Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
...
sana öyle hasretim bu temmuz akşamında
... -
Bazen sığınmak istersin bir yüreğe,
Belki yağmur dinene kadar,
Belki de sonsuzluğa kadar...Ö.Asaf
-
Ve bu yorgun bu hüzünlü yüreği, benim değilmiş gibi hiç kimse görmeden, şöyle bir yol kenarına bıraksam...
-
Denize karşı bir bankta
Omzuna başımı yaslayıp,
Sesinden şiir dinlemek gibi
Çocukça isteklerim oldu
Bağışla…Nazım Hikmet Ran
-
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanimiz
Bir yanimiz bahar bahçe
... -
Her veda cok hüzünlü..
-
@1umut her veda yeni bir başlangıçtır.ve her yeni başlangıç emin ol çok güzel olur dostum benim
-
...
Hayat hiç mavi yerinden vurmadı.
...
bir renk değildir mavi huydur bende
ve benim yetinmezliğimdir
ve herkesin yetinmezliğidir belki
denecektir ki bir süre
ve denenecektir
bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki
gönül gözü görendedir,
derinler mavidir.Edip Cansever
...
-
“Ama bir kere kırılmıştım.”
Sabahattin Ali
-
Güzel başlıkmış burası bende şöyle bi yazı bırakıyım. Duygusal Taciz nedir konulu yazı,çevremiz bu hasta ruhlularla dolu maalesef. dikkat etmemiz gerek bunlardan uzak durmamız gerek...……
Sürekli Tedirginlik
Sevgilinizin her davranışı sizi korkutuyor. Bir şey sormaktan ya da bir şey anlatmaktan çekiniyorsunuz. Çünkü size sert tepki vereceğinden korkuyorsunuz.
Kötü Öğretmen
Sevgiliniz hemen her konuda eksik olduğunuzu düşünüyor ve size hep bir şeyleri öğretmeye çalışıyor. Üstelik bunu yaparken size kendinizi kötü hissettiriyor, nasıl bu kadar aptal olabileceğinizi söylüyor.
Mukayese
Sevgiliniz sizi sürekli arkadaşlarınızla karşılaştırıyor. Onların daha başarılı, daha güzel olduğunu söyleyip duruyor. “Neden onlar gibi değilsin?” diyerek üzerinizde baskı kuruyor.
Dengesizlik
Size sürekli bağıran, sizi azarlayan sevgiliniz nadir de olsa haklı olduğunuzu anladığı zaman abartılı özür dileme oyunlarına giriyor. Önünüzde diz çöküyor, “Beni bırakma” diye ağlıyor.
Suçlama
Sevgiliniz hemen her konuda sizi suçluyor. Hatta arkadaşlarınızın, çocuklarınızın yaptıklarında bile sizi suçluyor. Kendi yaptığı hatalarda bile sizi sorumlu görüyor.
Aşırı Kıskançlık
Size göz açtırmıyor, sosyal hayat içinde bulunmanızı istemiyor, giyiminize, gittiğiniz yerlere karışıyor. Üstelik bunları çok sevdiği için yaptığını söylüyor.
Değersizleştirme
Size kendinizi kötü ve değersiz hissettiriyor. Yeni bir adım atmaya çalıştığınızda önünüzü kesiyor, “Sen beceremezsin” diyor. Kendi kendinize karar bile alamayacağınızı ima ediyor.
Sadizm
Hatanızı yüzünüze vurduğunda, sizi aşağıladığında, eleştirdiğinde, kızıp bağırdığında kendini daha iyi hissediyor. Bundan sadizm seviyesinde zevk alıyor.
Aşağılama
Özellikle arkadaşlarınızın, ailenizin yanında sizi aşağılıyor. Bir ortamda başarılarınız konuşulduğunda “Yok canım o mu yaptı, ben yardım etmesem yapamazdı” diyerek sizi küçük düşürüyor.
Karşı Örgütleme
Çevrenizdeki herkesi size karşı örgütlüyor. Arkadaşlarınıza, ailenize hatta çocuklarınıza bile sizin hep yanlışlar yapan, beceriksiz, işe yaramaz biri olduğunuzu söylüyor ya da sürekli bunu hissettirtiyor.
Cezalandırma
Sizi haksız bulduğunda cezalandırma yöntemini uyguluyor. Bu ceza çoğu zaman küs ve sessiz kalma iken ileri safhada fiziksel şiddete varıyor.
Özgüven Cellatlığı
İlişkiyi tam olarak kendi kontrolüne aldığında artık özgüveninizi yitirmeye başlarsınız. Bir süre sonra “Onsuz hiçbir şey yapamıyorum” düşüncesine girersiniz. Sizi kendine bağımlı hale getirir.
Yalıtım
Sizi çevrenizden koparır. Yaşadığınız durumla ilgili kimseyle konuşamaz hale gelirsiniz. Bu durumda daha da içinize kapanırsınız. “Benim ondan başka kimsem yok” diye düşünürsünüz.
İnkar
Zaman zaman yaptıklarının sizi rahatsız ettiğini söyleseniz bile hemen inkar pozisyonuna giriyor. Yaptıklarını sevgiyle açıklıyor ve hiçbirini kusur olarak kabul etmiyor.
-
Bi "geçmiş olsun"u bile zahmet edip yazmadınız bayım. Ben size gerekeni üzülerek yazıyorum "yolunuz açık olsun".
-
...
Herkesten, kendisinden bile gizlediği bir yolculuğa çıktı. Aynı yerlerde bıraktığı izleri silmek, gerçekle düşü ayrıksamak adına her ayrıntıyı adımladığı bir yolculuk. İçinde hiçbir rastlantıya ve aldanışa yer bırakmayacak kadar gerçek bir yalnızlık saklayan, tüm yanlışlıkları, yanlış anlamaları doğrulayan bir yolculuk bu. Birazı yollarda, çoğu kendi içinde, kızgın zifte bulanmış katran karası bir yolculuk. Varılacak yer viran, mektuplar adressiz, sözler anlamsız, tebessümler eksik kalmıştı bu yolculukta. Dalgalar ve şiddetli bir yağmur kadar konuşkandı anılar. Bir uğuldamadan ibaretti. Bir depremin yer altında çıkardığı sismik dalgalar kadar şiddetli ama sessizdi olan bitenler. Haberler ölüm haberleri vermişti o günlerde yine. Kimisine kalp krizi, kimisine solunum yetmezliği demişti. Kansere yenilmişti yalnız bir adam o günlerde. Çoğuna göre yeterince uzun yaşamış bir ihtiyar vazgeçmişti beklemekten belki de. Hiçbir haber hasretten ölenleri yazmamıştı. Belki gerçek sebebi anlamamış belki de umursamamıştı. Kim kimin hasretini gerçekten umursardı ki hem?
Sağa oturdu yine, soluna yağmuru sağına rüzgarı aldı. Bu kez muhafaza edeceği tek şey hafızasıydı onu da bir şişeye koyup, mantarlayıp ağzını, azgın sulara saldı. Nerelere gider diye düşündü bir an, belki de uzaktaki ülkenin kızıl dağlarından çıkardı, belki bir kayada kırılıp, mavi mürekkep gibi sulara akardı. Kara-sabandan, kara-basanlara kadar her şey karanlıktı zaten, kapkara oldu. Bir türkü kulağına çalındı uzaktan, silik bir fotoğraf karesinin sararmış beyazları arasından. Özgürdük diyebileceği kadar özgürlüktü istediği. En güzel tutsaklığının bukağısını, o kayanın yanına bırakması bundandı. Gitti ve gitti sonra, dönerek yükselen o yoldan. Hakim bir tepede bir kalenin burcunda çizgi çizgi gözündeki gülümsemeyi bıraktı. Son kalesinin son burcunu, yüreğinden saçtığı ateş ile yaktı. Düşmanın ve savaşın ve kayıpların yıkamadığı kaleyi, hasretinden bir zerre ile yıktı.
Yürüyen dumana saklanmadan hemen önce bulanık akan bir dere kenarında, tatlı suyu tuzlandıran damlaları topladı. Katre kadehi yüreğini kırılmasın diye kekremsi bir cam ile kapladı.
Karsız kışı geride bırakmış topraklardan düşmüştü şakağına ilk kar tanesi. Yaşını ve yaşamını cebine koymuş, asır sürecek dönüş yolculuğuna çıkarken, uzaktaki ezbere bildiği pencereye -onu görmeyen, onu bilmeyen o pencereye- baktı ve dedi ki;
/"Katran boyalı saçlarıma düşen ilk aksın,
yaşayıp yaşlandıkça bu öykü tel tel saçlarımdan aksın.
Tek bir siyah kalmayınca saçlarımda,
daim başımın üstünde olacaksın.
Aklım başıma gelmesin,
uslanmasın yüreğim ve
ruhum dağların başına çıksın.
Gelirsem bir gün yeniden, kar olup, tipi esip dağlardan geleceğim,
unutmayasın."/...
https://www.youtube.com/watch?v=yQCflUIi8tU&feature=youtu.be
-
...
-kurudu çiçek, döktü yapraklarını bir bir. ilk değildi bu, alışkındı yalancı baharlara. güneş görünürdü ilkin, hiç dönmeyecekmişçesine yüzünü. bulutlar, su olup akardı peşisıra. zarif boynuyla bir kuğu eğilirdi suya...-
...
üstümde, göçmüş bir tavanın yükü var. zamansız bir yangının orta yerindeyim. yüzümdeki sahte tebessümde boğuluyorum günlerdir. şimdi ne sen sor ne ben söyleyeyim. kim bilir hangi uçurumun eşiğindeyim...
...
gökyüzü, rengini bırakıp akıyor önüme, her sabah uyandığım turuncu yağmurlar nerede? kaç kere koşup düştüm, kaç duvara çarptı düşlerim, bilsen kaç kırık bıraktım geride... birbirimize sırtımızı dönmüş gidiyoruz, duraklatılmış bir filmin sahnesinde kalmak isterken seninle...
...
burnumda acı bir kahve kokusu. biraz seni anımsatan, biraz buruk. amansız bir vedanın yasını tutar içimdeki mavi çocuk... -
"Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım.
Değmeyenlere zaten üzülmem.
Üzüldüğüm şey; değmeyenlere, yüreğimin değmiş olması." -
Küstürmeyin insanları hayata. Sonra her şeyden vazgeçiyorlar... Bir dağ başında kalmayı, bir adada mahsur kalmayı, nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar. Küstürmeyin işte bazı insanları.
-
Zaman erir kelep kelep
Meyve dalında kalmaz hep
Unutturur birçok sebep
Unutursun Mihribanım -
...
Susmasaydım,
bestelenmeyi bekleyen o şiiri
sese döker gibi kucaklardım
çağıran hayalleri. -
“Gözleri olanlara dünyada görülecek hiç bir şey olmadığını söylemek zordur. Ne var ki gerçek bu inanın bana. Dünyayı tanımak için dinlemek yeter, yolculuklarda görünenler bir aldatmacadır yalnızca. Gölgelerin peşinde başka gölgeler. Yollar ve ülkeler, önceden bilmediğimiz hiçbir şey öğretemez bize; gecenin dinginliğinde kendi içimizde dinleyebileceklerimizden başka hiçbir şey?”
Amin Maalouf
-
if not us, then who?
if not now, then when? -
"Relax and trust the timing of your life. You will figure out your career. You will find the right relationship. You will become the person you always wanted to be. Just don’t forget to appreciate who you are now.”
Ruben Chavez