KPSS A Grubu Atamalarında Yaşanan Tüm Sorunlar Hakkında Çözüm İstişare ve Birlik Platformu
-
@hamzaömerhalid yok hocam ben tamamen anket odaklıyım ancak katılım çok düşük hatta yerlerde diyebilirim. Açıkçası ankete katılım bu sayılarda ise etkinlik için katılım çok daha düşük olacaktır. Bu durum başladığımız sürecin çok fazla yerini bulmayacağını gösteriyor gibi. 200 kişi katılmış şu ana kadar ankete. Bu sayı bizim beklediğimizden çok düşük.
-
@antimülakat anketi 600 kişi görmüş bu sayı tekrar okumaları da içeriyor o zaman. Ayrıca anketin varlığın Facebook da filan duyuruldumu ki eğer duyurulmadıysa normaldir. Ama etkinliği sürekli her yerde paylaşır yayarsak umarım ki katılım iyi olur.
-
@hamzaömerhalid hocam a grubunu ilgilendiren önemli bütün gruplarda paylaşım yaptık.
-
@antimülakat eyvallah bakmadığımdan bilmiyordum. Ya bide bi Öner’im daha var şimdi biz bu mektubu kendi ağzımızdan sayın cumhurbaşkanım bizler diye başlayacağız ya. Birde evlatlarımız yavrularımız kardeşlerimiz diye bizden bahseden tarzda yazsak aynı metini ailelerimiz den de atardık.
-
Yazdıda iki şeye özellikle vurgu yapılsın
- Her yıl 100.000 iibflinin girdiği KPSS alan sınavından çok az alım yapıldığı
- Sınav ve mülakat sonuçlarının çok geç açıklanması. Bir kurum yazılı sınavından sonra en geç 2 ay içinde atamalar gerçekleştirmeli.
-
@gariban-guy son gunlerde okudugum en faydalı yorum bu dostum.Katılmamak elde degil.Yazdigin gibi 5 10 okul belirle digerlerine vur kilidi.
-
İnsan, kötü şeylerin hep başkalarının başına geldiğini zannediyor. Ancak, durum öyle değil. Özellikle A grubu öğrencileri için hiç öyle değil. Mezun olmadan önce ben de açıkçası yaşanan bu olumsuzlukları her duyduğumda, olumsuzluğun nedeninin bireyde olduğunu sanırdım. Halbuki öyle değil.
Bu kurum sınavlarının ve seçme sisteminin bizatihi kendisi sorunlu. Her arkadaşımız olayın bir yönüne değinmiş. Elbette birçoğuna yüzde yüz katılıyorum. Fakültelerin fazlalığından verilen eğitimin yetersizliğine birçok etken sayılabilir. Ancak ben özellikle mülakat sisteminin doğasındaki abukluğa değinmek istiyorum.
Henüz bu süreçte çok yeni olduğumu belirteyim. Daha sadece iki mülakata girdim. Ancak girdiğim mülakatlar bende bir izlenim oluşturmaya yetti. Bunları sıralamak gerekir ise;
1-) Kamu kuruluşlarındaki mülakat sisteminin insan psikolojisine aykırı bir tabiatı var. Girdiğim her iki mülakatta da bilgilerimin "değerlendirilmediğini" aksine "yargılandığımı" hissettim. Bunu oluşturan nedenlerden bir tanesi, oturma düzeni. Bu oturma düzeni bir hiyerarşiyi ve karşıtlığı temsil ediyor. Karşınızda minimum beş kişi ve siz tek başınasınız. Bu da doğal olarak kişide ciddi bir psikolojik baskı oluşturuyor. Bunun değiştirilmesi çok zor elbette. Kurumlar geleneklerine çok sadıklar. Halbuki iki kişi, eşitliği ifade eden bir ortamda adayın yeterliliğini çok daha objektif bir biçimde ölçebilirler. Bu yöntemle diğer komisyon üyeleri de bir başka adayı aynı anda başka bir ortamda değerlendirme fırsatı bulurlar ve süreç daha hızlı ilerler.
2-) Adaylara yöneltilen sorular ve bunların zorluk dereceleri birbirlerinden çok farklı. Bu sorun da yine mülakat sisteminin doğasından kaynaklanıyor. Bu yolla objektif bir değerlendirme şansı mümkün değil bana kalırsa. Her adaya benzer soruların sorulması merkezi sınav harici bir yöntemle mümkün değil. Bunu aşmak için ne yapılabilir, bilmiyorum. Sanırım en kestirme yöntem, mülakat sisteminden vazgeçmek.
3-) Bir başka sorun da adayların çok katı bir şablona göre değerlendirilmesi. Bu da mülakat sisteminin bir başka olumsuz yanı. Mülakatta sorulan soruların cevabını aday o odadan çıktıktan sonra iki dakika içinde öğrenebilir. Ölçülmesi gereken bana göre adayın öğrenme kapasitesi, entelektüel düzeyidir. Ancak ne yazık ki bunlar ikinci planda kalıyor. Üniversitede beni üç kez bırakan çok sevdiğim bir hocam, asistan alırken buna hiç dikkat edilmediğinden yakınırdı mesela. Kişi tek yönlü bir çalışma ile her şeyi öğrenebilir. Ancak bunu değerlendirecek altyapıyı sanat, edebiyat, sinema ile oluşturabilir. Bu tek yönlü çaba ile ortalamasını yüksek tutan öğrencilere ise "mö" derdi. Varacağım nokta şu ki; adayların bu altyapısına dönük bir değerlendirme yapılmaksızın salt bilginin istenmesi garip bir durum.
4-) Mülakatta sorulan soruların adayın mezun olduğu alan ile alakasının bulunmaması da bana göre bir başka sorun. Girdiğim iki mülakatta da alanım unutulup bana çok alakasız alanlardan sorular yöneltildi. Bunun çözümü için istenilen mezuniyet şartının ve puan türünün net olması gerekiyor. Mesela, uluslararası ilişkiler alanı için p34 isteniyor, yazılı kurum sınavında NATO'nun kitlesel karşılık stratejisi soruluyor, ancak mülakata bir giriyoruz "Singer-Prebisch Tezi nedir?". Bu durumu düzeltmek için kurumların ne istediklerini çok net bir biçimde tanımlamaları gerektiği kanaatindeyim. Adaylar kendi alanlarında çalışırken, yazılı kurum sınavının %80'i adayın alanına ilişkin iken mülakatta bambaşka bir soru ile karşılaşmak büyük bir şok oluyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı, bana göre, mülakat sistemi alım sürecindeki en sorunlu aşama. Bunu tadil etmek ve daha etkin bir seçim yönteminin benimsendiği bir mülakat sistemi geliştirmek elbette en makul ve mantıklı yol olur. Ancak bunun olacağına inancım ise hiç yok ne yazık ki. Dolayısı ile @Antimülakat hocamın müstear ismine atıf yapmak suretiyle, mülakat sisteminin kaldırılarak iyi hazırlanmış bir kurum sınavı ile KPSS puanının ortalamasının alınmasının en adil yol olacağı kanaatindeyim.
-
Mülakat için getirilecek en uygun sistem -10,+10 olayı.Mülakatın kaldırılması imkansız gibi birşey ama bu o kadar imkansız değil gibi.
-
Arkadaşlar biraz gerçekçi olmanızı bekliyorum.
Mektubu bizzat Cumhurbaşkanımız okumayacak.
Sayı dikkat çekerse ve Cumhurbaşkanımızın masasına konu gelecek.
Telefon açacak ve
"insanlara deyecek"
herkesin
"mektubumuz karşılığında > ŞU oldu"
diyebileceği bir talimat verecektir!Bu talimat sizce ne olabilir ki ?!?!
*Bu talimat
"Şu an için
en azından geneli etkileyecek büyüklükteki ,
kurumların kadro taleplerini
Naci Bey imzalasın, geri çevirmesin, ertelemesin"
şeklinde olabilir.*Bu talimat
"Devlet Personel Başkanlığı'nda süreçle ilgili takvimlerin ileri vadede planlanıp yayınlanması"
şeklinde olabilir.Kadro taleplerinin toparlanması, ihdas edilmesiyle de 2018/2019kpssleri için ancak düzenlenebilir.<<<<<
Yazdıklarınızın tümünün olabilmesi için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde sadece bu istekteki konuyla ilgilenen bir birimin olması gerekiyor.
-
@personanongrata hocam değerlendirmenizi çok yerinde buldum. Gerçekten mülakat sistemine yönelik en objektif ve yerinde değerlendirmeleri okuduğumu düşünüyorum. Öneriler vs. derken her şeyi sistemli bir şekilde ifade ederek sonuca bağlamışsınız. Keşke bu akla ve mantığa uygun yazıyı yetkili birileri de okusa görse ve bir değerlendirme süzgecinden geçirse.
-
Arkadaşlar ankete beklediğimiz düzeyde katılım olmasa da 250 kişilik bir katılım üzerinden yazının içeriği hakkında fikir oluşturabildik. Gerçekten bu ankete olan ilgi kadar katılım olan bir etkinlik yapılacaksa maalesef hiçbir sonuç elde edilemez. Anketten çıkan sonuç iki konuya yoğunlaşılması yönünde çıktı. Birincisi maliye bakanlığının açılmayan sınavlarının dile getirilmesi, özellikle de guy sınavı. İkincisi de konuların tamamından, problemlerden, sorunlardan bahsedilmesi. Buradan şöyle bir değerlendirme yapılmalı diye düşünüyorum. Genelde bütün sorunları ele alan vurgunun da maliye sınavları üzerinde olduğu bir metin hazırlanmalı. Bu konuda metinlerinizi bekliyoruz. Biz de muhakkak bir metin çıkaracağız.
-
@personanongrata söylediklerinizin hepsi doğru ve net ifade etmişsiniz. Ben bölüm dışı soru sorulmasına takıldım. Bende çok defa yaşadım bölümüm iktisat 4 senede girdiğim hiç bir mülakatta bana iktisat sorulmadı. Son guy mülakatında da muhasebedeki stok bağımlılık oranı devir hızları soruldu. Bazılarını cevapladım bazılarını cevaplayamadım. Şimdi İnsan soruyor elenme gerekçem muhasebe bilmediğimden mi acaba yoksa başka bir sebep miydi
-
@antimülakat hocam haftaya bir mülakatım var. Eğer vaktimiz var ise ben de katkıda bulunmak isterim. Ayrıca ABD'de baskı gruplarının izlediği birtakım yöntemler var. Her ne kadar sosyal medyanın gücü diye kendimizi kandırsak da çare konvansiyonel yöntemlerde. Bunlar içinde de en önemlileri mektup gönderme, telefon açma, fax ve e-posta yollama gibi yöntemler. Gün içerisinde ilgili kuruma on bin mektup geldiğini düşünün. Bu dikkat çekmeye yeter de artar bile. Veya seçilen milletvekillerine bu yöntemle ulaşmaya çalışmak... Örgütlü bir görüntü veremezsek kimse dikkate almayacaktır bizi bu kadar net. Ki 5 lira posta parası verip ilgili metni göndermek çok zor değil.
-
@bonus hocam hepimiz bundan muzdaribiz. Yani size bu soruyu yazılı sınavda yöneltebilirler keza bana da. Ama bunu mülakata saklamak çok sorunlu bir yaklaşım. Ben şahsım adına katiyyen bir iltimas beklemiyorum. Sadece eşit şartlarda yarışmak istiyorum. Ki hiç kimse çalışmaktan kaçan insanlar değil. Ben bir örnek vereyim mesela; Dış Ticaret Uzm. Yrd. sınavına hazırlanırken takribi 7-8 tane iktisat ile alakalı kitap okudum. Yazılı sınavda çok faydasını gördüm. Ancak mülakatta tek sayfası işime yaramadı açıklamalarda mesela alana dönük konular belirtilmiş. Sadece gündemde olan Zeytin Dalı operasyonuna kısaca değinildi. Onun dışında tümü uluslararası iktisat üzerineydi. Bu konuda adayları bilgilendirmek bu kadar zor olmamalı. Ben tüm alanı tekrar taradım alanımdan soru gelecek diye. Eleştirel teorilerden, Rus Dış Politikasına, Soğuk Savaş sonrası dönemin özelliklerine kadar her şeye çalıştım. Çıkan soru Singer-Prebisch tezi güler misin, ağlar mısın?
-
@personanongrata :)) öyle büyük bir sorun ki yani bana muhasebe soran komisyon maliyeci arkadaşıma 2 tane kolay kavram sorup gönderiyor benim soru sayım 8.
-
Bu işlerde bizim okulda bir grubun yaptığı tavla turnuvası gibi. Ulen 4. tura yükselmiş, 3 kişiyi elemişim adam tuttu arkadaşım diye 1. turnuva maçında benimle karşılaştırdı. Baktım konudaki mantıksızlık konusunda turnuvayı düzenleyenleri ikna edemeyeceğim turnuvadan çekimdim. Maalesef ülkemizdeki problemler eşit kaplar teorisinde olduğu gibi her yere sirayet ediyor. Tavla turnuvasından, kritik bir kademeye personel atamasına kadar. Maliye mezununa tutuyor maliye politikası araçları nedir diye soruyor? Uluslararası İlişkiler mezununa geliyor çok uç bir maliye sorusu soruyor. Sonra bu değerlendirmenin adil olup olmadığı konuşuluyor. Bunun bir mantığı olduğunu savunmak bana çok garip geliyor.
-
Bir de bu sorduklarının bazıları çalışırken öğrenilmekte veya o soruyu bilip alandaki diğerlerinin bilindiğinin garantisi olmamakta. Singer Prebisch veya Yeni-Keynes İktisat mezunu olmayan veya alanda yüksek lisansı yapmayan adamın bir daha kullanmayacağı, yorumlarına katmayacağı bir şey olacak. Benim için Arjantinli iktisatçı Raúl Prebisch tarafından olması bile önemli iken araştırma yapma açısından arkadaşımız @personanongrata 1 yıl sonra muhtemelen kendi alanı da dolu olduğundan yarısını hatırlamayacak. Her sınavda bir mevzuat ezberlemekten sonra hızla değişeni takip etmekten, o da yetmeyip unutmaktan bıkmış durumdayız. Halbuki sorulsa öğrenmeye ne kadar açık, takım çalışması ile uzmanlığa veya bireysel çalışması ile denetime ne kadar açık belki daha daha çok öğrenilebilir. Zaten sınav yapılmış, mülakatta sorulur çeşitli yorum soruları diye bekleniyor hani ne bilgi varsa ortaya az çok dökülecek çünkü ama alan dışı soruları unutuldu ise mülakat kötü geçiyor. Yorum yapamaz ancak ezberler hale geliyoruz, gündemi takip etmek ve sınava hazırlanmak-mevzuat bakmak arasında kalmamak için ne yapacağımızı şaşırdık.
-
Hiç itirazım yok sakın yanlış anlamayın.Diyelim alandan veya alan dışı 5 soru da 5/5 yaptın.Sonuç hüsran çıkabiliyor mu? Şu sıralar bir mülakat var ve bazı kişiler önemli kişilerden istekte bulunuyor dersem daha açıklayıcı olabilir.
Bir de sen 3.komisyonda elendin belki 4. komisyona denk gelsen atanacaksın.Hani adaylar hep sorar ya 5.komisyon güler yüzlü mü yok sert mi.Hep mülakat zamanı konuşulur bunlar.
Bu işin bir standardı olmadığı sürece afedersiniz şu deyimi kullanacağım.Vız gelir tırıs gider -
@antimülakat kimseden ses yok
-
kardeşler hadi bi başlangıç olsun diye yazdım. hep beraber istişare edelim güzel bir metin hazırlayalım. belki sonuç alırız belki alamayız ama en azından çabaladık diyelim.
Sn.Cumhurbaşkanımız İİBF öğrencileri olarak girdiğimiz zorlu süreçte her geçen gün daha yalnız hissediyor geleceğe dair daha karamsarlaşıyoruz.Aldığımız fakülte eğitiminin üstüne en az iki yılı kapsayan zorlu bir eleme serüvenine giriyoruz.Kpss den 8 ay geçmesine rağmen beklediğimiz guy,mhuy,duy gibi ilanların gelmemesi bizleri son derece üzüyor.İlanların geç gelmesi ve ilanlarla iş başı arasındaki sürenin uzunluğu ise diğer bir sıkıntımız.Bu süreç ısrarınızla istihdam seferberliğinin yapıldığı bu günlerde hem bizlere hem binlerce gencin evde geçirdiği sürenin uzamasından dolayı devletimize zarar vermektedir.İlanların bir takvime oturtulmaması sürecin uzun olması tek il seçiminin yarattığı mağduriyetler derdimizi katlamaktadır.Yaşadığımız sıkıntıları değerli büyüklerimize ileterek daha iyi anlaşılabileceğimiz umuduyla bu mektubu sizlere yazarak en kısa sürede çözüm üretileceğinden hiç şüphemiz yoktur.Saygılarımızı sunar daha iyi bir TÜRKİYE için binlerce gencin varlığını arz ederiz