cemalicoşan tarafından gönderilen iletiler

@davetsiz 30 haziranda bir yazdın bir daha yazdın, entry-nick uyumu diyelim tamam Hocam sen atandın. Darısı bize. Şakası bir yana Allah razı olsun kendi payıma.

https:// eksiup. com/p/74153929rw95

Üstteki görselde, 2. Dünya Savaşında kıtlıkla boğuşan Yunan mültecilere destek olan Suriyeliler var. Demek ki dünyada kimin başına ne gelecek kestiremiyoruz. O beğenmediğiniz Suriyeliler, İsrail'in terörist ataklarının zirve yaptığı dönemde Golan Tepeleri (su tepeleri) için ilk dik duran devletlerdendir.

Biz severiz edebiyatı.. Hepiniz, iliklerinize kadar bilmektesiniz ki Suriyeliler değil de örneğin İsveçliler gelmiş olsalardı, Türkiye asla böyle karşılamazdı, biyolojik türcülük, burada toplumsal türcülük şeklinde vücut buluyor.

Ayrıca bizim işçilerimiz Almanya'ya gittiklerinde sanıyor musunuz ki sosyal ve dini ritüelleriyle normal karşılandılar? Sanıyor musunuz ki Almanya'daki Naziler harici topluluk nefret söylemleri içine girmediler? Aksine, Türkler, gayet de nefret söylemleriyle karşılaşmışlardır ve gayet de istenmemişlerdir.

Abi hiiç lafı gevelemeye gerek yok; biz Rum'dan rahatsısız ki bizden evvel buralardaydılar, biz Ermeni'den rahatsızız ki birçok kamu binası ellerinden gasp edilmiştir, biz Kürt'ten rahatsızız hiç demagoji kasmayın, biz Suriye'liden de rahatsızız.
Tek beslendiğimiz kaynak kuru milliyetçilik... Yahu Yozgat'ta geçen yıl bir adam dükkanının camına bayrak asmadı diye ki dükkanın içerisinde zaten İstiklal Marşı ve belli bir büyüklüktr bayrak vardı, dükkanı taşlandı. Bizim özetimiz bu...

Öte yandan bu coğrafyanın cesareti kıyaslanır olmuş başkaca medeniyetlerle evet Türkler, bizler bağımsızlığa düşkünüz lâkin bedelli askerlik için bir kışlada er halimizle eylem başlatırız, asker maaşları bir kademe inecek olsa gitmekten imtina ederiz, "bizi El Bab'a gönder" diye kapı kırar, bedelliye adımızı ilk yazdırırız.

Antep'ten Kırşehir'e kadar adet olmasını yeterli görerek Suriyeli çocukları gelin yap, 1.5 milyon kişiyi kayıtsı istihdam et ondan sonra da sıkışınca evini bas, adamları kes... Bizim işlediğimiz suç oranları kesinlikle onlarınkinden fazla, role gerek yok...

Aynı şeyler aynı koşullarda yaşanmadıkça mukayeseye kapalıdır.

Uzun yıllar denetim şirketinde çalışmış, ardından da dünyanın en kurumsal işletmelerinde imkân bulmuş bir abimiz smmm'yi anlatmış, dinlemek isteyen olur belki:

https://youtu.be/NQAmt7cc2KY

Uzun yıllar denetim şirketinde çalışmış, ardından da dünyanın en kurumsal işletmelerinde imkân bulmuş bir abimiz smmm'yi anlatmış, dinlemek isteyen olur belki:

https://youtu.be/NQAmt7cc2KY

@872 polemik olmasın, konunun ateşi dinsin diye hemen ardına yazmadım. Zaten buradakilerin derdi buradakilere yeter ama bizi şu hale koyanları eleştirmenin, bize yaptırılan "şöyle dediyse böyle demek istemiştir, şu olduysa bu olacaktır" tarzı falcılığa, nesnellikten uzak haber beklemeye isyan etmenin nesi particilik güzel kardeşim?
Hükümet eden Ak Parti, o değil başka parti olsaydı o zaman da vatansever, ülkesini seven vatandaşlar olarak onlara sesimizi yükseltirdik.
Benim derdim partiler değil, haksızlık ve hukuksuzluğa, çağ dışı bürokrasi-halk ilişkisine ses çıkarmak.
Ona yaz copy-paste cevap versin, buna yaz azar çeksin, şunu ara kaile almasın, bunu ara seni korkutsun. Bunu ben de sen de hiçbirimiz hak etmiyoruz.
ALLAH BEKLEYENLERE SABIR VERSİN, BEKLEDİĞİ İÇİN DERS ÇALIŞAMAYANLARA KOLAYLIK, AİLESİNE MAHÇUP OLANLARA FERAHLIK VERSİN.

Demagoji yapmamaya çalışıyorum da bu hükümetin yaptıkları da anca öyle mantığa oturabilir...
Sıradan liberal devletlerde bile kamu 3 ayağıyla (YYY) sermayeden ayrılmış, kamusal alanın sermaye tarafından işgal edilmesi, tıpkı kamunun sermayece, üretime dahil olmasına cürret dahi ettirilmemesi gibi katı bir şekilde önlenmiştir.

Fakat Ak Parti Hükümeti, bu 2 odağı birbiriyle iç içe geçirmiş, ilk aşamada kamunun altından kalkamayacağı ağır altyapı yatırımlarını sermayeye paslayarak (evet geçmişte de oldu ama bu düzeyde değil), ikinci aşamada ise tam manasıyla bakanlıkları dahi sermayeye teslim ederek, bir anlamda Hüseyin Çelik gibi devlet yatılı okullarında yetişen, halkı ve yoksulluğu, bazı durumlarda hantal devlet yapısından daha fazla önemseyen bürokratları sürecin dışına itmiştir.

Yani özelde tecrübe edinmiş, başarının sadece çok çalışmayla ve rekabet ile geleceği kanaatiyle onlarca title almış, bazı durumlarda halkçı olup, örneğin kamuda iş imkanı yaratıp, istihdam yaratılmasındansa bir kişinin, pek tabi 3-4 kişinin işini yapabeceğine kendini inandırmış, sanki kamu, kâr etmesi gereken bir organizmaymışcasına ona, tabiri caizse devamlı jestler yapmaya çalışan, gerekirse halka kulaklarını tıkayan bir grup hükümet etmeye layık görülmüştür...

Ak Parti, ilk yerel seçimde, ekonomik krizin de etkisiyle kopuk bürokrasi-halk ilişkisinden ağır bir yenilgi alarak, kabine revizyonuna gidecek kadar da yanlış yaptığının farkına varmıştır.

Ezcümle nasıl ki komunizm için yegâne örneklem SSCB değilse gelişmişlik için de Amerika en iyi örnek değildir. Bu nedenle, "Amerika'da sağlık harcamaları" örneğiyle inandırıcılıklarını pekiştirmeye çalışan, Amerika'ya özeneceğim ayağına, kamuyu bazen israf bazen zarar, ne olursa olsun halkından ayırma amacı güdenler, bedelini ödemişlerdir, ödeyeceklerdir.
Kusura bakmayın rakip de olsak bu kadar beklemeniz, saçma sapan cevaplar almanız çok zoruma gidiyor...

Demagoji yapmamaya çalışıyorum da bu hükümetin yaptıkları da anca öyle mantığa oturabilir...
Sıradan liberal devletlerde bile kamu 3 ayağıyla (YYY) sermayeden ayrılmış, kamusal alanın sermaye tarafından işgal edilmesi, tıpkı kamunun sermayece, üretime dahil olmasına cürret dahi ettirilmemesi gibi katı bir şekilde önlenmiştir.

Fakat Ak Parti Hükümeti, bu 2 odağı birbiriyle iç içe geçirmiş, ilk aşamada kamunun altından kalkamayacağı ağır altyapı yatırımlarını sermayeye paslayarak (evet geçmişte de oldu ama bu düzeyde değil), ikinci aşamada ise tam manasıyla bakanlıkları dahi sermayeye teslim ederek, bir anlamda Hüseyin Çelik gibi devlet yatılı okullarında yetişen, halkı ve yoksulluğu, bazı durumlarda hantal devlet yapısından daha fazla önemseyen bürokratları sürecin dışına itmiştir.

Yani özelde tecrübe edinmiş, başarının sadece çok çalışmayla ve rekabet ile geleceği kanaatiyle onlarca title almış, bazı durumlarda halkçı olup, örneğin kamuda iş imkanı yaratıp, istihdam yaratılmasındansa bir kişinin, pek tabi 3-4 kişinin işini yapabeceğine kendini inandırmış, sanki kamu, kâr etmesi gereken bir organizmaymışcasına ona, tabiri caizse devamlı jestler yapmaya çalışan, gerekirse halka kulaklarını tıkayan bir grup hükümet etmeye layık görülmüştür...

Ak Parti, ilk yerel seçimde, ekonomik krizin de etkisiyle kopuk bürokrasi-halk ilişkisinden ağır bir yenilgi alarak, kabine revizyonuna gidecek kadar da yanlış yaptığının farkına varmıştır.

Ezcümle nasıl ki komunizm için yegâne örneklem SSCB değilse gelişmişlik için de Amerika en iyi örnek değildir. Bu nedenle, "Amerika'da sağlık harcamaları" örneğiyle inandırıcılıklarını pekiştirmeye çalışan, Amerika'ya özeneceğim ayağına, kamuyu bazen israf bazen zarar, ne olursa olsun halkından ayırma amacı güdenler, bedelini ödemişlerdir, ödeyeceklerdir.
Kusura bakmayın rakip de olsak bu kadar beklemeniz, saçma sapan cevaplar almanız çok zoruma gidiyor...

Belki katkısı olur diye... Gerçi bu devirde ne yapsan göze batıyor da bu da batsın, ayaktayız, buradayız!!

Birkaç gün evvel özel sektörde, bir havayolu şirketinin mülakatındayım, karşımda ODTÜ psikoloji mezunu, evvelinde savunma sanayiinde insan kaynakları yöneticiliği yapmış, birikimli, orta yaşlı bir direktör...

Mülakat başladı, sıra neden ara verdiğimi anlatmama gelince ben anamın rahatsızlığından, ona bakmak için ara vermem gerektiğinden tutun da kamudaki torpile, özel sektördeki yozlaşmış insan ilişkilerine kadar 40 tane olumsuzluk saydım. Özenle dinledi, sonra dedi ki "tüm olumsuzluklar dışsal mı yani, hiç mi şurada hatalıyım demezsin? Hiç mi kendine uygun koşulları oluşturmak için emek vermediğini söyleyemezsin, bu, sağlıklı bir insana yakışır mı..."

Ben başta karşı çıktım, "siz bilmiyorsunuz, sistem değişti, insan değil köle seçiyorlar" ya da "layıkı değil yandaşlık edeni alıyorlar" desem de mülakat sonrası dönüş yolunda içim içimi yedi, ne uyuyabildim ne yemek yiyebildim o gün...

Velhasıl, paretonun söyledikleri çok kıymetli, evet dışsal etkenler bazı durumlarda %70'e kadar torpiliyle, yozlaşmışlığıyla insanı kemiriyor, aşağı çekiyor lâkin insan mücadele etmekten vazgeçmemeliymiş... Emek öyle ucuz değilmiş, hayat pes etmek için çok sıradanmış...

Allah herkesin gönlüne göre versin, burada sağcısı solcusu, ülke sevdalısı hükümet aşığı hiç farketmez, bazı şeylerin değişmesi gerekliliğinin bilincinde, bu beni çok mutlu ediyor.
Bir mühendise, whatsapp'ı kurdurup trilyonlar kazanabilirsiniz lâkin kurum satıldığında çaycısına kadar satıştan pay verilmesi gerekliliği (yemeksepeti örneği) biz sosyal zekası yüksek olan insanların başarabilecekleri bir gelişmedir.

İnş yolumuzu buluruz...

@İibf neyse güzel kardeşim, bu dönemlerde herkes, stresle yanlış anlamalara müsait. Gizemli ilimiz bir espriydi, gülücük koyulabilirdi. Şu dönemlerde kimsenin enerjisinden ve zamanından çalmak istemem. Allah seni de @mbguy 'u da, nasipse bizleri de istediğimiz mesleklerle ödüllendirsin. Hakkımızda hayırlısı olsun.

@İibf Allah, benim gibi aciz bir kula şahitlik etmek ister mi bilmem ama Allah şahidim olsun ki söylemek istediklerini söylemekten asla geri durmayan biri olarak, öyle demek istemedim.
Ben sadece buluşma meselelerinde GENEL inandırıcılığın artması için senin gelmenin uygun olacağını ifade etmek istedim. Ama yorum bir şekilde senin istediğin gibi şekilleniyor bunlar üzücü.
Cidden zor dönemler...

@İibf kimse çaba harcamasın demedim ki. Niye konuyu değiştirdiniz? Hele de hesabı hak savunma adına 2 sefer bloke olmuş, meclis için yırtınmış, gazeteye röportaj vermiş biri olarak kimseye çaba sarfedilmesin demem. Ben sadece -Allah sorunlarınızda size yardımcı olsun, tez zamanda aşasınız inş- bu kadar istekli ve arzulu olan birinin, geceden binerse sabahına katılım sağlayıp akşamına dönebileceğini belirtmek istedim. Hala da bunun geçerli olduğunu söylüyorum.

@İibf hocam isteklisin arzulusun ama hem Ankara bahsi geçtiğinde Ankara'ya hem de İstanbul bahsi geçtiğinde İstanbul'a uzaksın. Öte yandan da insanları teşvik etme çaban var, bu güzel itirazımız da yok. Lâkin sen nerede yaşıyorsun merak ettim. Hem İstanbul'a hem Ankara'ya uzak olan bu gizemli ilimiz neresi? Gerekirse bilet parası vs organize de edilir. Yani teşvik anlamında ciddi çaban var ya o anlamda diyorum.

@strtmn ne tutulması? Ne stresi aksine şu süreçte emek vermenin derdindeyiz başka bir çabamız yok. Edep sınırları içerisinde gazetesinden meclisine, meclisinden forumuna alıştırıldığımız yoklukla derdimiz. Sadece devamlı övüyor olman garip geldi onu sordum. Sanırım konuyu değil kişiyi konuşmak aşamadığımız bir alışkanlık. Neyse herkesin hakkında hayırlısı olsun...

@fridakahlo heyecan yok mantık var, yaşı kemale ermek... Tanımıyoruz birbirimizi, yaş nereden çıktı anlamadım. Allah'tan kronoloji diye bir olgu var, neyi doğrulayacağını iyi belirliyor. Başarılar.

@strtmn seni de anlamıyorum Hocam ya, ara ara gelip birkaç nicke övgüler güzellemer yapıp gidiyorsun. Dün de birkaç hesaba etkinliğe katılın da güzelleşsin minvalinde bir şeyler yazmışsın. Neden yani? Gerçekten insan, sadece burada daha eski bir hesap diye ne demeye birilerini över?

@fridakahlo "inanıp inanmamak kişiye kalmış" da ne demek? Bu bir filme ya da kitaba yapılan bir yorum mudur ki kişiye kalsın? Bilimsel olmayan bu duyumlar, duyumdan hemen sonra susan, susunca da karizmatik olduğunu düşünen bazı hesaplar belki insanların 1 yıllık planlarına şekil veriyorlar haberleri yok.
Burada yazılan duyuma inanıp inanmamak derseniz olmaz.
Bir de biri cesaret edene kadar, ne hikmetse hepsi suspus. Tanıdıkları var ama birinin cesaret etmesini bekliyor. Bu işleri geçin!

@LioN ben anladım Hocam da sadece alımların vatandaşı düşünerek olmadığını anlatmak istemiştim. Hepimizin canı sağolsun, hepimiz Allah'ın izniyle emeklerimizin tam karşılığı olan, hak ettiğimiz yerlere atanalım.

@LioN hocam amacım polemik değil siz beni tanımazsınız ben de sizi tanımam zaten. Dolayısıyla politik bir muhabbet yapma imkanımız da olmaz ama bu okumanız yanlış bir okuma.

Devletin yeniden inşası sürecinde kaymakam ya da valilerin bir belediye başkanı adayı lehine ya da aleyhine yorum yapmasının tam manasıyla önünün açılabilmesi için alım yapıldığı doğrudur,

Eğer ki güttüğünüz ve başarısızlığa uğrayan lâkin sırf geri adım atmadım demek adına ısrar ettiğiniz kavga gerginlik temelli siyasetiniz devam ederse, elbette ki kolluk kuvveti istihdam edersiniz. Bu konunun, sizi ya da bizler gibi insanları daha fazla rahatsız etmesi gerekirdi aksine, bizden alınmıyor da devamlı kolluk kuvveti alınıyor diye. Bundan mutlu olan İİBF'liyi ilk kez gördüm.

Atandı atanalı memur normal hiç farketmez, toplumla çok kötü bir bağ kuran bekçileri, haberleri videoları toplum tarafından eleştirilen bekçileri, hakları için yürüyen insanlara aşırı katı, öldürdüğü adamın başında bekleyen katile normal davranan polisiMİZİ kalifiye hale getirmek yerine nicelikle alakadar olunması da ayrı bir sorun.
Ben kendisinin, gerek verdiği sayısal veriler gerek güttüğü ve kendi partisini dahi başarısızlığa uğrattığı politikalarını dolayısıyla da tamamen parti ideolojisi gereği yaptığı alımları beğenmiyorum.
Hürmetler.

@Köşeminderi

@poncik est Hocam ne şiddeti est haddime mi hem. Destek anlamında. Alkış izleyenlerin, yumruk yumruğa yoldaşlık edenlerin. Burada da felsefe yaptırmayın