yönelik ithalattan bahsetmek istedim.
Dünyadaki ilk 100 marka içinde 1 tek Türk markası yok... Marjinal bir ürün üretmek ve piyasanın kaymağını yemek için icat yapmak gerekiyor. İcat yapmak için de fen ve teknik liselerin sayılarının arttırılması.. Ayrıca pazarlama ve reklam konusunda çok çok eksiğimiz var. Ülkemizin ürünlerini, üretim gücünü pazarlayabilecek siyasi otorite elzem görünüyor.
-
@antimülakat İhracatı desteklenecek alan ne olursa olsun belki ilk etapta kısa, sonrasında orta ve sonrasında uzun vadeli planlama yapılarak hareket etmeliyiz. Burada ülkemizin diğer ülkelere göre üstün olduğu bazı alanlar mevcut. Bunlarda bile ısrar ederek bir ihraç tekeli haline gelebiliriz. Tekstil, beyaz eşya veya taşıtlara ait yedek parça. Devletin de desteğiyle bir alanda Türk menşeini Dünya'ya ispatlamış bir ihraç malı üretmemiz şart. Bunu başaramayacak ülke değiliz ama kesinlikle bu konuda ısrar ederken popüler ve nepotik davranışlardan hükümetler uzak durmalı. Sadece uzaktan çalışmaları minimal düzeyde denetleyen bir devlet mekanizması işletilmeli. Ehil kişilerin kontrolünde gerekli finansal destekle sağlanacak bir marka ülkemize çok şey kazandırabilir. Tabi burada ARGE ve Reklam meselesi de hafife alınmamalı.
Dünya'da sektörel anlamda tekel haline gelen eşya ve ülke gruplarını değerlendirelim:
Teknoloji lideri : Japonya yanına Amerika'da söylenebilir.
Makine lideri : Almanya
Ucuz eşya lideri : Çin ve yanına Hindistan ile Endonezya'da eklenebilir.
Savunma Sanayi lideri : Rusya ve Amerika.
Otomotiv lideri : Almanya yanına Japonya ve Kore'de eklenebilir.
Alkollü içkiler lideri : Fransa, Rusya sayılabilir.
Hayvancılık ve hayvansal gıdalar lideri : Çek Cumhuriyeti ve Fransa.
Parasal ekonomi lideri : Amerika ve Birleşik Krallık.
Bankacılık ve Sigortacılık lideri : ABD, İsveç ve İsviçre.
Brezilya futbol lideri, Hollanda bitkisel ürünler lideri, İran petrol ve petrokimyasal ürünler lideri gibi.Daha bir çok üründe dünya lideri ülke varken ve bu ülkelerin ekonomisini Dünya'da marka haline getirdikleri bu ürünler sağlarken Türkiye neden bir üründe Dünya lideri haline gelmesin. Tekstil olabilir, tarımsal veya hayvansal gıdalar olabilir, Beyaz eşya olabilir, Tank-Kirpi vs. gibi savunma sanayi araçları olabilir, Taşıtlara ait yedek parça olabilir.
-
Şu ülkede kafasi çalışan insanlarin olmasi güzel bi şey ama bu insanlar olmasi gereken yerde değil işte sorun bu söylenebilecek her seyi söylemiş arkadaslar . Ben de bi yorum yapayim dedim bi sey kalmamis
-
@başmüfettiş bu arada yiğit bulut çeşitli kurumlardan (türk telekom, trt, varlık fonu vb) aylık 200bin maaş alıyormuş diyip bombayı bırakıp kaçayım.
-
@genclerbirlikli biz iki bin lira maaşla iş bulduk mu sevinir vaziyetteyiz
-
@genclerbirlikli azmış biz de para toplayalim ayda destek olalim kendisine.
Bu da bi şey mi örtülü ödenek ile harcanan paranin inanilmaz büyüklükte olduğunu duydum ben de. -
@aliveli benim aylık gelirim şu an 500 tl 100 euro bile değil
@BaşMüfettiş aylık gelirimi yukarda beyan ettim ne kadarını vereyim daha
-
@genclerbirlikli Bunu söyleyip ancak kaçılır zaten Ben de diyorum bu telekomun borcu niye devamlı artıyor, varlık fonu falan noluyor böyle sürekli olarak izahı olmayanın mizahı oluyor noktasına gelmek insanın canını sıkıyor.
-
@genclerbirlikli Eskiden yoruma negatif beğeni vardı. Olsaydı hiç suçun olmamasına rağmen, verdiğin bu bilgi için seni eksileyecektim. Öyle bir eğri var ki sanki hiç birimizin bilmediği:
Ülken adına ne kadar zararlı isen, o kadar çok kazanırsın eğrisi! -
@genclerbirlikli son yazısıda kriz çığırtkanlığı yapanlarla ilgiliydi buraları okuyor olsaydı listesinde @Antimülakat ve bu başlıktakilerde olurdu
-
@plansız mizahı da olmasa hepten sıyırırız galiba, telekom 45bin varlık fonu 80bin trt 12bin veriyormuş ayrıca bu da ek bilgi
@Antimülakat ben eksilik bi şey yapmadım ki
@maxmin bu başlıktakileri listenin en başına yaldızlı olarak yazardı bence