Kültür-Sanat / Bugün hangi kitaptan kaç sayfa okudunuz? Okuduğunuz kitaptan bir bölüm/anekdot paylaşır mısınız?
-
@nisyan Zarifoğlu'na ancak Zarifoğlu ile karşılık verilebilir.
Ve başlar
Kimin yüreği daha yüce yarışı
...
Her an karanlığını giyinecek gibisin
Ne kadar uzun sürüyor
Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin
...
Karnın ne kadar küçük ve içerde
İnce belin-
Fazla kabarık değil kemiklerinden etlerin
Biliyorum ancak sen
Bu kadarla yetindikçe ve ekmeği
Böyle mübarek tuttukça
doyar karnı çinin hindistanın amerikanın
Sen olabilirsin çaresiSu içinde
Susuzluk hissinden ölen kimselerin -
@conurt ''Cennet ve cehennemIe iIgiIi iIeri geri sözIer söyIemek istemem, çünkü ikisinde de dostIarım var'' diye ne güzel demiş Mark Twain
-
....
Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm
Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar
Dursam ölürüm paramparça olur dünya
... Ahmet Telli -
@Phoenix yine zarifoğlu söylesin o zaman
/Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir sehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
İsterler
Susarlar
Dinlememişseniz nice yıl kalbinizi
Ev meslek iş para geçim diyerek
Düşünün şimdi bir de
Şehirlerde kasaba ve köylerde
Başını eğmiş kalbiyle söyleşen bir kişi olduğunuzu. / -
-
@Phoenix yarın yenilerini bekliyoruz o zaman bu akşamlık bu kadar
-
Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim,büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye,varolmaya ve 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...Şükrü Erbaş/Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
-
''Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım. ''
-
Pazar gününe ağır gelir mi bilmiyorum ama başucu kitabımdan bir anekdot paylaşmak istiyorum bugün.
"Fakat benim delilerimin hor görülmeye layık, bir diğer nitelikleri de, bütün insanların biricik samimi ve doğru sözlüleri olduklarıdır. Oysa gerçekten daha güzel ne vardır? Alkibiades, Platon'da, gerçeği çocukluğun ve şarabın söylettiğini, istediği kadar desin; Euripides'in, şu güzel sözde, "deli delilikler söyler" gayet iyi dile getirdiği gibi, bu şeref sadece bana aittir. Delinin ruhunda ne varsa yüzünde yazılıdır. Ağzı bunu gizlemeden söyler: oysa aynı Euripides'e göre bilgenin iki dili vardır, biri gerçeği söylemek diğeri gerektiğinde gizlemek için. Bilge beyazı siyaha, siyahı beyaza çevirmek hünerine sahiptir; ağzı hem soğuğu hem sıcağı üfler sözleri de genellikle düşüncelerinden uzaktır." der Erasmus-Deliliğe Övgü'de. Bununla bana ruh hastası diyen dostlarıma selam olsun, beni iyi tanıyorlar -
''Ey damarlarımızda donan buz yüklü heykeller
beldesinden
Yıkıntılar sonrası sarındığım şefkat anası
Ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden
rüzgar
Ey alemi donatan ışık toprağa can veren el. '' -
"Bedene anlam katan ruhtandır."
Bir zamanlar izzetle yasayan efendiler idik ;şimdiyse düşman bizi aşağılara düşürdü.
Doğru olsan ok gibi yabana atarlar seni
Egri olsan yay gibi ellerde tutarlar seni -
Ey sevgili! Ömür varlığımin tamamini senin yolunda harcayip ve kesemi bosalttigimda inanmiyorsan eğer, ben toprak oldugum zaman per,perisan olmus kafatasimi görüp anlayabilirsin
Ahmet Paşa -
''Sen mavi giyin ben denizi unuturum.''
-
Ask her nefeste eyledigim"ah"lar ile oluşan rüzgarın, binlerce Melamet dağlari kopardığı uçsuz bucaksız bir denizdir. Melamet daha cok nese bir sevgi yolu kabul edilebilir.
Hayretiye -
" Birini sevmek başka her şeyi daha az sevmek değil midir? Birini sevmek başka herkese sırtını dönmek her şeyi ateşe atmak değil midir? "
-
Sen gelince bir mutluluk ülkesiyim,
Cıvıl cıvıl;
Az gelişmiş toplum gibi, sen gidince,
Boynum bükük.***Oktay Rıfat Ilgaz***
-
Aksam Marie beni gormeye geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu.Benim için fark etmediğini, eğer o isitiyorsa evlenebileceğimizi söyledim. O zaman da ,onu sevip sevmediği sordu. Ben de yine önceki gibi cevapladım, bunun bir anlamı olmadığını ama onu elbette sevmediğimi söyledim."Öyleyse neden evleneceksin benimle?" dedi. Ben de bunu bir önemi olmadigini,ama arzu ederse evlenebilecegimizi anlattım. Zaten bunu isteyen de oydu... Albert Camus Yabancı
Belki de yasamı kabullenmekle baslamamız lazım yola bu da benden olsun. -
Evet, bu hayat bana ait değildi ama en küçük ve en güçlü mutluluklarımi ; sevdigim mahalleyi, gökyüzünün aksamlari aldığı her cesit haliv, Marienin guluslerini ve giysilerinini hayatta bulmustum ben. Sf 95 Yabanci Albert Camus
-
Büyük bir öfkenin icindeki kötülükleri atmasindan sonra kendini daha iyi hisdedebilen bir karakter. Annesinin hic bir zaman tamamıyle mutsuz olamacagi sözünü surekli hatirlayan bir karekter. Toplumsal yabancilasmayi anlamak adina onemle tavsiye ediyorum.
"Kitaplarda benzer seyler okumuştum ama butun bunlar bana bir oyun gibi gelmisti"
Albert camus Yabancı -
@kalemiye Hocam başlığa renk kattınız güzellik kattınız Camus kattınız. Teşekkür ederiz hoşgeldiniz