adamslani06 tarafından gönderilen en iyi iletiler

Saat 13:50'den bu yana, Aydınlık Gazetesi muhabirlerinden Ercan Küçük ile, hepimiz adına, sorunlarımızı iletmek için görüşme sağlamaktaydım. Görüşmede (özetle):

•Doğrudan talep ettiğimiz ilanlar ve sayıları,
•Kurum içi geçiş skandalı (detaylarıyla),
•Başka fakültelerden mezun olup, bizim girdiğimiz sınavlara girenler,
•Kamuda istihdam edilmemiz halinde doğrudan sağlayacağımız katkılar,
•Kitlesel gücümüz, etki alanımız,
•Uzun süredir bekleyen SGK mülakat mağdurları.

başlıkları halinde meramımızı iletmeye çalıştım...

İsmim yazılmayacak, elbette çekiniyor(d)um ama eğer önemliyse, yazılsa da problem olmayacağını kendilerine ilettim.
HAKLI olarak bu çekinceyle, bu işe girişmeyenleri gerçekten anlarım ama burada bir arkadaş vardı, devamlı bir şey yapılmıyor diye milleti azarlayan, laf sokan vb. o arkadaş gibi yumurta kapıya dayandığında suspus olanların da çok temiz niyetli olduklarını düşünmüyorum. Sanki, yarın birgün atandıklarında bu tarz bir girişime "ne boş işler yığa bunlar" diyecek kadar da tuhaf geliyorlar bana...
Millete izahat vermeye çalışma işi de bırakalım da adminlerin işi olsun, siz önünüzdeki işe bakın.
Üniversitede bir sabah bir öğrenci bayılmıştı, hem de açlıktan... Sabahları poğaça dahi alamayanlar için ücretsiz çorba servisi başlamıştı, oysa poğaça 1 liraydı, olmayınca olmuyor demek ki.
Hakkımızda hayırlısı olsun...

@sucuklu_oralet Hocam hakkında hayırlısı olsun da bunca imla hatasının yanı sıra 0 iş tecrübesi ve yazından gayet anlaşılacağı üzere merkez sağ profiline rağmen yani bu mecrada 50 bin tane adam vardır seçilebilecek, neden bir vekil seni danışman yapsın ki? Gerçekten anlamadım. Yani illa bir başarı hikayesiyle hayatlarımızı süslemeye çalışmak gerçekten garip... Belki kızacaksın ya da kızanlar olacak ama vallahi billahi sadece kpss çalışmış birine ne danışabilirsin, hem de bir vekil olarak... Neyse, Crispino isimli markada, yazıyı yazdığın yıllarda takım elbisenin fiyatı 200 tl. Bunun ikinci eli taş çatlasa 100 tl eder. Yahu 100 tl için insan onca seçenek varken takım elbisesini mi satar?
Etmeyin eylemeyin gerçekten bunlara, bu tarz hareketlere gerek yok. Garibanlik methiyesi dizilecek onlarca insan var bu ülkede ya da hakları yenmiş binler var. Sen baya önlerdesin bu hikayenle...

@hukukcukişi @bennu simdi arayip sordum. Telefona cikan adam (belirteyim de) bu hafta icinde takipte kalin dedi. Sirf beni savsaklamasin diye de dedim ki net bir bilgi verin foruma yazip sizin daha fazla rahatsiz edilmenizi onleyecegim dedim o da 5 dakika bekletip, teyit edip tekrar bu hafta icinde aciklanir, foruma yazabilirsiniz dedi. Ins aciklanir, aciklanmazsa da hakkinizi helal edin elimden gelen bu, karsi tarafin soylemi de bu kadar.

@sucuklu_oralet
Work and Travel dediğin belli bir alanda, genelde kas gücüyle, maks. 100 ingilizce kelime kullanarak çalışmak, şükür biliyoruz ya da stajlarla ısrarla kariyerini doldurma çaban gerçekten hoş değil, bahsettiğin şirketlerden birinde uzun yıllar çalışmış biriyim, stajyer fotokopi makinasının önünde düzenli nöbet tutan arkadaşlara denir...
6 yıllık Vergi Müfettişiysen o ayrı, onu da belirtmemişsin, belirtseydin anlatından "yalnızca" danışılan olma durumuna eyvallah der geçerdik, en azından bir konuda danışılacak insan profiline girdiğine kanaat getirirdik ama sözümün hala arkasındayım; -kpss çalışan öğrencileri küçümsemiyorum, kendim de çalıştım belki de tekrar çalışacağım, farklı mecralara çekmeyelim iddiamı- ilk yazındaki vaziyetinle mümkün değil danışılan olamazsın, bunu en az bizler kadar bilmektesin...
Takım elbise meselesine gelince, anlamadığım imasında bulunmuşsun, yahu ironi ya da başka bir şey fakat anlattığın hikaye bunu gerektirmiyor ki... Gayet de normal bir hikaye, neden buna ihtiyaç duyuyorsun, hele de eminim defalarca bu milletin garibanlığına, ezilmesine şahitlik etmişken... Ayrıca dokundukça daha da saçma bir hal alıyor hikaye ve de hiç gerektirmiyormuş bu anlatım tarzını, idari hakimlikten elendim, çok perişanım hakkım verilmiyor'u anlatmaya çalışan adam müfettiş çıkıyor yahu etme eyleme hocam inş daha da yükselirsin de yukarıda anlattığın kuru ekmek, elindeki yağlı gevrek...
Ayrıca mesele sen de değilsin, en az bizim kadar bilmektesin ki ilk yazdığın yazı tutarsız ve de yetersiz, biz de ona göre yorum yaptık.
Ben daha çok insanların kendilerini ve hayattaki kazanımlarını zoraki başarı hikayelerine sıkıştırmaya çalıştıklarına hayret etmekteyim. Bunlara gerek yok, garibanlık arıyorsak eğer ya da başarıya giden yolda perişanlıklara şahitlik etmek istiyorsak sokağa çıkmamız yeterli...
Hocam, amacım şahsına yönelik itham değil dediğim gibi sadece yanlış, tutarsız, amacının dışında bir çaba gördüğümde kendimce tepkimi koyuyorum. Hakkında, hakkımızda hayırlısı olması temennisiyle.

@jellinek özelinde (o sormuştu sanırım) hazırlanmayı düşünen arkadaşlar, az evvel kurumu aradım, mevzuat kısmı sanki ayrıca bir başlık gibi lanse edilmiş malum, o durumu sordum. Oradan şunu anlamamız gerekiyormuş: Mevzuat başlığı altında DMK, THVÖ, 14. Kararname mevcut. Yani ekstra mevzuat diye bir konu başlığı yok. Rekabetin eşit olanı makbuldür. Hakedenim benden önce girmesi temennisiyle.

@alican-dovletov
Beyefendiyle, bu platform üzerinden yaptığımız görüşme neticesinde tartışmayı tarafımca sonlandırmaktayım. Beyefendi de yaptığının hata olduğu düşüncesiyle hesabını sileceğini, silmesinin daha doğru olacağını belirtmiştir. Burada, şahsım adına, bu tartışma vesilesiyle kime rahatsızlık verdiysem özür dilerim. Hiçbir zaman unutmayalım ki bizden başka bizi sırtlayacak kimse yok, yarın bir gün idari birimlerde yöneticilik yapacak olan bu yiğit arkadaşlar bilmelidir ki bizler bu zaman da o zaman da pazarlama konusu yapılacak kimseler olmayacağız. Haklarımızı her platformda, buradaki gibi özgürce savunabilmemiz umuduyla...

Ne eski ne yeni, statükoculuğun hem sivil hem askeri, nasıl olursa olsun terkedilebildiği,

Vatandaşlığın X'ci, Y'ci olarak değil, hizmet, liyakat, "insan olma" temelinde değerlendirildiği,

Kimsenin bir vesayet şekline bağlanmak, onu arkasına almak zorunda bırakılmadığı,

Kapitalist yalakaların, birkaç reklamla her iki statükoya da göz kırpıp, toplumsal zaaflara ithafen sahtekarca davranmasına müsaade edilmediği,

Her gelenin rantı kendi çevresine yedirmekten vazgeçtiği,

Vatan, Millet, Bayrak ya da Kur'an, Camii, Namaz başlıkları altında, bu denli kozmopolit olan bir coğrafyada kimseye doğrudan ya da dolaylı zulmedilmediği,

Sermayeye değil emeğe, insana yatırımın olması gerektiği,

Toplumsal kanaat önderlerinin bilim ve insaniyetle yoğrulmuş karakterler olabileceği

bir Türkiye umuduyla, emperyalizme karşı verdiğin halkçı mücadeleden ötürü sonsuz şükranlarımı sunarım...

Halkım ben,
hani şu sayılamayan,
hani şu çok halk!!
Soluğumun öyle bir gücü var ki
sessizliği deler geçerim, dinlemem,
filiz verir, boy atarım,
zifiri karanlık demem.

Zulüm, acı, ölüm, şu bu...
bir anda gizlerse de tohumu,
ölmüş gibi görünürse de halk,
döner gelir elbet bir gün nisan ayı,
kavuşur baharına toprak,
kızgın eller dağıtır atar ağır havayı!!
Ölümün içinden yeşerir yaşamak.

Pablo Neruda

@djeoly
Önceki sınavlarım var oraya basın, geliyor olması lazım. Sanırım İşkur sitesini Sincan Sanayide bir kaportacı hazırlamış.

@tripaxxxx
Bu yakarış sadece düşük puanlıların yakarışıymış gibi bir algıyı kendiniz kurdunuz kendiniz oynamaktasınız. Buradaki mücadelenin temelinde "herhangi bir puan aralığında ilansız kalma" ve bunun paralelinde de en çok alım yapılması muhtemel olan GUY ilanı talebi var.
Yani 92 alan bir aday da bu yakarışa ortakçı olmuş olabilir şuanda.
Sizin işinize gelen ve ısrarla üzerinde durduğunuz mesele "düşük puanlılar kendileri için uğraşıyorlar, hak eden kimse o girsin" hayır, meselemiz bu değil.
Hem kim bilebilir ki 2019 kpss'nin zor olmayacağını. Zor olsa puanlar düşer, puanlar düşerse olası 2018+2019 yarışında 2018'liler avantajlı olur.
Rica ediyorum tam idrakına varalım vakaların.

Arda Hakan Hoca twitterda: "cümle değişir, konu değişmez." demiş. Böyle de kötü bir huyu var bu branşa hazırlananların, Hocalarının. Mümkün mertebe burunlarından kıl aldırmamakta direnirler...

@tripaxxxx ( @kadr )bak arkadaşım, konu seninle kapatmıştı lakin bir destek bulunca tekrar haklıymışcasına, yalnızca mantık dahilinde yorumluyormuşcasına koşturup, gelip bir şeyler yazmışsın.
Forum editörlerinden de ricam: bu mesele kişisel değil aksine bir gruba ithafen, ithamlar içeren bir mesele, değerlendirme yapacaklarsa da ona göre yapsınlar:
Hayatımda ilk defa bu denli anlamamakta ısrar eden, konuyu tıpkı kafatasçıların "o zaman sevmiyorsan terket" değerlendirmesine yakın bir biçimde değerlendiren ve direten bir insan görüyorum, madde madde yazacağım ve lütfen ciddi analiz kastığın saikinle beraber burada daha fazla magazin yapma...

1 İlan isteyenlerin aslında söylemek istedikleri: devlet, neredeyse her kpss alan sınavından sonra GUY ilanı açardı, bu yıl neden açmadı. Meali: senden, üstün başarılarından azade, haksızlığa uğranmış olması...

2 İlan gelecekse 2018'lilere gelmeli zira 2019'da minimum X kişi daha girmiş, bunlardan minimum Y kişi daha GUY iddiasını sürdürecek puan almış ve BİZLERİ elerler diye değil, toplam düşünüldüğü takdirde atanan sayısı azalır diye, her yıl yapılan bu yıl uygulanmaz diye seslerini duyurmaya çalışmaktadırlar. Meali: kimsenin korkusu 2019'lular sınava girerse onlar atanır değil, biz 2018'deki puanımızı HERKES gibi yalnız kullanalım, seneye gerekirse onlar için de uğraşırız mahiyetinde...

3 Israrla, burada haksızlığa uğradım diyenlerin sadece düşük puanlar almış olanlar olduğundan, emek/getiri meselesini, kpss A özelinde değerlendiremeyecek acizlikte olduklarından, istense sınavsız geçişe bile tenezzül edebileceklerinden dem vurmaktasın oysa profiline bakıyorum ne 2019 için net yazmışsın, ne yorum yazmışsın sadece pusuda, yalnızca GUY sayfası için bekleyip, buradaki insanları küçümseme/germe amacıyla kendince yorum kasmışsın.
Sana o zaman da dedim, -şundan da adım gibi eminim bu arada, kessinlikle 2019'da ya sınava girmedin ya kötü geçti zira insan 1 yorum yazmaz mı- üniversite giriş sıralaması gayet iyi, puanı, normal GUY skalasının üzerinde olan birçok kişi var bu haykırışa ortakçı olan, yalnızca kamu memuru olmak, onun da en basitinden GUY aracılığıyla olunacağını bilen birçok kişi var. Meali: seninle kapışsalar dünya görüşü, üni giriş sıralaması, kpss puanında seni madara edecek adamlar da hak arayışındalar...

Velhasıl ikiniz de analiz kasmayı, duygusala bağlamayı bırakın, empati yapın: her askere her öğünde yemek var, bir öğünde 1 askere yemek yok, sonra birden yemek sayısı sabit tutulmasına rağmen asker sayısı arttırılıyor. Diğer askerler de yemek talep etmekte haklılar elbette ama nizam için düzen için vicdan için de hareket etmek gerekmekte...

Lütfen bu konuda buraya yazmayın, görünen o ki istediğiniz oluyor hem maşallah bu kadar eleştiriye rağmen GUY bekliyor olmanız da skandal... Zira sizin KPSS A ile NASA'ya atanmaniz lazım.

Hayat, kimi genç için yalnızca yaşamaya çalışmak belki de yaşamak için mutlaka öldürmekti... Gündelik uğraşlarımızı bir Filistin'li gence anlatmaya cesaretimiz var mıdır acaba? Ya da annesi, gözleri önünde tecavüze uğramış bir Êzidi bir Türkmen kardeşimize?

Konuşma sırası geldi mi bana anne
ortadoğu çocuğu değil miyim anne
düşünüyorum o halde savaşacağım anne

Damarlarım uzadı
ak bir kımıltı kapladı petrol damarlarını
ülkem boru

Savaş benim arkadaşım anne
durmadan mukavemet anıtları dikiyoruz her
santimetre karesine ortadoğunun

Bölünemez ortadoğu
sınır
taşlarıyla

Çoğuz
biz
anne

Çevremde
muştu dağıtan
kesiksiz artan
her çocuk
bir komutan

Parmaklarımız kabardı bir geyik karnı oluverdi
ileride görüyoruz putu kıran ibrahimi
bizi yanına çağıran ibrahimi

Bizi özgür eden
putu kıran özgür eden
hep o ateşte yanmayan güçlü ibrahim

Çoğaldılar
birbirlerine destek olup
daha çoğaldılar

O
sesin
yankısını
betondan sağlam
bastırdılar göğüslerine
yeni bir eylem yüklediler
kelimelerine bile

gözlerin şiirin ekmeği gibi
geliyor eylemin bitiştiğinde
ey sevdanın has buğdayı

Damladı yere
bir damla yağmur
bir damla eylem
bir damla yağmur
bir damla eylem

Nuri Pakdil-Arâf

Şimdilik son bir tane yazayım da "adam kendi açtığı başlığa yazıyor, yazık" diyenleri kızdırayım
Türkiye'nin İlk Telefon Şirketlerinden Biri
Controlling (finansal kontrol) Uzman Yardımcılığı
2015

İstanbul'un en sağlam cirolu organize sanayii bölgesi, çevredeki işletmelerin tamamı devasa holdingler bünyesinde. Neyse gittik mülakata, mülakat doğrudan müdürle yine (maalesef) :).

Gitmeden evvel bilgiler arıyorum müdür hakkında. Şans ya, ücretli bir dergiye verdiği ropörtajına denk geldim, dergi de internet yayınına kapalı. Aldım dergiyi, dergi daha taze. İnceliyorum acayip spesifik bilgiler var. Müdür ile kurumun sahibinin oğlu Boğaziçi Makina Mühendisliğinden sınıf arkadaşları, neyse birlikte Avrupa'ya eğitime gidiyorlar, bir girişimi batırıyorlar vs nasıl mutluyum kimse bilmiyor, bilse de bulamaz diye...

Neyse kendimden emin bir şekilde gittim fabrikaya. Fabrika mülakatları daha profesyonel olur zira oradaki personelin gereksiz yapmacıklaşma ihtiyaçları çok daha azdır. Mülakatlar da toplantı salonu var orada yapılıyormuş. Mülakatın yapılacağı odanın önüne geldim, benimle birlikte birkaç kişi daha var. Baktım bir ara kapının üstüne bakıp kahkaha atıyorlar, merak ediyorum ama o özgüvenle tenezzül etmiyorum kalkıp bakmaya, neyse dayanamadım kalktım gittim bakmaya, müdür kapıya "lütfen iş ve okul arkadaşım X Bey ile olan geçmişimi anlatmayınız, artık gına geldi yaratıcı olunuz yazmış."..... Yıkıldım resmen, yanımdaki bayanın notlarına baktım aynı bilgileri o da bulmuş ya nasıl olur vs diyorum olmamalı diyorum meğerse üniversite sitesinin mezunlar kısmında bu bilgiler, benim satmak için can attığım bilgiler çoktaaan dillere plesenk olmuş...

İçeri girdik, aşırı ciddi bir adam, ilk sorusu (herkes İstanbul'u biliyor ve bildiğimizi bilerek bir grup yapmış meğerse): Kadıköy'den Capitol Avm'ye kadar çift yönlü trafik var, bu iki mesafe arasında maksimum kaç araç olabilir? oldu...

Moral bozuldu ya, o dönem ehliyet yok, kişisel araç almak da bir rüya, çok bilgi de yok yine de başlayım dedim. Kağıdın en üstüne bir araba 3 metre olsa yazdım, çözmek için doneleri yazıyorum, görür görmez kağıdı aldı teşekkür etti, postaladı bizi...

Velhasıl, bazen farklı olacağım derken insan sıradan bile olamaz

Normal hayatta haksızlıklara nasıl tepki veriyorsak bu alanda da öyle veriyoruz sanırım. Yani asıl problemleri bir önceki entry'mde dile getirmiştim. Haydi diyelim ki dili çok ağır ama hakkımızı alabilmemiz için gerçek doneler/gerekçeler de onlar. Ayrıca;
Devletimizden çekiniyoruz, 250.000 $'a vatandaşlık veren devletimiz bize, hakkımızı talep etmek için meşru zemin arayışına girmemiz halinde, vatan haini der diye çekiniyoruz,
bedelli askerlik için kışlada isyan bile başlatan askerler varken (dünyada başka hiçbir ülkede bu yüz karası tablo görülemez), NASA'ya yetiştirmesine ramak kala projesi varmışcasına, kendini bu iş (bedelliden faydalanabilme) için öldürmeyi göze alacak insanlar varken, biz iş bulabilmek adına devletimize devamlı bağlılık methiyeleri dizmek zorundayız ondan çekiniyoruz,
Gss gibi bir sistemle, güya çalışmaya teşvik eden ama iş vermeye gelince sırt dönen devletimizden çekiniyoruz,
İş isterken, ister Kemalist ister Neo Osmanlıcı olsun, ilgili hükümetin jargonuyla konuşamazsak fişleniriz diye endişe ediyoruz...
Oysa devleti yönetenlerle kan bağı olan insanların, ne askerlik ne vergi ne iş kaygısı ne para kazanma korkusu ne hain olma ihtimalleri yokmuş ve hepsi de meydanlarda bizlere devletin ne olduğunu anlatmaktalarmış. Biz yine de payımıza kırıntı düşer de onların kursağına zeval gelir diye çekiniyormuşuz...
İyisi mi bugüne kadar övündüğüm: askerlik görevini yapmış olmak, devletine, kyk borcu dahil olmak üzere 1 kuruş dahi borcu olmamak, adli sicil kaydı tertemiz olmak, toplumsal yardım kuruluşlarında ücretsiz rol almak gibi vasıflarımla artık övünmek yerine başkaca işlerin peşine düşmeliyiz gibi...
Özel sektör de var evet, onu ben arslandan kaçarken timsaha yakalanan, hem ısırılan hem boğulan ceylana benzetiyorum keşke i.i.b.f, siyasal okuyacağımıza bir tarikatta tabak çanak yıkasaymışız.

https ://www.aydinlik.com.tr/450-bin-iktisadi-ve-idari-birimler-fakultesi-mezunu-atanamiyoruz-emek-temmuz-2019-1

Umarım işe yarar. Yeni Devlet paradigmasında 3 ayak var sanırsam: Ak Parti Muhafazakarları, MHP Ülkücüleri ve Perinçek'çi Ulusalcı cephe. Bakarsınız bizim durumumuzu 3. cephe içselleştirip üzerine giderler.

Hakkımızda hayırlısı olsun.

@ekofirat
Yumurta kapıya dayanmış fikir vermenin peşindesin. Daha önce neredeydin? En marjinal çözümler üretilene kadar da ağzını açmadın.
O yoğun analiz kabiliyetin, sana iibf yazdıran muazzam vizyonunla çözüm önerilerini dile getirir misin lütfen?

Zira sen olmasan kimse Demet Akalın'lı paylaşımdan rahatsız olunması gerektiğini anlamayacak, susmaya devam edecekti...

Bazen diyorum çoğunuz şeye benziyorsunuz: bedelli için az evvel amcasından borç isteyip, 1 saat sonra şehit haberinin altına "ya apaçık tehlike var orada, ne gezersin, yolu değiştirsen bunlar başına gelmezdi" diyen muazzam yurttaşlara.

Eurovision'a düşman/egemen diliyle katıldık, gardaşı düşman belleyip diline küs kaldık... Kadim Anadolu'm. Tek bayrak, tek ülke ve mozaiğin onlarca parçası... Çoğumuza maksimum 2 şehir, 2 sokak, 2 apartman ötede konuşulagelinen bir dilin, bir şiirini paylaşmak isterim sizlerle:

Ez ji xew rabûm, gulfiroşek dî,
Pir gelek şa bûm, gul bi dil didî.
Gul bi dil didî.

Hebû me yek dil, tev jan û kul bû,
Ne bûme bawer, gul bi dil bidî.
Gul bi dil bidî.

Bazar me kir go, ser bi ser nadim,
Ê gulperest bî, can û dil didî.
Can û dil didî.

Min go kî didî, can û dil bi gul,
Go: ev bazar e, dil bi kul didî.
Dil bi kul didî.

Min can û dil dan, dil kiriye qêrîn,
Go ho Cegerxwîn, dil bi gul didî.
Dil bi gul didî.

(Türkçesi)
Gül Satıcısı, Uykudan uyanınca bir gül satıcısı gördüm.
Çok mutlu oldum çünkü gönül verene gül veriyordu
Bende de bir gönül vardı, acı ve ızdırap dolu, bu yüzden
Gönül verene gül verdiğine inanamadım
Pazarlık ettik, dedi ki: Bire bir vermem.
Gülü seven kişi canını da verir gönlünü de
Dedim: Kim bir gül için hem canı hem de gönlü birlikte verir
Dedi: Pazarlık bu, zira verdiğin acı dolu bir gönüldür
Ben de canı da gönlü de verdim, gönül haykırdı
Ey Cegerxwin, Gönlü güle mi veriyorsun!
Gönlü güle mi veriyorsun!
Yazarı: Cegerxwin...

@paca08 Hocam insanların çeşitli gerekçelerle bazı hususlarda sessiz kalmalarına birçok kez şahitlik ettim şükür ben hiç öyle biri olmadım gücüm yettiğince sesimi çıkarırım, hakaret edilmedikçe ve mantığım bana güç verdikçe de tartışırım. Velhasıl şahsı tanımam, amacım onu mahçup etmek de değil fakat yapmacıklığa da buradaki birçok insan gibi tahammül edecek değilim. Haksızlık olmasa da sömürü sömürüdür, haksızlık karşsında susan da dilsiz şeytandandır.

@adamslani06, içinde söyledi: Geceye bir söz bir şiir bırak

Halkım ben,
hani şu sayılamayan,
hani şu çok halk!!
Soluğumun öyle bir gücü var ki
sessizliği deler geçerim, dinlemem,
filiz verir, boy atarım,
zifiri karanlık demem.

Zulüm, acı, ölüm, şu bu...
bir anda gizlerse de tohumu,
ölmüş gibi görünürse de halk,
döner gelir elbet bir gün nisan ayı,
kavuşur baharına toprak,
kızgın eller dağıtır atar ağır havayı!!
Ölümün içinden yeşerir yaşamak.

Pablo Neruda

Şiirdeki "nisan ayı" ibaresi ve malum seçim süreci aklıma nedense viztontele'den bir replik geliyor: "şerefsizim benim aklıma gelmişti" fakat sonra, "baağk önceden yorumlamış bunda fenalık var" denebilme ihtimaliyle susuyorum. Herneyse, güzel günler umuduyla kapı kapı dolaştığımız, hatta dolaşamadığımız şu günlerde:
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
(Ahmed Arif)
şiiriyle umutlarımızın yeşerebilmesini temenni ederim.