@otuzyılsavaşı Hocam bağırmamasını düzgün konuşmasını söyledim.Neticede kimin ne düşüneceğine,ne isteyeceğine karışamam. Eğer onun isteğini yerine getirmeye kalkarsa gözetmen ben diğer arkadaşlar da tüm bilgisayarların kapatılması için baskı yapardık. Kişisel bir tartışmaya girmek mantıklı olmazdı orada.Neyse tartışma uzun sürmedi zaten tutanak tutturmak istedi gözetmene, tutanak yazdırdı.Yerine oturdu olay da büyümedi daha fazla. Tartıştığı gözetmen de "İçiniz rahat olsun bu sınav iptal olur, bu ortamda sınav yapılması mümkün değil." diyerek bizi sakinleştiren ellili yaşlarında üniversite hocasıydı. Diğer gözetmenlerimiz de gayet iyi insanlardı.Bu tavrı hakeden kimse yoktu.

onuktekin tarafından gönderilen iletiler
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
Olaylara bak olaylara.Çarşı karışmış yine.Sınavı protesto edenlere kızanlar, adli soruştırma olur diyenler,birbirine girenler... maşallah maşallah. Benim şahsen en büyük pişmanlığım orada toplu oturma eylemi yapmamış olmamız. Eğer orada oturma eylemi yapsak o gün bu iş çözülürdü biz de ona göre planımızı yapardık.
Biz sustukça üstümüze geliyorlar,haklarımızı gasp ediyorlar.O kadar bastırılmışız o kadar her şeyden korkar hale gelmişiz ki o kadar saçma,mantıksız bir durumda bile sınav salonunun kapısından koridora çıkmaya çekinir hale gelmişiz.
Sınıfta siyah başörtülü bir genç kadın biz - 6-7 kişi- gözetmenlerle birlikte ne yapılabilir diye konuşurken geldi gözetmene sessizliği sağlamasını,sınavı çözmek istediğini vs. sinirli ve yüksek sesle ve saygısız bir üslupla söyledi. Eğer bunu yapan kişi bunu okuyorsa bilsin ki onun için üzülüyorum.Nasıl bir hayat yaşadı ya da nasıl bir ortamda büyüdüyse bu onu diğer insanlar için zehir yapmış. O sınavı bitirip geçerli olma ihtimalini düşünmek bana normal gelmiyor.
Bu olayı ve forumdaki şu tartışmaları görünce neden orada daha fazla tepki veremediğimizi daha iyi anlıyorum. Kimse kimseye güvenmiyor.En önemlisi kimse hukuk düzenine güvenmiyor.Orada haksızlık karşısında ses çıkarmanın geleceğini mahvedeceğinden korkuyor insanlar belki de.
Bilemiyorum Altan bilemiyorum. -
RE: dinleyerek İngilizce öğrenmek mümkün mü?
@paretowilfredo Michel Thomas'ın dil setleriyle ilgili şunu da söylemek lazım: Bu setler, ingilizce bilenlere başka yabancı diller öğretmek üzerine oluşturulmuş.Sadece mantığı açısından örnek verdim.İngilizce için hemen hemen aynı mantıkla ilerleyen Rosetta Stone kullanılabilir.
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@genclerbirlikli Bu eleme illa KPSS olmamalı. Kendi sınavlarını yapmasınlar,elemeden geçmesinler demedim.
Bir puan şartı yerine kendi sınavını yapsın diyorum Sayıştay,Kaymakamlık ve Hakimlik için en azından böyle olmalı. Torpilin engellenmesi konusunda da çok bir şey değişmiyor.A kişisini tanıyan B kişisi kazanamazsa A kişisini tanıyan C kişisi kazanıyor. Yeri geliyor kontejanlar boş kalıyor.
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
P48 konusunu ÖSYM açmadan önce kimsenin aklında yoktu. :))
Onlarda öyle bir zamanda getirdi ki hiç aklında KPSS'ye girmek olmayanlarda sınava girdi. Puan tiplerini,alan sınavının yapılış şeklini hukuk devletinde olmayacak bir şekilde sınava az bir zaman kala değiştirmeleri,Sayıştay için böyle bir şart ilan etmeleri,kapasiteleri yeterli olmadığı halde e-sınav yapmakda ısrar etmeleri,sıralama sınavlarında farklı soruların sorulmaması gerekirken bunu yapmayı düşünmeleri,fahiş sınav ücretleri,soruların elden verilip verilmediği konusunda güvensizlik,sınavlar aynı anda başlayıp bitmeliyken bunu umursamamaları,farklı şehirlerde aynı soruları sorup sormadıklarının bilinememesi gibi uzayıp giden bir hatalar silsilesi var. Bu yüzden P48 getirilmesi yerine sınav şartlarını düzeltmeliler.Sınavın maliyeti adaylar için bu kadar çok olmamalı.
İlanların sayısı az olduğu yetmezmiş gibi alımlarda az.Süreçlerde çok uzun sürüyor.Haliyle sınavlara da hemen hemen aynı kişiler giriyor.
Diğer yandan başarılı bir öğrenci olup KPSS'ye girmeyenler,KPSS çalışıp iyi puan alabilecekler de var.Bu sebeplerle puan şartı getirmeleri adil olmaz. Devlet bu kadar eşitsizlik yaratmamalı. -
RE: dinleyerek İngilizce öğrenmek mümkün mü?
@abd94 Michel Thomas tekniği deniyor buna. İsterseniz ayrıntılarına bakın. Dil öğrenme setlerinde bu yöntemi kullanıyor. Baya da popüler.
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@economist34 Allah'ım yarabbim ne hallere düştük. Bildiğin canım çekti :)))
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
Salonda beklerken burda da iyi counter maçı olur diye düşünen oldu mu acaba benden başka? :))
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@paretowilfredo Bence kesin vardır. :))
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@rorschach159 Operasyon oldu hocam onlara da.Adamlar kablo çekmiş en son onu bulmuşlardı galiba.
Diğer illerde sınav binasının kapasitesi daha küçük olduğu için orada sınavları öyle ya da böyle yapabildiler.Fakat Esenboğa'da bilgi akışının yavaşlığı,teknik personelin yetersizliği,gözetmenlerin sisteme yabancı oluşu konunun daha da büyümesine sebep oldu.
Hiç bir şeyi düşünmemişler.Beceremeyecekleri belliydi.Daha önce hiç böyle bir sınav da yapmadılar.İnşallah yapmazlar da. -
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@fc-real-gdp Tabiki de yalan telefonla konuşup hallettiler. Hatta erteleriz başka soru sorarız seçim filan arada kaynarız diye de düşünüyor olabilirler.Orada bile soruların değiştirilip yeniden başlanacağını söyledi gözetmenler.
-
RE: faizi arttır kur düşsün de işsizlik nasıl düşecek?
Faiz artırımı bir işe yaramayacak.Faiz artırımına doyum olmaz - Fitch fazilerin daha da artırılmasının gerektiğini söylüyor- artırdıkça artar.MB'nin inandırıcılığı da kalmadı artık. Bi' artırmayacağım diyor bi' artırdım diyor;bak artırırım diyor;banane lan top benim oynatmıyorum diyor.Durduramıyoruz da anlayamıyoruz da. Geç likidite penceresi diye bir uygulama var akla ziyan.Banka 100 lira fon açığı için 150 lira teminat yatırıyor.Bunu da 2-3 saatlik bir sürede yapıyorlar. İşin kötüsü bunlar piyasa tarafından tam anlaşılmıyor.
Hazineye baksan kararları (32 sayılı karar hakkında) anlaşılır değil.Döviz çıkarmaya %40 oranında ceza gelecek diye anlaşıldı torba yasadaki düzenleme.Halbuki döviz kredilerinin yurtdışına çıkarılmasıyla ilgiliydi.Hazine bunu anlatmayı beceremedi.Tekrar açıklamak zorunda kaldı.
Politikacılar seçim meydanlarında serbest piyasa ekonomisinin terk edileceği sinyali veriyor.Biri paranın kontrolü bende olacak diyor ( bu dış piyasada para kurulu mu gelecek acaba dedirtiyor. Örnek Çin) Diğeri çıkıp şeker fabrikalarını devletleştireceğim diyor. Bu sebeplerle seçim sonrası politikalrın keyfileşeceği düşünülüyor. Bu şartlarda döviz seneye bu zaman 6tl yi geçer.Sonra neymiş efendim kol bozuk! Dış mihraklar,falanlar,filanlar!
Bu sorunun çözümü uzlaşmacı tavır olmalı.Geçen Emre Alkın Hocayı dinledim.Türkiye Atatürk'ün yaptığı İzmir İktisat Kongresi -Lozan öncesi olması nedeniyle önemli- gibi bir kongreyle dünyaya kendini açıklamalıdır. Kalkınma yönlü ekonomiye geçişini anlatmalı.Bu şekilde güveni tekrar kazanabilir diyor. Yaparlar mı böyle bir şey? Sanmıyorum.
Artık harcayan, tüketen bir toplum olmaktan kopup üreten bir toplum olmalıyız.Yoksa hizmet sektörüyle inşaatla gidebileceğimiz bir yol yok.
İşsizliğin düşmesi mümkün değil. Artmaz inşallah. Döviz borçları yüzünden çalışanlarının işlerine son veren şirketler olacak. Bu büyük baskı yaratıyor. Haftaiçi Fitch bu konuyla ilgili uyarı yaptı. Bence haklı da.(Vay efendim biz Türküz diye bizi sevmiyorlar, yok işte hakem şike yaptı, saymam bunu kol bozuk,zarlar hileli,bizi çekemiyorlar çünkü süperiz vs. demeyin.Bırakın bunları siyasetçiler desin.)
Döviz kazanmayanın derdi çok olacak.
Bakalım inşallah her şey güzel olur.
Allah vatana millete sağlık huzur versin. -
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
Aslında sınava giren aday sayılarını düşündüğümüzde İzmir'de, İstanbul'da ve Çetin Emeç'de sınava giren adayların daha çok istemesi gerekli bu iptali.Hem karşısında daha fazla aday olacak hem de eksiklerini kapatma şansı olacak Esenboğa'da girenlerin. Nereden bakarsak bakalım bu sınavın hakkı iptal.
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
"ankara çetin emeç, istanbul ve izmir e-sınav merkezlerinde yapılan sayıştay eleme sınavı, problemsiz bir şekilde zamanında tamamlanmıştır" at yalanı sev inananı!
buralarda da aynı problemler yaşanmış. sırf birileri korkup sorumluluk almadığı ve çevresinin onu koruduğu için yalanlarla dolu bir duyuru olmuş.
sistem çökmesine gelince.
sistem çökmedi.sistem hazır değildi. hazır hale getirmeleri de o kadar büyük bir sınav merkezi için 15 dk sürmeyecektir.hangi adımların izleneceğinin anlatılması uygulanması bile temiz 45 dakika sürecek bir ortam burası.(çok iyimserim)hazırlıklar yetersizdi.sistem yeniden başlatıldığında yeni sorular geleceğini söylediler.sınavı başlatabilenlere eski sorular geldi ve zamanları eksilmeye devam etmişti. bir ara kendisini ösym başkan yardımcısı olarak tanıtan biri sorunu çözüp devam edeceğiz dedi.bunu dediğinde saat 3.25'di.(ekranlar normal windows masaüstü olarak açıktı)sonraki anonsda da iptal olduğuyla ilgili açıklama yapıldı.(erteleme mi iptal mi dedi anonsda anlamadım)
erteleme konusunda da bu kadar cahil olamazlar. bu sıralama sınavı farklı sorularla aynı sınavda sıralama yapmak için ya aptal olmak lazım ya da kötü niyetli.
sınav için verilen 200 lira (bi kulağımız arkası kaldı),yol masrafları,kalacak yer masrafları hiç biri bunların umrunda değil.ödeyecek olsalarda nasılsa kendi ceplerinden çıkmıyor.bizim cebimizden çıkıyor.bugün zararları öderler ertesi gün başka bir sınavdan bunun acısını çıkartırlar.(o binayı hangi imkanla yaptılar?)
bu konuda işini doğru yapmayan,hataları kabul etmeyen, insanların hakkını gözetmeyen ve hala utanmadan sadece esenboğa'daki sınavı erteletip diğer sınavları geçerli saymayı düşünen sevgili ösym yöneticileri son sözüm size:
evinize usta girsin! -
RE: Motivasyon
@aliveli Çok güzel içerikler oluşturuyor. Youtube'de böyle içerik bulmak zor. TED Talks var bide. Youtube Barış Özcan gibi içerik olusturucuları ayrica destekliyor anladığım kadarıyla.
-
RE: Motivasyon
Barış Özcan-7 Çalışma Tekniği
1 Harita
"Bugünlerde sınavlardan boğulduğunu söyleyen pek çok kişiden mesaj almaya başladım. Ders çalışmaktan bunalanlar… Ne yaptıysam olmuyor diyenler… Sadece okulda değil hayatta da başarıya ulaşmak isteyenler… Oraya ulaşmak için nasıl bir yol takip etmek gerekir? Bunun cevabı bana gelen başka bir mesajda saklı. Aslında bana gelmedi bu mesaj, yıllar önce ben de aynı çaresizlikle bir sahilde dolaşırken onu kıyıya vurmuş bir şişenin içinde buldum. Bu şişenin. İçinden bir harita çıktı, bir de not: Aradığın hazine, çapraz dikili palmiyelerin dibinde! İşte bugün o hazineyi bulmak için yaptığım yolculuğu ve o yolculukta attığım 7 önemli adımı sizinle paylaşacağım. Yani başarı haritasını…Haritada da gördüğünüz gibi çapraz dikili palmiyeler bir adada. Oysa benim gündelik hayatım bir ana karada geçiyor. Burası benim yaşadığım yer. Kendimi güvende ve rahat hissettiğim mekan. Konfor alanım. Öncelikle buradan ayrılmam gerekiyordu. Bunun için de bir plan yapmalıydım. O adaya her gün kalkan bir gemi olduğunu duymuştum. Geminin kalkış zamanını öğrenerek işe başladım. Birinci adımım zamanımı planlamak olmuştu. Ertesi gün tam vaktinde, tan vaktinde gemiye atlayarak adaya ulaştım.
Bir deniz fenerinin yakınında karaya ayak bastım. Adaya ulaşmıştım. Bundan sonraki bütün çalışmalarımı yapacağım yer burasıydı. Burası öyle bir mekandı ki, dış dünyaya ait dikkatimi dağıtacak hiçbir şey yoktu. Telefon çekmiyordu. Televizyon yoktu. Gürültüsüz sessiz sakin bir mekan. Anlayacağınız ikinci adımım çalışmalarımı yapacağım bu mekanın kendisiydi. Yanımda getirdiğim sırt çantasındaysa sadece yapmam gereken işlere ait şeyler vardı. Ödevlerim, hazırlanmam gereken sınavlara ait notların olduğu bir defter, kalem, kağıt gibi şeyler. Bir de ıssız bir adaya düşseydim yanıma alacağım 3 kitap.
Adada yola koyulduktan hemen sonra karşıma oldukça tehlikeli gibi görünen bir engel çıktı. Düşündüm. Daha en başta en korkutucu olanla karşılaşmanın anlamı ne olabilir diye. Sonra anladım. Çantamda bir sürü iş, ödev getirmiştim. Bunlardan bir kısmını yapmak kolaydı. Bazılarını yapmaksa gözümü çok korkutuyordu. Eğer bu adaya gelmeseydim önce en kolaylarını hallederek işe başlardım. Ama karşıma çıkan işareti dikkate aldım ve üçüncü adımım yapmam gereken işlerden en zorunu seçmek oldu. En zorunu seçerek başlamak.
Yoluma devam ederken bu zorlu konuyu nasıl çalışacağımı düşünmeye başladım. Daha önce YouTube’da sesli okumanın önemine dair bir video izlemiştim. Elimdeki kitabı sesli sesli okurken bir ormana geldim. Gözümü çevirdiğim her yerde bir ağaç vardı. Kaybolmamak için küçük kağıt parçaları hazırlayıp bunları ağaçların dibine bırakmaya karar verdim. Böylece geçtiğim yolu unutmayacaktım. Unutmamak. Çalışırken aradığım bir başka şey de bu değil miydi? Az önce sesli okuduğum kitaptan önemli kısımları unutmamak için bu küçük kağıt parçalarının üstüne yazmaya başladım. Anlayacağınız dördüncü adımım bu bilgi kartlarını hazırlamak oldu. Not tutarak çalışmak çok işime yaramıştı.
Ormandan ayrıldıktan sonra karşıma küçük bir kamp çıktı. Buraya gelen başka insanlar da vardı demek ki… Onlar da tıpkı benim gibi kendi hedeflerine ulaşmak için çalışıyorlardı. Birlikte ne yapabiliriz diye düşündüm. Aklıma bir fikir geldi. Yine YouTube’da izlediğim videolardan birinde öğrenmek için öğret diyordu. Az önce hazırladığım bilgi kartlarını aldım elime ve onlara çalıştığım konuları anlatmaya başladım. Başlarda çok başarılı olduğumu söyleyemem. Ama fark ettim ki bu çaba, benim daha iyi öğrenmeme sebep oluyordu. Beşinci adımım öğrendiklerimi öğretmek oldu.
Şimdi önümde aşmam gereken bir dağ vardı. Bu yükseklikteki bir dağa tırmanabilmek için iyi bir kondisyon gerekir. Bol bol egzersiz yapmak. Vücudu ve beyni o engeli aşmak üzere hazırlamak. Sonra da denemeler yapmaya başlamak. İlk denemede belki başaramamak ve bunun da sürecin bir parçası olduğunu kabullenmek. Hatalardan ders çıkarıp ikinci teste başlamak. Yine mi başaramadın? Hemen ümitsizliğe kapılmak yok. Dedik ya iyi bir kondisyon gerekir diye. Bunun için ilk şart sabretmek, azmetmek. Ve bir deneme daha yapmak. Böylesine zorlu bir dağa tırmanmaya çabalamak benim altıncı adımımdı ve bu adımda bol bol pratik yapmanın, hedefe varmadan önce kendini test etmenin önemini anlamış oldum.
Çok heyecanlıydım. Nihayet aradığım hazineye kavuşacaktım. Güneş batmak üzereydi. Uzaktan çapraz şekilde dikilmiş o iki palmiye ağacını gördüm. Batmakta olan güneşin son ışıkları ağaçların silüetini ortaya çıkarmıştı. Bu şekil bana bir yerlerden tanıdık geliyordu ama nereden? Evet hatırlamıştım. Bu bir çarpı işaretiydi. Bir kaç yıldır her yılbaşında YouTube’da yayınlanan bir videoda yapılan şeylerin ancak her gün yapılırsa etkisini gösterebileceğinden söz ediliyordu. O iş yapıldıktan sonra takvimde o günün üstüne kocaman bir çarpı atılıyordu. Tıpkı bu palmiyelerin silüeti gibi bir çarpı. Daha hazineyi açmadan yedinci adımımı atmıştım bile. Bugün yaptıklarımı her gün yapmalıydım.
Artık hazine sandığına ulaşmıştım. İçinden ne çıktı biliyor musunuz? Az sonra!.. Yani çok az sonra
Önce bir yolculuğu hatırlayalım, ondan sonra hikayeyi tamamlayalım. Başarıya ulaşmak için takip edilmesi gereken bir yolu keşfettik biliyorsunuz. Öğrenciyseniz derslerde, sınavlarda başarı. Çalışansanız işinizde başarı. Hemen hemen şu 7 adımda saklı. Böyle masal gibi anlattım ama aslında bilimsel araştırmaların verilerini hikayeleştirmekten başka bir şey yapmadım. Bu 7 adımı oluştururken kullandığım kaynakları web sitemde bulabilirsiniz.
Önce planlayarak başladık. Zamanımızı planlayarak. Çalışırken siz de öyle yapın. Hatta mümkünse her gün aynı saatlerde çalışın, okuyun, yazın. Bundan asla taviz vermeyin. Unutmayın geminiz her gün aynı saatte kalkıyor, kaçırırsanız adanıza gidemezsiniz. Ada sizin ikinci adımınız. Dış dünyadan soyutlandığınız bir mekan. Belki odanız, belki de çalışma masanız. O adaya gittiğiniz anda tek hedefiniz hazineye ulaşmak olmalı. Hedefinize. O yüzden mekanınızı özenle seçin. Bir deniz feneri gibi ışık tutmalı yaptığınız çalışmalara. Önünüzde belki de yapmanız gereken yığınla iş var. Çözmeniz gereken problemler. Cesur olun. En zoruyla başlayın. Biliyorum acılı olacak. Ama biliyor musunuz, sizi öldürmeyen acı güçlendirir. O yüzden gülün o kurukafaya. Daha önceki bir videoda da bahsettiğim gibi çok çalışmak değil, derin çalışmak asıl mesele… Gerekirse sesli okumalar yapın. Ama en önemlisi o ormandaki ağaçlardan destek alın, kağıtlara yazın. Unutmamak için kendinize küçük bilgi kartları hazırlayın. Not tutun. Sonra aynı hedefe giden başka kişilerle buluşun ve öğrendiklerinizi onlara anlatın. Onların öğrendiklerini dinleyin. Aynı kabiledesiniz. Ya öğrenci ya da çalışan kabilesi. Ortak dertleriniz, ortak tutkularınız var. Şu anda bir öğrenci bile olsanız öğretmenlik yapmaya çalışın. Ve tabi bol bol pratik. Sınava girmeden önce kendinizi test edin. Yazılı ya da sözlü sınav olmak zorunda değil. Çalışansanız önemli bir toplantı ve sunum öncesinde bol bol prova yapın. Hata yapmak kaçınılmaz. Herkes hata yapıyor. Önemli olan bunu provanızda ya da çözdüğünüz testler sırasında yapmak. O zorlu zirveyi aşmanın tek yolu bu. Kendinize ayırdığınız bu zaman ve mekan parçasında, en zoruyla başlayıp, notlarla çalışıp, başkalarına öğretip, pratik yaptıktan sonra gidin ve o iki palmiye ağacını çizin takviminize… Bir çarpı koyun. Çünkü o çarpının dibinde gömülü, aradığınız bilgi hazinesi.
O hazineye kavuştuğunuzda içinden ne çıkacak biliyor musunuz? Yeni bir not. İşte o zaman anlayacaksınız. Başarı haritasında saklı koskoca sekizinci bir adım daha olduğunu. En başa dönünce belirecek o sekizinci adım. Bunun bir zincir olduğunu fark edeceksiniz. Her gün ona yeni bir halka eklemek gerektiğini. O bilgi hazinesinin, sizi zengin edebilmesi yani asıl zenginlik olan bilge yapabilmesi için bu zinciri kırmadan kendi sonsuzluğunuza kadar yazmak ve okumak gerektiğini…"
-
RE: 2018 Sayıştay Denetçi Yardımcılığı İlanı
@cengizkan2 İsmail Engin,Serdar Şahin hocaların yazdığı kitabı tavsiye edebilirim.
-
RE: 2017 Halkbank Servis Görevlisi Mülakatları
Dostlar bunun için başlık vardı sanki. Başlık yoksa yeni bir konu açıp bunu oradan devam ettirirseniz daha iyi olur.
-
RE: 2017 Halkbank Servis Görevlisi Mülakatları
@secret Amin. Sizinde inşallah. Allah hakkımızda hayırlısını nasip etsin.