adamslani06 tarafından gönderilen en iyi iletiler

@paca08 @Sucuklu_Oralet ha unutmadan aynı ağız hem o Kudret'i hem de yazıyı okumayacak kadar devasa egoyu nasıl taşır vallahi aklım ermiyor... Ayrıca ortada tez varmış gibi anti tez üretme girişimini eleştirmen de gerçekten hayret verici... Neyse, sana tavsiyem sıradan olmanın tadını çıkar, sıradanlık kötü değildir, illa ki bir hikayeye sahip olmak zorunda değilsin, ayrıca; X MEN izleme, kapitalist önderlerin garajlardaki başarı hikayelerini okuma/izleme, evinde hırsla yastık tokatlama, toplu taşıma kullan. Allah'a da bizler için dua et.

https:/ /www.yenisafak.com/yazarlar/ismailkilicarslan/muhafazakr-orta-sinif-nasil-delirdi-2050484

Muazzam bir tespit silsilesi, harika bir özeleştiri... Burada da, anlatılagelinen karakterlere benzeşen insanlae görüyorum. Mutlaka okuyunuz.

@r4ntisi
Hocam burada bir grup manipülatör var, düşün İzmir GUY'un kontenjanını doldurtmayan, 70 ile kapattıran... Aldığın puana bakılırsa, değerlendirmek haddime olmamakla birlikte kafası çalışan bir arkadaşa benziyorsun, birkaç iyi niyetli analizci hariç kimseyi dinlemeden, düşündüğün ve istediğin yeri yaz. İnş gelir.

@tükendikagrubu
Hocam soyleyince söyledi oluyor. Şurasa hepsinden bahsettik yazdık bırak burayı okumayı ilanı okumamışsın etme eyleme yav... İş sahibi olacaksın Hocam inş, biraz baksan senin için iyi olmaz mı?

@tükendikagrubu
Elbette bana sormadın fakat bu sayfa, sorduğun kişilerle senin arandaki diyaloğa vesile olmasından ziyade herkesin interaktif konuşma gerçekleştirdiği bir ortam malumun.
İlanda alenen belirtmiş Hocam 30 İngilizce sorusu sorulacaktır diye, sen yine de 2 kez sormuşsun. Geçtim burada yazılanların okunmasını zira bazen yetişemiyor insan fakat ilana da mı bakılmaz ben işin orasındayım.
Neye müdahil olduğuma gelince, yeni her bilgiye aç olarak ilan başlıklarının takibini sağlarken, ilanı okumaya bile tenezzül etmeyen birinin sorularına rasgelince kendimi sorguluyorum ondan olsa gerek. Neyse Hocam Allah selamet versin.

@delimisali aynı şey birkaç hoca için daha geçerli. Örneğin bir hocanın bir kitabı herhangi bir yılda beğenildi, hiç şaşmaz bir sonraki seneye o kitabı ya parçalara ayırır PAHALIya satar ya tekrar satmak için saçma sapan bir gerekçe, merak konusu ekler PAHALIya satar vs vs.
Savunmaları da çok kaba: ne yapalım siz de olmasanız biz ne yapacağız... Yahu dershanecilikten zaten ilginç paralar kazanıyorsunuz kitaplarınızın getirisi de az oluversin.
Birçoğu bana çok sığ geliyor: akademisyen şımarıklığında, fen edebiyat mezunu ücretli öğretmen aciziyetindeler...

Yeri mi değil mi ona siz karar verin de bana dert olan bir şeyi yazmak isterim: geçenlerde güldür güldür show'da, atanamayan öğretmenler konusu birkaç skece yerleştirilmiş, epey de alkış almıştı ya da sanat camiasından olup, twitter'da popüler olan birkaç kişi, sık sık atanamayan öğretmenleri gündemlerine taşımakta...
Sanırım bu, onlar için, "okumuşa saygı mastürbasyonu" ve nedense bürokrasinin, devletin devlet gibi algılanmasına zemin hazırlayanların ya da en azından VERGİ nedir'i bilenlerin kadrolarına, atamalarına epeyce yabancılar, sessiz kalmaktalar bu zottirikler...

Belki evet, ögretmenlerin bizlere nazaran daha politik olabilme ihtimallerini hesaba katarak, bir anlamda boşa kurşun sıkmak da istemiyor olabilirler ancak (Maliyede çalışan birinin bir öğretmen kadar muhalif olması zaten beklenemez) bu aralar şuna kesin inanıyorum; muhalif bir adam olsan ve bu zorlu atama süreçlerinde kişisel ego tatmini için öğretmenler adına ağlayıp, bu cepheye sessiz kalanları görsen vallahi de billahi de inada düzen yanlısı olursun, inada toplumsal tepki mekanizmalarını hantallaştırmak adına çalışırsın...

Bu ne yapmacıklık, bu ne aymazlık hiç anlamış değilim. Bir İdari Hakim gördüklerinde, bir A grubu memurla tanıştıklarında hareketleri değişen zottirik adamlar, "leağn 4 işlem bilmiyor, torpille atanmış gesssiğn" diyenler, bu çaresizlerin(kendim de dahilim) süreçlerine dair en ufak bir katkıda bulunmuyorlar...

Sanırım İsmail Saymaz'a yazacağım birkaç saat içerisinde, mail atacağım. O, istatistiki bilgilerle, neden sonuç ilişkisi kurarak, hikayeleştirerek hem Hürriyette hem Sputnikte hem kendi twitter hesabında bu konuyu sağlam işleyecek nadir yazarlardan, yapar mı bilmem ama yaparsa baya ilgiyle karşılanır bu mesele.

Siz de deneyebilirsiniz bence:

Mail adresi: saymazzz@gmail.com

Şuan Habertürk'e Ebru Hanım'a yardırın, tweet @EbruBaki işsizlik konuşuluyor haydi!!

(Bir süredir tweet atmayan bazı nickler: yğa eskisi gibi dikkat çekmiyorum, oysa benim dikkat çekmem lazım faydadan ziyade)

@Baelish
Aynen katılıyorum size(2. yazınıza da). Bu toprakların en büyük sorunlarından biri de bu değil mi? Bizim okumuşlarımız, okumamışlarımızdan daha ketum...
Bu hususta da birbirimize destek olup, Hocalara, kaynaklarının yetemediğini anlatabilmek lazım.
Burada da karşımıza şöyle bir sorun çıkıyor: "X Hoca bence kaynaklarını güncellemeli" diyorsun, karşına bir grup çıkıyor ve "nasıl yaa X Hoca öyle iyi bir insan, öyle eğlenceli ders işler ki" diyor. Hocaları değerlendirme kıstasları da sorunlu. O yorucu psikolojide kendimize duygusal paydaş arıyoruz çoğunlukla ve Hocaların iletişimi başarılarının önüne geçebiliyor.
Kendini güncel tutan, soru soru kitabını güncelleyen Hocalarımız da var mesela ve Allah biliyor ya, fotokopisini almak zorunda kaldım kimi zaman, atanır atanmaz hepsini yemeğe çıkarıp helallik isteyeceğim o derece...

Ne yapsak olmuyor, İK üniyi, üni İK'yı işaret edip duruyor... 1 gün bile çok değerli keşke buradaki bazı arkadaşlar gibi soğukkanlı kalabilsem... Ziraate göre ders çalışmaya başlayacaklar var, özel sektör düşünen var, dershaneye yazılmak isteyen var, doğruya doğru torpil ayarlamak isteyen var, yeniden alan kitaplarına onlarca parayı dökmemek adına bekleyen var, var da var... Ama düşünün ki devasa bir banka- geliri en yüksek devlet üniversitesi iş birliği -GEÇ AÇIKLANMASINI GEÇTİM- bir tarih veremiyor şu gün diye... Allah sonumuzu hayır etsin artık nasıl bir istihdam planlamasıysa... Benim numara onların nezdinde ifşa oldu artık, arayan soran var mı?

@antimülakat sen sorma nezaketini gösterdikten sonra entrym silinse de hiç mühim değil. Nasıl dersen öyle olsun.

@alican-dovletov
Öncelikle benim son yorumum üslup gerekçesiyle kaldırıldı @paretowilffredo @Antimülakat bu hoca görünümlü liseli arkadaş aleni hakaret etmekte. Onun yorumu neden durur?
Sana gelince, instagramdan yorumumu kaldır, burada yorumum kalksın hala ergen gibi zırvayla olayın üzerini örtmeye çalış. Sen bana paspas diyemezsin dersen cevabını alırsın bunu bi belirteyim.
Özelden hangi denemeler olduğunu yazdım. Az biraz iş etiğin olsa hangi işlerde zırvaladığını kestirebilir, ona göre kendin itiraf ederdin şu sorularım hatalıydı diye. Hem kaç öğrenci çözdüğü denemeyi üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen tutar? Gerçi ne bileceksin ki işin öğrenci değil pazarlama.
Hakaret etme, terbiyesizlik yapma, sana başında dedim iletişim bilgimi veririm diye. Ne hesabı ne nicki? Sen herhalde bizi, yanında çay içince olgunlaştığını sanan, kendi kendine mutlu olan saçma öğrencilerinden sandın sanırım. Had bilelim çizgimizi aşmayalım.
Eleştiriye tahammülü olmayan, ucuz reklam girişimleriyle bilgisini satan adamlar elbette günü geldiğinde kendilerini ifşa edeceklerdir.

@adamslani06
Ben rahatsız olmadım sen hakaret etme sabaha kadar paylaşım yap gram umrumda olmaz. Ama tanımadığın bir insana paspas diyecek kadar, "acıttı" fiilini kullanacak kadar yozlaşmışsan da o senin karakterin. Bana hakaret etme demişsin kendi ifadelerin aha da burada:
https://i.hizliresim.com/g67DdQ.png
Baya beni hakaretle, kendi çapında ifşa ile yıldıracağın kanaatindesin de sözüm sözdür önümüzdeki haftaiçi kurumuna kadar gelip burada yazdıklarım tamamını yüzüne de söylemezsem namert olayım. Haddini bil, pazarlama yapma, başını eğ ve de ki adam bana sadece bir hususta şikayetlendi, ben bu kadar terbiyesizlik yapmalı mıydım de.

İktisatı öğrenmek için:
Makro Erdal Hoca,
Mikro bence Zeynel Hoca daha akıcı bir kitap yapmış,
Para Banka Fatih Özatay Hoca,
Uluslararası İktisat Halil Hoca...
Diğerlerini nereden okursanız okuyun.

Kpss için soru çözeyim, son yıllarda sorulan soru tiplerine yakın soruları göreyim derseniz
Erol Hocanın Monopol kurumu için hazırlamış olduğu Analiz İktisat derim ben. Adam ne Tufan Samet misali "heyt be özgün soru sordu" denmesi adına soru yazmış, cevaplarda da ara sıra zırvalamış ne de Yüksel misali "ulan bunu NASA'ya bile satarım, ilk ben buldum" tarzı sosyal bir bilim dalında yıllardır sorulan soruları ilk kendi sormuş gibi davranmış.
Kendini tekrar eden kitap istemiyorsanız, aynı türevli soruyu tüm ardışık çift sayıları kullanarak (tek tip soru sorup, formatını değiştirip risk almayarak) tekraaar tekrar soran pegem economicusu da önermem ben.

Bir hususta lazım diye Nurdan Hocanın son çıkardığı 3 ciltlik kitaptan "son 5'li" çözümlü soru bankasını aldım. Kitapta çoktan seçmeli sorular var cevapları -belki de alıştığımızın aksine olduğundan- biraz kısa geldi. Sonrasında mesela açık uçlu sorular var yüzde 60'ı tek cümlelik ya da kelimelik. Fakat kanaatim kitabın doğrudan bilgiyi ölçtüğü, bu da sanki son yılların 5'lisine uygun gibi. Bilgilendireyim dedim.

Ben hemen bir vakayı paylaşmak isterim mesela:
Sabancı Ailesi Bünyesindeki Bir Şirket
Bütçe Uzmanlığı
2017
Doğrudan direktörle mülakata katılmıştım. Hususi olarak Ankara'dan geleceğimi (mülakat İstanbul'daydı), gerekli görülmemesi halinde skype ya da whatsapp tarzı uygulamaların da ilk görüşme için, yüz yüze mülakata ikame olabileceğini hatırlatmama rağmen ısrarla İstanbul'a çağrıldım. Daha sonra direktör girdi içeri, sıradan ve gayet de önündeki özgeçmişten edinebileceği bilgileri sormaya başladı. Sonrasında hiç gocunmadan "aa Ankara'dan mı gelmiştin?" deme cürretinin yanı sıra, hiçbir spesifik bilgi sormadan, yani madem Ankara'dan çağırıyorsun en azından spesifik bir soru sor, biraz tekniğe in, zorla, let's continue in english de bari yok, maaş beklentisini sordu. Ben de ifade ettim, kendileri için gayet uygun olduğunu belirtti ki belki bilmeyenler olur, bir direktörün hele ki bütçenin başındaki birinin, adayın maaş beklentisine uygun demesi ciddi bir gelişmedir. Sonraki söylemi ise ne zaman başlayabilirsin şeklinde oldu, ben de 2 gün içerisinde taşınma işlerini halledip başlayabileceğimi belirttim. Ardından o da "ya 2 gün belge toplamaya bile yetmez, tamam sana daha fazlaca süre verilir" dedi. Ben de böylesine olumlu bir mülakatın oluşturduğu ambiansla hemen malum sitelerden ev aramaya başladım 2 gün geçmeden mail geldi olumsuz diye...
Ben de vaziyeti Ali Sabancı'ya ilettim, Ali Sabancı'dan hala dönüş bekliyor(dum)um :).

Anafikir şu değerli arkadaşlar, farklı şehirlerde mülakata davet edilmeniz halinde, bir eksiklik gibi düşünmeden, kuruma, masraflarınızı karşılamaları gerekliliğini hatırlatmaktan vazgeçmeyin, ayrıca her mülakat sonrası sürecin ne zaman netleşeceğini de sormaktan asla kendinizi alıkoymayın. Ha unutmadan, zorlanmadığınız mülakatların yüzde 70'i maalesef olumsuz neticeleniyor gibi

Bu biraz daha trajikomik, gülmek de gerekir elbette

Özsermayesi En Büyük Aracı Kurum
Finansal Analist Uzman Yardımcılığı
2014
Türev Araçlar birim müdürü aşamasına gelebilecek kadar birkaç mülakat aşamasından geçtim. Neyse müdür gayet ciddi biri, sekreteri aradı, çağırdı beni içeri. Girerken heyecanla "selamün aleyküm" dedim maalesef maalesef deme sebebimi anlayacaksınız ileride...
Mülakat başladı, teknik sorular, mevzuat bilgileri, kişisel bilgiler vs. konu özel sorulara geldi. Biz de ortalama her Orta Anadolulu erkek misali kara kaş kara gözüz, bir de girerken selamün aleyküm demişiz müdür biraz bekledikten sonra, arkasındaki Atatürk portresini, dönmeden, parmağıyla işaret ederek: "bunu seviyoruz değil mi, bir sıkıntımız yok değil mi" demişti :)) ben tabi başka zaman olsa böyle bir soruyu sorma cürretinde bulunan kim olursa olsun tersler anında da cevabını sağlam verirdim fakat puzzlelar ağırdan birleşti ve birazcık afalladıktan sonra "evet efendim, kurucu değerleri sevmeme gafletinde bulunmam" dedim.

Yani aslında asla böyle bir soru soramaz, ben de cevap verme zorunluluğu duymamalıydım fakat beyaz yakalıların çoğunda (biz de Mustafa Kemal'in önemini, değerini ve kanuni manada nasıl korunduğunu bilen insanlarız) görülen Kemalist kişilik bozukluğu o an orada hafif de faşizan bir gözlemle tecelli etmişti :). Velhasıl, sakın ola keskin ifadelerde bulunmayın mülakatlarda.

@piazza
Mülakatta ingilizce sorular soruldu mu Hocam? Big Four'a başvurmak isteyen çok kişi var sanırım. Bana, PWC mülakatında, 5 dakika içerisinde "İtalyan bir arkadaşın Tr'ye geldi tanıtır mısın" demişlerdi, yazıyla. Geçmiştim ben de ama size soruldu mu merak ettim.

Ha bir de lafı gelmişken big fourda işler çok yoğun aşırı yorucu bir rekabet ortamı vardır, özellikle İstanbul'da Boğaziçi ve ODTÜ dominasyonu, yanı sıra da vakıf üniversitelerinden olan, matematik bilmeyen ama lisedeki ve üniversitedeki eğitimleriyle harika düzeyde ingilizce bilen insanlar vardı. Ayrıca düşük maaşlar birçoğunu rahatsız etmezdi zira birçoğunun ek geliri vardı ya da aileleri desteklemekteydi.

@köyün-ağası
Buna benzer bir serzeniş de ben yazdım sabah. Bir an evvel doğru ve meşru bir şekilde örgütlenilmesi gerekiyor kanaatimce.

Katma değere bakılması halinde ortalama bir i.i.b.f. mezununun birçok alana göre getirisi oldukça yüksek. En basiti; koalisyon hükümeti sonrası bir adet bürokrat dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birinin krizden çıkmasına vesile olmuştur mesela. Ya da birçok örnek verilebilir buna benzer, Bernanke gibi vs vs...
Ne demeye çalışıyorum: Ülkede şuanda maalesef haklılık payı da ciddi olmak kaidesiyle bu denli fazla i.i.b.f. ve mezunu olması kamu mercileri ve toplum nezdinde bir yük olarak görülmekte. Fakat doğru konumlandırmayla hem ekonomik hem toplumsal kalkınmaya öyle faydalı bireyler yetiştirilebilir, sağlam sonuçlar elde edilebilir ki bu da maalesef görmezden gelinmekte.

Bunlardan daha önemlisi yahu basın açıklaması yapabilecek, durumun vehametini meclise taşıyabilecek kimsemiz, kurumumuz var mı o da yok. Biz, -her Hoca için söylemiyorum fakat- kitaplarının daha fazla satılması için bize destek olan dershane Hocalarıyla bu tarz işleri duyurmak zorunda mıyız yahu? Niye düzgün diksiyonlu, bizim açtığımız açacağımız bir kuruma mensup sağlam duruşlu temsilci ya da temsilcilerle, oy tehdidini de sık sık zihinlere kazıtarak örgütlenmiyoruz??