@SBF yok est eleştiri beni memnun eder, hakaret olmasın yeter. İnanıyorum sizin de başkalarının da gerçekten mücadele ettiğine etmek istediğine. Bunu yargılayacak hadde sahip de değilim ayrıca. 
inş mantık çerçevesinde, fazla gecikmeden meramımızı anlatabiliriz. Başarılar.
@botan01 problem de tam olarak orada. Anayasal hak mevzusunu tam manasıyla açmak gerek ikna edemiyoruz, olamıyoruz. Ben basit, sıradan anca iibf kazanabilmiş, garip bir Allah kuluyum. Aklınızda bir şey var ise lütfen belirtiniz vallahi de uğraşalım billahi de uğraşalım.
@SBF sanıyorum ki (kümüle) tam manasıyla okumamış, daha evvelki yazılara bakmamış ve de çoğu insanın hemfikir olduğu üzere "birlikte yapılması halinde" etkili olacağı ihtimalini ya bile isteye ya da çok özen göstermediğinizden gözden kaçırmışsınız. Madde madde yazıldığında etkili olduğu kanaati sizde mevcut olduğundan ben de öyle yazayım da etkili olsun.
Şöyle ki:
1 Bir şey yapma hususu: Aydınlık Gazetesine, İSİM VERİLMESİ GEREKİRSE VEREBİLECEĞİMİ de belirterek ki teyit edilmesi çok kolaydır, ilgili gazeteci hala oranın personelidir, röportaj verdim(k), Aykut Erdoğdu'ya, aktif olan hoca/öğrenci tüm twitter sayfalarını etiketleyerek, bir anlamda şahitsiz iş yapmayarak, hem randevu talebi hem de durumun vehametini içeren bir flood yazıp, burada da hatırlattım.
2 Ne hikmettir ki ayrıştıracağını, soğutacağını (duygusal manada) düşündüğünüz kitle, hali hazırda X bin mezunu olan, "üniversite mezunu", hak arama hususunda kurumsal ya da bireysel olarak pasifize edilmiş, bir talep olduğu vakit de nezaket içerisinde davet edilmiş bir grup. Bu gruba yönelik cürretkar davetin, toplumsal faydadan ziyade bireysel çıkarla ilişkili olmaması da davranışımı destekler nitelikte. Yani; alınan eğitim ve talep edilen fayda, bu durumun kime yaradığını gayet iyi ortaya çıkarıyor zaten.
3 Sanıyorum ki siz -gerçekten tartışmak için söylemiyorum-, sürecin vehametini ve pareto tarzı, bu işlerle fazlaca ve yıllardır uğraşan insanların tavsiyelerini pek kavrayabilmiş değilsiniz. Bakınız twitterda, tüzel bir kişilik aracılığıyla ya da toplu olarak, ses duyurulmaması halinde sürecin tamamı aleyhimize işlemekte. Dolayısıyla tek kişi, 3 kişi vs çözüm üretmeye çalışması oldukça yetersiz kalmakta. Buyrun en yakın başlığa göz atın isterim: sgk, kendi yönetmelik kaidelerini de çiğneyerek, 30 gün sözünü tutmamış, binleri perişan etmiştir. Peki ortak ve ortalama akıl orada ne der? "Arkadaşlar haydi, hep beraber X işini yapalım"...
4 İnsanların cesareti, yüksek puanlar almalarına, bazı memuriyetler için yeterli seviyelere gelmelerine rağmen, henüz memur olamadıklarında, torpile maruz kaldıklarında, yaşça bazı toplumsal ritüellere geciktiklerinde , puanlarını kullanabilecekleri en ufak bir mecra bulamadıklarında kırılır. Burada belli bir ünvanla yazan belli kişilerin söyledikleriyle değil. Hem bir anlamda şunu kabul ettiğinizi anlıyorum: biz, iibf ya da üniversite mezunları ya da gençler veya toplum, haksızlık varsa ne yapması gerektiğini bilen insanlarız bu da bana garip geliyor...
5 Eğer ki, mümkün mertebe çaba sarfeden, sarfettiğini düşünen bir ya da birkaç insan varsa ve bu insanlara yönelik bir FİİLİ olumlama olmadığı gibi garip eleştiriler varsa, elbette ki ben de dahil herkes, edep sınırları içerisinde eleştirilebilmeli ve katılıma teşvik edilebilmeli. O anlamda olumsuz eleştiri benim önemsediğim bir şeydir. Zira ben sadece eleştirmem emek de veririm...
Hemen şimdi Ankara'da iseniz gelmeli, değilseniz bana eşlik etmek üzere hareket etmelisiniz, eğer gerçekten kaygınız, bahsettiğiniz özelliklere vakıf bir grup olabilmekse. Ben sizi bekliyorum. Binler için 1 kişinin risk alması bu toprakların iliklerinde var.
Başarılar dilerim.
@İibf @Müşrif burada biri çıktı, "mücadeleniz menfi, yalnızca kötü puanlar aldığınız için uğraşıyorsunuz" dedi ses çıkarılmadı başka biri ikide birde gelip "ya ilan geldi sanıyoruz siz başka şeyler yazıyorsunuz, yazmayın" dedi (oysa herkesin akıllı telefondan, ilan geldiği an bildirimle öğrenilmesine rağmen) yine sustuk, başka biri farkındalık için yapılan -doğru yanlış- etiketlemelerle dalga geçti.
Yav giden bizden gidiyor hani cidden bir tarih, matematiksel bir veri olsa olumlu olumsuz, yeminle diyeceğim ki kendime çok konuşma bekle ama yok.
Ben Aşağı Eğlence'deyim, hazırlanmasıydı, gelmesiydi 2 saate meclisin önünde olurum. Gelen varsa önder ya da başka bir şey, hangi sıfatı üstleniyorsa üstlensin buyursun gidelim.
İster inanın ister inanmayın yemin ederim girmediğim halde açıklanması, güzel haberleri ailelerinizle paylaşmanız temennimdir. Allah yar ve yardımcınız olsun. Empati yapıyorum da vallahi gidip sgk'ya çoktaan kendimi rezil etmiştim. Olacağı varsa da olmazdı.
İnş bu araftan ki olumsuz bir cevap bile daha değerli gelir, biran evvel kurtulursunuz.
Ne hale geldik be...
@cemalicoşan hatta CHP Vekili Sn Aykut Erdoğdu'ya, meslektaşımız olmasından mütevellit uzun, anlaşılır ve özenli bir flood da yaptım. Bu konuda aktif olan birçok sayfayı, kişiyi de etiketledim ancak nafile...
Bunda, elbette ki hükümetin oluşturduğu korku ikliminin büyük etkisi var. Zira insanlar seyahat ederken askerimiz, polisimiz tarafından yapılan yol kontrollerinde dahi kendilerini sorgulamaktalar.
Fakat bazen babayı ikna etmek için anneye gitmek gibi, muhalefete, Yavuz Beye, Aykut Beye, doğrudan yüz yüze görüşmek üzere ulaşmaya çalışılabilir. Çaremiz kalmadı. İhraç olan tüm akademisyenleri, basın ve yayın kanallarını doğru kullandıkları için hepimiz tanıyoruz, ne kadar öğretmen ne kadar adalet bakanlığı personeli alınacak hepimiz biliyoruz neden çünkü belli bir tüzel kişilikle, devamlı olarak durumu yöneticilere aktarmaktalar. Bizim bir eksiğimiz yok. Neyse hayırlısı.
@Müşrif hocam ben geçenlerde yazdım, üstten bakabilirsin dedim ki gerekirse meclise gidelim, meslektaşımız olan vekillere ulaşalım felan. Ne sen ne @İibf ne başkası desteklemediniz bile. Cidden tartışmak kişiselleştirmek için felan söylemiyorum ama böyle acınası bir durumumuz varken kişisel ruh değişimlerine göre buradan feveran edilmesi bana garip geliyor. Yani birisi "haydi" derken susup, bir süre sonra "haydi" denmesinden bahsediyorum.
Ben tekrar söylüyorum, her daim de müsaitim gelin 10 kişi kızlı erkekli gidelim sürecin vehametini dillendirelim. Aksi halde haydi bu yıl ilan geldi diyelim, 4 yıl sonra mesela, yine aynısı olacak. Yani bize yazık. Saygılar.
@aroma çok uzatmak istemem ama Metin Göktepe'nin annesi gelir hep aklıma "ooğy ben ölim lov"
Allah, şehidinden zavallasına, haksızlığa uğrayanına, analarımızın acılarını ciğerlerinden söküp alsın.
@aroma muazzamdır, benim arkadaşlarım çok severim. "Zeki'nin kanı, ağaca su oldu"... Anneye bak, oğluna o kadar değer atfediyor ki boşa akan kanı bile başka canlıya hayat oluyor...
Bir kadın daha yaşamını yitirdi, öldüren dallama bizim o taraflardan. Kırıkkale Keskin'li, zaten sıkıntılıydı sonuç ortada...
Ben bir erkek olarak, annemsiz şu yaşımda zorlanıyorum bazen, o kız derdini kime anlatacak, arkadaşlarından darlandığında kime gidecek, sırrını kime açıklayacak... Artık yüreğim ağrıyor vallahi... Zira benim de bacım var, en ufak derdini annesine anlatıyor. Allah bizi afdan evvel (zira af dilemek de menfi) ıslah etsin!!
Yazı uzadığı zaman pek okunmuyor da iki kelam etmezsem şu siniri başkaca atamam.
En çok üzüldüğüm şey; Türkiye'deki toplumsal ve bireysel sorunlara ilişkin kitaplar, makaleler, yazılar okuyana kadar, çok ciddi bir mana yüklerdim Anadolu'ya, derdim ki ulan çarık yiyerek biz bu vatanı koruduk veya tuvaletten sonra el yıkama oranı en yüksek ülkeydik felan filan...
Ama okuma yapmaya başladıktan hemen sonra tiksinir oldum Anadolu'dan, yıllarca güzelleme yapılan bu topraklardan... Neden mi?
İstanbul'daki seri katillerden bir kısmı kadın(mış), gerekçesine bakıyorum, evlatlarını zennelikten kurtarmak için(miş) de ondan,
Anadolu'daki düğün-eğlence geleneklerinden bazılarına bakıyorsun, tamamı iğrenç bir düzeyde cinsel sapkınlık içeriyor da ondan,
Maraş'ta, yere düşen hamile kadına tecavüz etmekten geri durmayanlar var da ondan,
Ufacık bebeye, birlikte olmamasının yarattığı boşlukla tecavüz edip öldüren, bir de anlayış bekleyen dayılar var da ondan,
Hocası, şeyhi vs sadece cinsellik işliyor da ondan,
Bir şehirde, bir baskın sonucu, yatak odasına girilen ailenin iç çamaşırlarını etrafa şaçıp, alaya alan güvenlik görevlileri var da ondan,
Oğlunun, belden aşağısını açıp, gururla gezdirip, kızına belli başlı özel ihtiyaçlarını gidermesi için para vermeyip, baskıdan yalana teşvik eden babalar var da ondan,
Ücretli porno sitelerinden; ensest, çocuk diye aratan namussuzlar var da ondan,
Lefter'in, bir gün evvel harçlık verip karnını doyurduğu, bir gün sonra evini basıp yattığı yere giren namussuzlar var da ondan,
Dünya turuna çıkmış turiste, işkence ede ede tecavüz ettiler de ondan,
Bazı hayvan türleriyle cinsellik yaşamanın normalliği BİLE tartışılamaz da ondan,
Yıllardır birbirlerine hallenen dayılar var da ondan,
Toplu taşımada insanı katilliğe sevk edecek şekilde davrandıklarından...
Velhasıl bu uzar gider, ben utanıyorum vallahi billahi utanıyorum... Ben isem de Allah benim de cezamı versin, ıslah etsin...
@modifix özel çok geniş. Hele iibf/sbf mezunu için ucu bucağı yok.
Şimdi siz;
*Bankaların management traniee programlarıyla genel müdürlüklerine girerseniz, orada da iç denetim, denetim, kontrolör, muhasebe vs olursa,
*Big four denetim firmalarına girerseniz, kısa sürede SMMM alırsanız ki onlar dosya açtırma paralarını ödüyorlar,
*Ya da ciddi ve global ölçekteki firmaların, özellikle kimya, elektronik gibi alanlarında satıştan başlarsanız,
elbette devlet işinden iyi. Hele ki bu kadar bilinmez varken. Ama dürüst olmakta fayda var bu şu demek değil; gideyim orta ölçekli bir firmada vasıfsız olarak başlayım sonra kendimi geliştiririm felan bu yoruyor, garantisi olmuyor.
Ben arkadaşı tanımıyorum bile. Dolayısıyla ithamların buradaki davranışlardan öteye gidemez.
Size, yaptığınız işe, bilgi paylaşımındaki şeffaflığınıza, bana kattıklarınıza sonsuz saygım var.
Ben sadece durumu açıkladım, birkaç kişi aynı IP'den hesaba sahip. Bu nedenle girilmekte. Karşılıklı bir rant olsa mesela o hesaplar birbirlerini destekleseler ya da aynı konularda aynı fikirleri verseler felan vallahi haklısınız ama biraz daha anlayışlı olmak lazım. IP engellemek biraz sert gibi.
Neyse ben yine de söylüyorum hep de söyledim iyi ki bu platform var iyi ki vesile olmuşsunuz iyi ki ben burayı duymuşum. Ben memur olsam getirisi ne olursa olsun bu kadar zaman ayırır mıydım bilmiyorum o nedenle sen ve ekibin varolun.
@urfaspor63 sorunun cevabı değil belki ama az biraz süreci gördüm diye bir şeyler söylemek isterim. Eğer ki big four(pwc, e&y, deloitte, kpmg) denetim firmalarında ya da en aşağı güreli, grand thornton tarzı denetim firmalarında veya en son, portföyünde ilk 1000'deki bir işletme olmayan YMM bürolarında çalışılmadıktan sonra SMMM'nin faydası söz konusu olamayabiliyor çok fazla.
Ya muazzam bir çevre edinip, bol üretim yerlerinin olduğu alanlarda ofis açmak lazım ya da sıkıntı. Sadece fikir vermek istedim.
Yav bu "kanısındayım, zannediyorum ki, düşüncesindeyim, sanırım vb." derken hiç mi kendinizi sorgulamazsınız.
İlla yorum yapılmak zorunda mı? Yapılsa dahi gerçek bilgi aktarabilen nickler dışında hiçbir bilgiye sahip olmadan yorum yapınca ele ne geçiyor?
Etmeyin eylemeyin, klavye kolay yönetiliyor da gerçek hayat hele şu dönemde epey zor.
Amacım ne editör gibi ne yönetici gibi ne de çok biliyormuş gibi davranmak ama şu fiilleri kullanmadan bilen insanları dinlemek daha kıymetli.
@politics06 kimse alınmasın ama üstte yazan arkadaşların bir özelliği var tam başlık sessiz olduğunda gelip duygu sömürüsü yapıyorlar. Birisi haydi bir şey yapalım dediğinde de susuyorlar. Şimdi başka bir tanesi de gelip "başlığı heyecanla açıyoruz başka şeylerle karşılaşıyoruz" der tamaam ben bunu 2 sefer test ettim burada. Şahsen daha da bu tayfayla çorap almaya gitmem. Bu da bu husustaki son yazım
Hayırlı akşamlar hayırlı bayramlar.
@cemalicoşan değerli arkadaşlar, ben Aykut Beye, randevu talep almak kaidesiyle baya tweet attım. Yanıtlar mı bilmem ama sizler de CERN'deki iş yükünüz azaldıysa eğer, birkaç tweet atın isterim. Randevu alalım, meclise çıkalım, konuşalım ve sonrasında sistematik bir biçimde taleplerimizi iletelim. Ha bu adam muhalif, ben adım çıksın istemem diyorsanız da o da sizin ... neyse bileceğiniz iş.
Hükümet nezdinde toplumsal ve bireysel talepler yanlış anlaşılıyor sanırım. Tüm şikayet, talep, önerileri "haa biz daha fazla oyla gelelim diye yapıyorlaaar şimdi anladıııım" olarak anlıyor ve ona göre davranıyor. Bunun sonucunda da tüm açık oturumlarda "ülke bu X yanlışından nasıl döner değil, hükümet nasıl döner" şeklinde karşılık buluyor ilginç bir şekilde:
Mesela yönetim sisteminin yanlış olduğundan bahsediliyor, hükümet, gidebilmesi gerekliliğini değil güncellemeyi getiriyor aklına.
Mesela bürokraside liyakat olmalı deniyor, hükümet, gidebilmesi gerekliliğini değil birkaç görevden almayla, malum cemaat yerine başkaca tarikatlere yer verme olarak anlıyor.
Mesela israfın toplum tabanında oldukça olumsuz karşılandığı dile getiriliyor, hükümet, artık gidebilmesi gerekliliğini değil yerel yönetimlerdeki birimlerini tasarrufa davet etmekte buluyor kendini.
Mesela zamların artık gına getirdiğinden bahsediliyor, hükümet, milli güvenlik endişesini önümüze sunarak (mermi kaç para ha tarzı söylemlerle), gidebilmesi gerekliliğinden ziyade gerekçesini onaylatmanın peşine düşüyor.
Ya da kabineden duyulan rahatsızlık ifade ediliyor, -en sorunlusunun es geçilme ihtimali gözümüze sokularak- hükümet, gidebilmesi gerekliliğini değil revizyonu tartışıyor.
Yani sanırım, ciddi manada yöneticilerle tebaa arasında muazzam bir iletişimsizlik var. Aksini düşünmek dahi istemiyorum o da şu: her halukarda ben varım, değişim değil güncelleme gerekir...
Vallahi siyaset yaptığımdan da değil. Baksanıza muhalefete, en azından fren görevi görmesi için halk şans verdi, toplumsal-ekonomik bütün problemleri bırakıp kuyrukluk yapmaya başladılar yine.
Artık mevzuyu (İSTENİLEN HER ŞEYİ YAPMAYA HAZIRIM, ANKARA'dayım, NE DERSENİZ KOŞTURURUM) vekile, sanatçıya aktarmaktan ziyade bir tüzel kişilik bünyesinde, namustan, haysiyetten daha fazla değer atfedilen oy tehdidini hatırlatarak izah etmek gerekiyor sanki.
Belki birkaçımız için risk ama binler için de bir umut olacaktır.
Ben başta meslektaşımız CHP Vekili Aykut Erdoğdu olmak üzere (zira kendisi hem ekonomi biliyor hem de meslektaşımız olması hasebiyle içselleştirebilecek birisi) her vekille, durumu ciddiye almaları gerekliliği yönünde iletişim kurabilirim.
Neyse, hayırlısı olsun, bunlar da düzelecektir ya da yılmadan devam etmek lazım minvalinde temennilerde bulunup gidip çayımı içeyim...
Hakkımı savunacak değilim ya, mazallah hain olurum, fişlenirim, küfür işitirim, ekmeğimden olurum. Pardon ekmek mi dedim yanılmışım kusura bakmayın.
Hayaller: Antartika, Doğu Akdeniz, S-400, Şam...
Hayatlar: israf, kriz, işsizlik, sefalet, kayırmacılık, ilkesizlik, talan, hukuksuzluk, adaletsizlik, bilgisizlik, tarikat, cemaat, kuru ekmek...
Ulan yine ekmek dedik ya... Ne kelimeymiş arkadaş, takılıp duruyoruz.
Öncelikle kazanan tüm arkadaşları hem okudukları fakülteyi bitirmek için hem de kazanmak için verdikleri uğraşlardan ötürü tebrik ederim. Her ne kadar yöneticilerden bazıları hoşlanmasa da bazı realiteleri es geçmek midemizin kaldırabileceği bir durum değildir:
İlginç bir nesil yetişti; "kardeşim sanane" ya da "kardeşim banane" nesli diyorum ben bu ilginçlere: Toplumsal hiçbir sorunla alakadar olmayan, yalnızca kendine tapınılası adam olma hayali kurduran, ucuz orta sınıfa mahkum edilmiş ve yaptığı ya da YAPTIRDIĞI haksızlığı meşru göstermeye çalışan...
Sözüm elbette ki herkese değil ama bu nesli, eleştirdiğimiz Suriye'lilerle aynı duruma soksak yemin ederim daha ilk kurşun sıkılmadan Yunanistan sınırını çoktan aşmış olurlar!!
Demek istiyorum ki haklı olmak için kanuni onay almak gerektiğini düşünen, başka birinin problemiyle ilgilenmenin gaflet olacağıni sanan, bencil bir nesil yetişmiş, üzülüyorum ve bu başlık özelinde:
Adli/idari süreçlerde başarı gösteren adayların asla duymak ve dillendirilmesini istemeyecekleri birkaç husus var elbette, işte tam da yukarıda bahsettiğim maya, kendini burada alenen göstermekte: bunlardan en önemlisi, İYC başta olmak üzere bazı cemaatlere/tarikatlere ciddi mülakat, dolayısıyla meslek kontenjanların ayrılmış olması. (Yahu, çok arkadaşım var İYC yurtlarında kalıp dışarıda playboyluk yapan ya da bir kişinin bir tarikate cemaate mensubiyeti, nasıl olur da o kişinin ve o kişi sebebiyle onlarca kişinin geleceğine etki edebilir?) Bunu hiç düşündünüz mü? Ya da bunu dile getirmek için vicdanınızla yüzleşme cürretinde bulundunuz mu? Hayır elbette değil mi? Yazık bize
Burada, körler sağırlar hesabı, birbirinize methiyeler dizmek, "asla yılmayın" minvalinde mesajlarla, aslında belli bir gruba hiç nasip olmayacak şekilde umut verici mesajlar vermek daha kolay elbette. Ama çok değil 2 sokak ötende, en az senin kadar emek vermesine, gecesini gündüzüne katmasına rağmen 2 tane soytarı tarikat mensubunun talimatıyla ortada kalan insanın derdine ortakçı olmak daha zor değil mi... Asıl sana yazık, el pençe divan, ilkokul mezunu il/ilçe parti başkanından, siyasal olarak aktif olan altındanki memur görünümlü parti üyesinden talimat aldığında işte o zaman asıl sana yazık...
Bununla birlikte, sözlü mülakata kalmaya hak kazanmış adayın, üniversitede okuduğu dönemde, onunla aynı dönemlerde okuyan, iktidar yanlısı olan bir başka kişi bulunarak, aday hakkında sorular soruluyormuş yok sen onu nasıl tanırsın yok muhalif miydi yok bize düşman mı vs... Hepiniz biliyorsunuz, o yaş grubunda müthiş hırs müthiş kıskançlık o kadar doğal ki... Ya o dalkavuk sırf zoruna gittiği için eksik ve yanlış bilgi verirse ya namussuzluk yaparsa... yazık olmaz mı o gence? Onu değerlendirme cürreti, üniversitedeki arkadaşına mı kaldı! Hepiniz burada bu devri yaşıyorsunuz sanmayın ki haksızlıklarla beraber toprağa gidersiniz, gerçekten Allah'a inanlar gerçekten Hz Ömer'in adaletini benimseyenler bu şaklabanlıkların hesabını soracaktır!! Burada olmazsa, Allah katında soracaktır...
Herkese söylemediğim aşikardır, bu işlere cürret edenlere ve nemalananlara karşı ithamlarımın hiçbiri geneli kapsamamaktadır. Burada yazma nedenim ise, en aktif grup, sayfa, site -bazen maalesef bazen iyi ki- burasıdır ve insanların nelerle karşılaşacaklarını söylemektense, ikide birde "Allah şans verdi kazandık", "ha gayret asla yılmayın", "sakin kalın size de nasip olacaktır" tarzı şeyler söylemek ayıp ve aymazca geldiği içindir.
ALLAH ben isem ben de dahil olmak üzere; ihanet, aldatma içerisinde olanlardan, KUL HAKKI yiyenlerden, vatana dolaylı dolaysız hayınlık edenlerden uzak etsin...
AMİN...