Geceye bir söz bir şiir bırak :)
-
..şimdi sıra güzel bi tatilde️
-
Sevgili yüklük,
Raflarına aldanışlar bırakıyorum, ağırlığını kaldıramadığım fark edişler. İnsan, zamanın sırtına yükledikleriyle toprağa yaklaşıyormuş meğer. Sanki her yeni adımıyla beraber, biraz daha aşağı iniyor/batıyormuş, yeryüzünün merkezine doğru. Bulutsu hayalleri ufalanıyor, kalbi kararıyormuş gerçeklerle. Gökyüzü uzaklaşıyormuş günbegün.
Bir insanı sevmek, sallantıda olan bir dünyada, bir umut edinmek demekmiş aslında. Sarılmak, o sarsıntıya beraber karşı koymakmış. Öyle anlarda düşmek de bir, kalkmak da. Sevince çocuklaşıyormuş insan, olmadık özellikler yakıştıyormuş muhatabına, hani babalar hiç ağlamaz, anneler hep affeder, öyle işte. İnsan birini sevince, gitmez diyormuş, bitmez, bırakmaz.
Yüklük, bu defa farklı olacak diye başladığımız her şeyin nihayeti, aynı heves kırıklığıymış. O umudu yitirmekmiş.
Biliyorum, dağılmış bir vazonun parçaları gibi, ne kadar toparlasak da kendimizi, yine kırıldığımız yerden kırılacağız, hiçbir tutkal fayda etmeyecek. Toz pembe iyimserliğin kumdan kaleleri, ilk rüzgarda ya da ilk dalgada yıkılacak. Kalıntıların başını beklemek, yine bize düşecek. Onarmaya, telafi etmeye çalıştıkça, göçüğün altındaki yerimiz sağlamlaşacak.
Yüklük, yaşanmışlıklar öyle ki, çok sevdiğin hatta çok evvelden aşinası olduğunu sandığın yüz, değişiveriyor ansızın, yabancılaşıyor. Gözleri bir başka bakıyor, dudakları bir başka söylüyor. Kıyılar, uçurumlaşıyor. Oysa ki aynı yüz, aynı gözler, aynı dudaklar. Ama o yakınlık yok artık, o sıcaklık yok. Elleri buz, kalbi uzak. O kadar ki, yeniden tanışmak icap ediyor. Hiç tanımamışsın meğer, hep aldanmış, hep yanılmışsın.
Sevince bir suret giydirirmişsin bilmeden; bütün güzellikler, bütün iyilikler onda var, onunla var zannedermişsin. Sonra bir an, bir söz, bir bakış, bir susuş. Çıt. Hayali bir çerçeve yere düşer, kırılırmış orta yerinden. Yüklük, bir fotoğraf karesi kalırmış geriye, kimsenin kimseyi tanımadığı bir tesadüf.Rasih Aslantürk
-
Less is more
-
"Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi"
Cebeciyi ve forumu özlemişim. Selamlar.. -
...
Olmuştu bahtımın Sultanı,
Zambaklar kraliçesi nice bir straliçe,
Kalbim ki menhirlerdir, suskun aşkı
Ansıtmak için dikilmiş yazıdan önce,
Unutansa ben gene, ben zavallı.Ben Mesih'tim, hem Barabbas'tım,
Kim çarmıha gerildi o gün
Bağışlanan kimdi, karıştırmışım,
Bugünse bağışlayan göğsün
Kollarını açınca ben çarmıhım.Birdim iki oldum, iki iken bir
Ne yalnızken birim, ne de seninle iki,
Sevi de yalnızlık gibidir
Var yok eder durur kişiyi
Akşamları boru sesiyle gelir.Melih Cevdet Anday
-
başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz
havası ayrı havabir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzunbir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğincenerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka. .Can Yücel
-
"İnsanların önemli bir kısmı gayriciddi şeyleri severek yaşar, ciddi şeyleri överek poz keser."
Agah Aydın
-
"Zekamızla kazanılan,bakış açımızla somutlaşan ve bilincimizle biçimlenen fikirler,kalplerimizi kırmadan koparamayacağımız zincirlerdir; onlar ancak itaat ederek üstesinden gelebileceğimiz şeytanlardır."
Karl Marks -
"Kendi yetersizliğini kabullenip eksiğini sahiplenmeye cesareti olanların, bir başka deyişle, kendine bakmaktan korkmayanların yaşayabileceği bir mutsuzluktur mutluluk."
Agah Aydın
-
Tırtılın yolun sonu dediğine Allah kelebek demiş. hiçbirimiz bizi bekleyen güzellikleri bilemeyiz.
-
Şuramda diyor benim hastalığım... yüreğini gösteriyor.
-
“...Gidelim buradan;
Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim. Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim...”Tarık Tufan
-
"Gök gürledi
canı sarsılmadı şimşek çakışından
ve yağışlar dilinden döküleni epritemedi
sert esen poyrazın dayattığı siliklik
ağustos sıcağı gerekçesiyle pelteleşme
dilsizlik sağırlık çolaklık körlük
mızrak değdiremediler güzelim gövdesine
değiştirilsin aniden coğrafya dersinde konu
Kaçmak isterken vuruldu. " -
Bir şairle evlenmek başka şeydi, burnunu şiir kitaplarından kaldırmayan bir oğula sahip olmak başka şey, elbette... Baba'nın hayal ettiği erkek evlat bu değildi. Gerçek erkekler şiir okumazdı; hele şiir yazmak, Tanrı korusun!
Uçurtma avcısı.
-
...
Ben ki kazdım, küredim, ellerimle boşalttım geceyi
yıldızları, hüznü ordan fırlatıp attım,
sonra ordan fırtınalı bir tüzeyle halka bakınca
yeniden yaralandım dünya ırmaklarından.Dünyanın ırmakları dediğim yer
aydınlık, gülümserlik ve sevda
Oysa halkın göz çukurları çamurlanmıştır
kanı ılgıt ılgıt akar, kanı kara
yazlık sinemalarda, üniformalar altında
banknotların, kıravatların saltanatıyla
çürütülmektedir halk.Yaşamak güzeldir
gözlerim daha güzel
gözlerim daha güzel halka bakınca
ve sürülmüş toprağı
yaratkan beyni
işleyen elleri huylandıran bakışlarım
yani insan türünün var kılan hız
yani hatta tarlalarda
döl yataklarında bile oyalanmayan
savaşın, sevdanın rengi
her güzellik bu rengin ardındadır
yaşamak bir başına bu rengi geçebilmez
'ölümden korkup da sonunu sayan
ölür gider yar koynuna giremez.'İsmet ÖZEL
-
saçlarımdaki beyazların sebebi olacaksın guy
-
Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran![NFK]
-
Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?
Oğuz Atay
-
...
Özlemek o zaman bir çığlık olabilir belki, bir çığlık
Sormuyorum artık biliciye de bilgine de
Aşkın darası nedir
Ve mutsuzluk mümkünmüdür ki o,
Bir kırlangıç ikindisiydi belkide,
gümüşte ve hüzne gizlenenÖdünç sevişlerden bize kalan sonsuz grilikler oluyor yalnız
ve bir çocuğun hüznüne kazınıyor, gülüşlerimizin paramparçalığı
Sesimin sislenmesi bundandır.Ahmet Telli
-
“Bak iki bacağım koptu fakat dövüşmek için iki kolum daha var “.