plansız tarafından gönderilen iletiler

@otuzyılsavaşı Bir gün bile bir günü tutmazken nasıl değişmesin yalnız 40-50 derken bu ileti çok samimi bir çoğumuz kendimizi, geleceğimizi görmüş olabiliriz:) 50 yaş paylaşımına atfen de şunu söylemek istiyorum sanki hiç göremeyeceğim bir yaş gibi öyle uzak geliyor ki yaşar mıyız yaşamaz mıyız Allah bilir tabi.

Çılgın Hüzünlü

çünkü yaşamak gibi bir şeydi yaptığı
anasız bir tay gibi coşkun ve hüzünlü
akşamın dinginliğini otluyordu o zaman

her sabah denize çıkar, bir elma yerdi
hüznünü ve çılgınlığını elmanın
gözünü yumsan ağzında duyarsın

ellerine bakma artık
çünkü kar yağıyor
çılgın hüzünlü

büyük kentleri düşünse de rahatlasa
işte her şey nasıl haince karıştırılmış
kirli çamaşırlarla sabunlar ayrı semtlerde
saatin sonunda meydan
suyun sonu ilerde
böyle yaşamak zordur elbet anlıyorum
çılgın ve hüzünlü

çünkü bakışları yazda geçmiş bir geceyi andırıyor
yaşanmış mı temmuzda mı belli değil
çılgın ya da hüzünlü

şimdi dolaşıp duruyor aramızda
kıpkırmızı bir duygu olarak
doğudan batıya bir güz halinde
çılgın ve hüzünlü

biraz dağ yollarını öğrenmesi gerek sanırım
kahırçeker mekkâri katırları gibi
onlar ki hiçbir şeyleri yok
korkunca çılgın sevinince hüzünlü

kar dindi
gerçekten dindi
ellerine bakabilirsin artık

Turgut Uyar

https://youtu.be/Y231x2bhWkE

@plansız, içinde söyledi: Geceye bir söz bir şiir bırak

@Harun-Resid Sizce öyle bir dönem olur mu ki insan hayatında? Bence olmaz o yüzden ilk fırsatta izlemelisiniz kışın mesela uzun gecelerde olabilir zaten insan onu izleyince biraz tefekkür etmek istiyor. Bu yüzden de kış ideal mevsim olabilir. Yedi Güzel Adam'da da benzer duygular sasar insanı, diyaloglar insanın içine seslenince, işin içinde şiir olunca her bölümden sonra gökyüzünü seyretmek ve bir şeyler karalamak isterdim velhasıl güzel dizilerdi

Gökyüzünü seyretmek deyince; Hz.Muhammed'in sevinince yere, üzülünce göğe baktığı söylenir. Kimse sahih mi diye sormasın rivayet işte:) Yerde tevazu, gökte ferahlık vardır derler.

@Harun-Resid Sizce öyle bir dönem olur mu ki insan hayatında? Bence olmaz o yüzden ilk fırsatta izlemelisiniz kışın mesela uzun gecelerde olabilir zaten insan onu izleyince biraz tefekkür etmek istiyor. Bu yüzden de kış ideal mevsim olabilir. Yedi Güzel Adam'da da benzer duygular sasar insanı, diyaloglar insanın içine seslenince, işin içinde şiir olunca her bölümden sonra gökyüzünü seyretmek ve bir şeyler karalamak isterdim velhasıl güzel dizilerdi

@Harun-Resid https://youtu.be/Z_lBudGkMZg
..
https://youtu.be/NhILBU2s2Wc
Kesinlikle bitmemeliydi, şiirler, müzikler hepsi ayrı güzeldi. Bir bu dizi bir de Yunus Emre keşke bitmeseydi

@mbguy Ne demek istediğinizi şuan anladım sanırım ama size bahseden kişi kendince bir yorum yapmış galiba yoksa Kurumun böyle bir hassasiyet taşıyacağını ne yazık ki sanmıyorum öyle hassas olsalar Kurum içi kararı almak yerine GUY ilanı kararı alırlardı.

@mbguy Şuan benim de kafam karıştı kurum içinin KPSS ile ilgisi yok ki ben mi yanlış biliyorum?

@aroma Meslekleri tarihe gömmeyi mi amaçlıyorlar nedir, en son il planlama uzman yardımcısı alımı yanılmıyorsam 2015'te oldu, o zaman alınanların geçen tez savunması oldu, uzman olacaklar, bi daha da alım olmadı. İşi yapacak adam bulamıyorlar ama personel de alınmıyor.

@mk-ank Bazen herhangi bir siteye yönlendirmese bile link gibi renk verdiği oluyor o yüzden önemsememiştim bunu tıklamayınca tabi fark etmedim teşekkür ediyoruz efendim

@mk-ank Reklam yapmaya mı gelmiş ya e biz nasıl anlıcaz kim niye yazıyor ben de ciddi ciddi cevap yazıyorum

@Willsmithh Birini tercih edecekseniz kesinlikle yds olmalı, hem puan isteyen kadrolar için hem istemeyip sınavda soranlar için. Sözlü mülakatta bile puanı istemediği halde bilinip bilinmediğini soran kurumlar oluyor, bu bir ölçü değilse bile artı puan olarak not alınıyor muhtemelenZaten yds isteyen kurumların listelerinin kapatma puanının istemeyen kurumlara göre bir nebze daha düşük olması yds nin bu konuda oldukça önemli ve belirleyici olduğunun kanıtı, kolaylıklar dilerim.

@kadirc Bütün hastalıklar için kaynağını tespit edip ona göre çözüm üretmek gerekir. Mesela yoğun bilgisayar, telefon vs. kullanımınız mevcut ise bundan kaynaklanıyor olabilir. Aşırı ışığa maruz kalıyorsanız, yoğun stres altındaysanız sebep bunlardan biri olabilir. O yüzden neyden kaynaklandığını belirleyebiliyorsanız ona göre bir çözüm üretmek mantıklı. Çok şükür benim pek başım ağrımaz ama ağrıyınca da tam ağrır, beynim akıyormuş gibi hareket dahi ettirmez, ona da tek çözümüm ağrı kesici ilaç alıp uyumak Tabi bunun dışında rahatlatıcı bitki çayları alınabilir; melisa, papatya gibi. Uyku çok önemli, vücudun bu konuda ki ihtiyacı karşılanmazsa her zaman bir baş ağrısı ihtimali vardır.

SEVGİLİ CAHİT ZARİFOĞLU

Kızgın veya sıkıntılı olduğunda bile yüzünde hiç kötücül ifade olmazdı. Bu cümleyi yazışımın onu sevenlere (sevmeyeni var mıydı?) şirin görünme gayesi taşımadığını yine onu sevenler bilir. Art niyet taşımadığından emin olarak konuşabileceğiniz ender insanlardan biriydi. Sanatçı kişiliği de bu bakımdan şaşırtıcı sayılmalıdır. Çevresinde hiçbir zaman çoğu sanatçıda gördüğümüz kaprisli, geçimsiz veya kibri çağrıştıran istiklâl havasını estirmemiştir. Buna mukabil müstakil ve sanatçı konumunu her zaman hissettirerek yaşadı.

Üniversite eğitimimiz sırasında hem ayrı şehirlerde, hem de ayrı kamplarda bulunduğumuzdan birlikteliğimiz hiç olmadı. Şiirin bir saygınlık ortamı varsa, yalnız orada beraberdik o dönem. Daha sonra kamplarımız ve oturduğumuz şehirler müşterekti. Ankara’da bizim evdeki ilk karşılaşmamızda bana üzerinde Kıbrıs haritası, içinde iki Kıbrıs parası bulunan bir bozuk para çantası armağan etmişti. İstanbul’da bir süre birbirine yakın evlerde oturduk. Nedense bu ayrıntılar şimdi daha bir belirginlik kazanıyor. Bazı kavrayış alanlarında daha derinleşmeye adeta beni icbar ediyor.

Yaşarken “Yaşamak” adlı bir cilt tutanak yayınladı. Bunu bizim kuşağımızdan tek yapan o galiba. Sanki bunu yalnız onun yapması gerekliymiş, sanki buna yalnızca layıkmış gibi bir duygu taşıyoruz şimdi. Cahit Zarifoğlu 1960 sonrası arayışlarının mihverinde duruyor hâlâ. Daha ilk kitabı İşaret Çocukları’nda şiirdeki çok yönlü arayışları kendi gücü oranında bir mecraya sokmayı bilmişti. Bununla kendinden sonra yazmaya başlayan birçok şairi etkiledi. Zarifoğlu’nun hayat içindeki arayışları da özgün ve etkileyicidir. Yalnız kendinden daha genç olanların değil, yer aldığı kampta yaşı ondan büyük seçkinlerin de dikkatini çeken bir kişiliği, bir tür “tahtı” vardı. Sezai Karakoç’un ve Fethi Gemuhluoğlu’nun Cahit Zarifoğlu’ndan sözederken her zaman özenli bir ifade kullandıklarını hatırlıyorum.

Siyasi olayların akış hızının Türkiye’de “insan” meselesini ne ölçüde yalama hale düşürdüğü Cahit Zarifoğlu hatırlanınca daha kolay anlaşılıyor. Çünkü Cahit hem şiirini, hem yazdığı çocuk hikâyelerini ve hem de ilişkilerini hâlâ zararını gördüğümüz duygu ve değer erozyonuna muhalif olarak büyütmüş ve geliştirmişti. Anılırken onun her insanda tohumu bulunan özveriye, toksözlülüğe, varoluş sevincine nasıl merhametle kol kanat gerdiğinin unutulmayacağını biliyorum. Onu gülerken de, ağlarken de gördüm. Ne çok şair, ne çok insandı!

İsmet Özel, 1995

Her şeye rağmen...

"İnsan insanın ümididir."

@sbf1983 @kendinehakime Dostlar kendi hayatlarınız için elbette söylediklerinizin anlamı büyüktür, bunu en iyi sizler bilirsiniz ancak kamuya yeni girecek insanlar için biraz daha ümitli bir yaklaşım sergileme taraftarıyım. Neden diye sorarsanız; tatmini, mutluluğu belirleyen bir yerde beklentidir belki yaşadığınız hayat sizin beklentinizi tam olarak karşılayamamıştır ki çoğu insan için bu böyledir kabul ediyorum ancak herkes için aynı olmayabilir. Siyasal'da aynı eğitimi alıp hayatına farklı şekilde yön verecek insanlar olabilir. Aynı şekilde kamu görevlisi olup kendini farklı alanlarda geliştiren insanlar da olabilir. Kendimi de dışarda bırakmadan, eleştirerek belirteyim; bir yerde herşey bizim elimizde elbette 8-5/9-6 mesai hayatımızı büyük ölçüde işgal ediyor ancak yine de dolu dolu geçirmek için uğraşmamız lazım. Evet hiç kolay değil ama düşünüyorum da işsizken ders çalıştığım masam dışında pek birşey yoktu hayatımda en azından şuan iyi kötü ihtimaller çeşitlendi, bu yüzden mesafe katetmiş dostlarımız olarak sizlerden ufkumuzu da açacak, umut veren yorumlar bekliyorum

Okulumuz içinde aynı şekilde kim bilir belki buraları okuyan akademisyen, yönetici kimseler çıkar da eleştirilerimiz dikkate alınır, pozitif bir etkisi olur, hem öyle olmasa bile tarihe bir not düşmüş oluruz 'kaybedilen değerler' adına ama yeniden kazanılması çabasıyla Bu arada kendi okuduğum dönemde Siyasal'da pek gün yüzü görmüş sayılmam ama hayat duvarları bile sevmeyi öğretiyor insana O sebeple belki okulun benim de göremediğim bir atmosferi adına kafa yorulması çabası benimki

...
https://youtu.be/4AWJBMawRZk
...
https://youtu.be/X_DyLi8Tgjw

Dostlar merhabalar, nerelerdesiniz, napıyorsunuz? Okula yeni bölüm açılıyor; Mülkiyeli gençlerin bu konuyu enine boyuna tartışması gerekirdi. Başlık bile açıldı, sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda, beklentiniz nedir, süreç nasıl işler, puanları etkiler mi? Bölümden yetişecek insan profili nasıl olur? Özel sektörü mü hedefler kamuyu mu? Mevcut hocalarımız ingilizce ders anlatımı noktasında nasıl bir performans gösterir?

https://forum.tercihiniyap.net/topic/5602/ankara-sbf-de-politika-ve-ekonomi-bölümü-açıldı

Merhabalar öncelikle hoşgeldiniz. Açıkçası puan ve sıralamanıza hangi bölümler geliyor bilmiyorum ama siz zaten işin o kısmına hakimsinizdir. Yalnız şöyle bir Türkiye gerçeği var ki artık İİBF nin ülkedeki en önemli fakültelerinde okumak bile işinizi kolaylaştırmaya yetmiyor. Önceliğiniz okulumu bitirip atanıp iş güç sahibi olayım ise meslek eğitimi alabileceğiniz bir bölüm okumanızı tavsiye ederim. Karar verirken dikkat etmeniz gerekenler kendi idealleriniz, yetenekleriniz vs. olmalı, tüm bunları iyi analiz etmelisiniz ve bu dogrultuda bir seçim yapmalısınız. Okurken, işi yaparken mutlu olacağınız, sizi tatmin edecek bir bölüm seçmelisiniz.

@Agor İngilizce gerçekten çok büyük problem güya bizim eğitimin de %30 u ingilizceydi ama... Sosyal Bilimlerin bu hale gelmesi bu toplumun eseri ne yazık ki düşünemeyen insanlar fen bilimlerinde nasıl mesafe katedecek, yol alsa bile insanlığın hayrına işler yapma noktasında karar verecek yetkinlikten yoksun olacak:(
Yapay Zeka Mühendisliğini görünce çok şaşırmıştım ama mutlu da oldum tabi, Hacettepe açtı galiba. Güzel gelişmeler bunlar muhtemelen çok da zevkli bir bölümdür.

@Agor Bahsettiğiniz bütün endişelere ben de katılıyorum hatta duyduğumda aklıma ilk gelen bu dersleri ingilizce verecek hocalarımız var mıymış oldu:) ama sonra bize pek yansımasa da biliyorlardır dedim:) koskoca Siyasalın hocaları. Hazırlık eğitimi aynen dediğiniz gibi neredeyse hiçbir katkısı yok zaten o da kalkmış sanırım
Her şey bir yana sistem tam anlamıyla tıkanmış durumda, üniversitelerin kendi yetersizlikleri, liyakatsiz akademisyen alımları, yök'ün yaklaşımı ve uygulamaları ve politik baskılar sonucunda kalite artık yerlerde:/ ümitsiz olmak için sebep çok ama "umutsuz yaşanmıyor". Bakalım işin pratik kısmı önemli olacak, neler yapılacak göreceğiz.