cemalicoşan tarafından gönderilen iletiler

@heleloy ha unutmadan, zayıf vaka anlatma yetinle, alakası olmamasına rağmen sık sık 3 kurumu bıraktığını felan da yazmışsın da kamu harici gelebileceğin maksimum yer big four denetim şirketleri ya da orada bir süre çalıştıktan sonra kurumsal işletmelere transfer olmak.
Ben buradan kendim de dahil 10 kişi rahat sayarım senin öve öve bitiremediğin ama başkalarının tenezzül dahi etmediği işleri bırakan.
Sen daha meselenin özünü kavramaktan aciz, Türkiye sosyolojisiyle, bilgisayar oyunları ve başarısız sosyal çevreden ötürü tanışamamış bir bireysin, bir de bu şartlar altında sana memur olma isteminin, maddi getiriyle ya da yalnızca iş bulma isteğiyle alakasından bahsedeyim.
Tavsiye: Madalyon Psikiyatri Servisi Ankara.

@heleloy muhtemelen tedavi sürecindesin ama yine de mensubu olduğum ve temsil ettiğim gruba yönelik saldırgan tavra susacak değilim.

Çalışıyorum demişsin ama sabahın köründe, atanmana rağmen (bu olay örgüsüne, anlatıya vesile olan beyinle nereye atanmışsan artık), hiç alakan kalmaması gereken ve en azından çalışan biri için popüler olmayan bir platformda yazı yazacak kadar yalnız ve çevresi tarafından yetersiz görülüyor olacaksın ki başkaca uğraşlar yerine bunu seçmişsin. Acilen kahveye felan git en azından okey, 3 yeni insan vs.

Kültürlü olduğuna dair birkaç emare belirtmeye çalışmışsın onları da imlâ dahi bilmeden yazmışsın muhtemelen annen de bizler kadar kaygılanıyordur sana dair.

Dur beğenmediğin kitlenin artık sıradan saydığı ama senin haberinin dahi olmadığı bir konuyu anlatayım: Bak, konuşurken bizden evvel kendini ikna etmeye çalışan ergen :), devlet, bir görevi de planlama, tahmin yapmak olan bir organizasyon. 8 tane İİBF açıyorsa ve 800 mezun planı var ise 800 mezunun, insani yaşam koşullarında çalışabilmeleri için hem özelde hem kamuda istihdam alanı yaratmak zorunda olan bir yapı. Haydi konjonktürdü, nüfus artış hızıydı, toplumsal kalkınma için açılan fazlaca üniversitelerdi felan bu oran, en azından kendi alanında çalışmak isteyenler için %70'in altına inmemeli.

Sayın kültürlü, gülücük koyunca sempatik olduğunu sanan işli arkadaş, kalıbımı basarım şizofrenik bir vakasın da yine de görevimi ifa edeyim; bir önceki yazında "bir meslek grubu hakkında bu kadar düz ve genelleyici yorum yapacak..." diye bir şey kusmuşsun yine bari kendinle çelişme ya cidden yazık, sana yazık...

Yine eski yorumlarından birinde "kimse bir başkasının hakaretine eyvallah demek zorunda değil demişsin..." ya vallahi üzülüyorum ya. Sen de bir bireysin, oy hakkın var, sokakta çöp atan insanlara kızıyorsundur da bak samimi söylüyorum var senin gibi arkadaşlarım, hemen tedavi ol, sosyalleşmeye çalış.
Haydi sabah instagram turunu bitirip, sosyal hayatındaki başarısızlıklarını burada törpülemeye çalışman bittiyse iki iş yap da ekÖnomiye katkın olsun.

Polemiğin, ayrışmanın vakti değil fakat bunda bizim suçumuz da var. Zira GUY olarak atanan arkadaşların bir kısmı, GUY'u basamak olarak görüp, hemen ardına görece daha iyi bir ilana uygun düştüklerinde pozisyonu boşlamaktalar.

Bizim suçumuz %10'u temsil ediyorsa da hükümet de yeni kadro almaya, vatandaşını istihdam etme olarak değil, kuşkulu bir örgüt mensubiyeti ihtimaliyle baktığından risk almayarak %50'sini temsil ediyor. %40 da sendika menşeili gözü aç, hırslı ve çekemez memurlardan...

Tweet vs çok önemli fakat bu durum böyle çözülecek gibi değil. Daha hâla aramızda 'GUY beklemeyin siz de çalışın' diyecek kadar istatistik bilimine uzak, girdiği her sınavda, herkesin ilk 1000'de olması gerektiğini ama 30 kişilik alımlarla atanabileceğini düşünen 'Güney Vietnamlılar' olsa da meclise gidelim arkadaşlar.

3 grup halinde belli periyotlarla meclise gidelim, hatta GUY'a girenlerin GUY'u bırakmayacaklarını taahhüt ettikleri yeni bir uygulamaya da razı gelerek bu işi bize vermeleri gerektiğini haykırmak adına meclise gidelim.

Geçen söyledik 5 kişiden öteye gidemedik. Atanan arkadaşın iyi niyetinden şüphem yok da o zaman o da buralarda yoktu.

Ne dersiniz?

@SRPR @Willsmithh elinize sağlık. Sağolun.

Buna benzer birkaç kez başlık açıldı. Hatta hepsini okumama rağmen çekinmesem 1 hafta sonra mesela ben de tekrar benzer bir başlık açarım. Çünkü doğru kaynak anlatıları soyut kalıyor. Yani:
@SRPR elinize sağlık güzel yazmışsınız hepsini okudum ama sanki siz de ben de başkası da dahil olmak üzere, bir branş ile alakalı bir kaynağı neden beğendiğimizi yani kitabı spesifik kılan detayları tam yazsak adaylar ya da en azından ben tekrar sorma gereği hissetmem. Yanlış anlamayın size yönelik bir eleştiri yok. Gerçekten bir ihtiyaç olarak değerlendiriyorum bu durumu.

Size zahmet 4T maliye neden alınmalı? Yazabilirseniz sevinirim.
Saygılar.

@Godot 3 soru daha çöz bence. Haydi akıllı arkadaşımız.

Sayfa meşgul oldu hakkınızı helal edin. İnş tez zamanda sonuçlarınız açıklanır, atanırsınız da gelir bu forumda tebessümle yorum okursunuz. Selametle.

Sanıyorum ki @Godot , ironiyi çok zor öğrenmiş olacak ki durduk yere ironi yapıp, yaklaşık 12 bin başlıkta, ikide birde ironili muhaliflik yaparak etkili olduğu kanısında eyvallah taktiği de hep 'kalabalıklaştırmak' yani; birçok kişi tarafından onay alacağı yüksek ihtimalli söylemlerle yorum yazmak. Dur ben de yapabiliyor muyum deneyim: "yorumlarında az biraz imoji kullan." Ekşide daha çok pratik yapman lazım.

@albertcamus espri yapılmasın diyen yok, yazı o kadar anlaşılır ki. Hem yapılmasın diyen olsa da yapılır zira, sözüm ona asıl sorumlulara asıl tepkileri vermektense romantik olmak daha cazip...

@Aslan-Reyiz özelden niye yazmadıN demişsiN bu forumdaki seçkin kişilerden biri olduğuNa delalet eden 'rahatsız edilmek istemiyor' ayarlaması sebebiyle yazılamıyor. Nasıl bir çelişkiyse, yorumlarla kolayca etiketleyebilmek var ama rahatsız edilmeme tercih edilebiliyor.
'Ben siz diyorum siz de siz deyin' demişsin demagojiye girmeyelim. Sen, siz polemiği, günde 437 yorum yazan, twitter ve forum ünvanı aynı olan dolayısıyla 'ortada olmak' isteyen biri için epey yapay duruyor.

Son olarak siyaset yaptığım iddiasıyla beni yermişsin aslında iliklerine kadar 'bu adam doğru söylüyor ama ben yazamıyorum, bu da yazamasın' demek istediğini duyar gibiyim. Ve daha önemlisi kel alaka olmasına karşın sırf doğruyu yazıyorum diye beni insanların önüne atmaya çalışıyorsun yakışmaz.
Ufak bir tavsiye: hakkı, gaspedenden değil, gaspı konuşandan talep edersen özlü sözler, 'başkanım'lar, 'kendisi' diye başlayan iğrilti ifadeler yazmaya devam edersin.

Refleksleriniz aynı temsil ettiğiniz güruh gibi: 3 kişi bir araya gelip sabahtan beri eleştiriyorsunuz haydi 3 kişi varın bir şey yapalım dense kem küm.

@aroma çukur demişsiniz insaf yahu. Onca yorumuma şahitlik ettiniz, çukur izleyeceğim kanaatine varmanız şaşırtıcı. Müzik zevkimiz bile, spesifik bir grupta ortaklaşıyor üzücü. Hem izlense ne olacak ki burada, devamlı yapılan espriye yönelik eleştiri mafyatik değil ki; içler acısı durumumuzu hesaba katarak garipsenmiş bir şey olması.

@Aslan-Reyiz hocam bu konuda niye devamlı espri yapıyorsun? Ya da birilerini övüyorsun cidden insan dayanamıyor malum burası kişisel twitter hesabı değil ya. Özlü söz, espri felan taş yerinde ağırdır.

@FranciscoNittin hanımefendi, hükümete, bırakın muhalifi, vatandaşı kendi partilileri dahi ses edemez oldular. Bu da partiden ciddi kopuşlara, parti içinde ciddi tartışmalara kadar vesile oldu...

Sözüm ona, iktidar yürüyüşünde militarist siyasetten halk siyasetine geçmek adına yürüdüğü iddasındaki kadrolar, OHAL'den bu hale, ağzımızı açtırmaz, vatandaşlık haklarımızı talep ettirmez oldular...
Kuzey Kore'den hallice bir duruma geçiş yapmış vaziyete koyar oldular; kim nerede ekonomiden, işsizlikten, israftan, haksızlıktan, başarısız dış politikadan bahsedecek olsa, alfabede harf bırakmamış onlarca örgütten birine mensubiyet iddiasıyla yargılamaktalar...
Burada da geçen bir örneğini yaşadık; bir hasta arkadaşımız, iş arayan ve devletten en azından sözünü tutmasını isteyen gençleri ve yakarışlarını gülünç bulduğunu, bundan ziyade savaş ve militarist söylemlerin konuşulması gerektiğini vurguladı. Nedeni çok basit aslında; savaştan, silahtan konuşmak için 3 item gerekir; tesbih, çay ve sararmış dişler. O da kolaya kaçmanın zevkini yaşamış ki bize kadar tavsiyede bulundu, sonra kuyruk arada çekildi elbette...

Millet kahvehane muhabbetine dönen bu sığlıkta, etiketlenmemek adına suspus olmuş, kendisine yakıştıralacak yeni sıfatın korkusundan sessizce beklemeye geçmiş vaziyette. Nasıl çıkılsın da densin ki yav halimiz harap, imanımız gevredi ya iş ver ya fabrika desin...

Kurum içi meselesi de düz memurların ya da sendikaların becerisi değil, vallahi değil billahi değil...
İlgili hükümetin, yüz farklı şekilde sıfatlandırdığı, vatandaştan öte yandaş arayışı sebebiyle, kendisinden olanı seçmekte yeniden güçlük çekme korkusuyla (zira kendi kadrolarının, istemedikleri birçok yapıyla ilişkileri olduklarından), yeni personel istihdam etmemek adına uydurduğu bir yol, mazallah eskiden olduğu gibi kendi çalışanı kendisine karşı olsun istememekteler... Düşünün bu uğurda Perinçek'ten dahi fikir alınır hale gelindi.

Ben de meclise gitmek için insanlar eşlik etsin diye yırtındım ama katılım sağlarım diyen bir elin parmağını geçmedi... Haksız değiller zira korkuyoruz, vatanımızı sevmemize, vergi borcumuzu ödememize, suç işlemememize, askerlik görevimizi yerine getirmiş olmamıza, namuslu yaşamaya çalışmamıza rağmen etiket yemekten, vatansız bırakılmaktan korkuyoruz...

@kpssınavı @Godot "bahseTiyor" da fena. Sanırım bu dili ilk defa kullanıyor. Vay ki ne vay...

@Hayaller71 ben Gazi biliyordum pardon. Saygılar.

@paraşütçü-walras iyi niyetinizden şüphem yok, çok da uzatmayalım da ilk entrynizde bakanın aslında iş yapabildiğini de vurgulamak istediğiniz hepimizin malumu.
Biz, bu işin yalnızca ismi değişen bakanla halledilemeyeceğini, en az sizler kadar bilmekteyiz, zaten ısrar ve talebimiz de burada başlamakta; zihniyet değişikliği dolayısıyla uzmanlaşmış yönetim dolayısıyla uzman kadrolara yöneliş, talep dolayısıyla istihdam dolayısıyla liyakat... Bir umutla bunu talep ediyoruz.
Yoksa güncelden örnek verelim ha Ahmet Nur Çebi ha Fikret Orman neyse cidden ciğerimiz yanıyor millet de bir şey var diye başlığa geliyor.
Gerçekleri görmek için 2-3 done yeterli.
Saygılar.

@Hayaller71 iş arıyordum özel sektörde biraz daha kendimi ezdirip, kpssden başka çare olmadığını tekrar teyit edip, bu tarafta da ilansız kalmanın getirdiği hüzne kapılıp geri döndük diyelim.
Buralardayız içimizde umut oldukça sen ben onlarca güzel arkadaşımız burada, iş bekliyoruz. Hakkımızda hayırlısı.
Saygılar kırıkkalespor71@gazi.com

@paraşütçü-walras muazzam argüman, gerçekten bakanı paklayabilecek güçte. Etme eyleme kardeşim bazen görmemek adına uğraştığımız sorunlar, ileride görmemek için uğraşacağımız sorunlara vesile oluyor. Sanırım bu sefer birçok kişi birçok şeyin farkında gerek yok bunlara.
Saygılar.

@plansız sayenizde bir kez daha dinledim, sağolun. beri öte derken propaganda yaptığımız iddasıyla yargılanacağız forumda şakası bir yana Allah içimi biliyor ya yoksullar ve fakirler için yaşamak hele de kışı yaşamak... yeter ki bitsin fakirlik, kim nasıl yönetiyorsa yönetsin.
Saygılar.

Sol görüşlüler, vakaları ve fikirleri dile getirirlerken çok fazla romantizme kaçtıklarından bırakın bizim milleti, sola meyletmiş medeniyetleri dahi fikirlerinden ve hayallerinden soğutmuşlardır. Bu nedenle romantizme kaymak istememekle birlikte, 70'li yıllarda, dünya genelinde baş göstermiş, sorgulayan ve her şeyi hemen kabullenmeyen gençlerin Türkiye'de de bir şeyler için mücadele ettiklerini ve şimdilerde, istisnasız hepimizin rahatsız olduğu, mesela 8-5 (ve türevleri) çalışma saatlerine vs karşı çıktıklarını söylememek de olmaz elbette.
Bunu neye yazdım akşam akşam şunun için; Şili'de, Lübnan'da ve Azerbeycan'da yani coğrafik ve demografik olarak çok da benzeşmeyen 3 farklı ülkede, öncesinde de Fransa'da ki Avrupa'nın en büyük 2. ekonomik gücüne, en büyük 2. ordusuna sahip ülkedir, başlayan protestolar tesadüfi olamaz.
Vatanını gerçekten seven ama içten içe adaletsizlik ve düzensizlikten rahatsız olan, kamu malına zarar vermeden haksızlığa karşı haykırmak isteyen, patronlardan ve dalkavuklarından ziyade DEVLET ve bürokrasinin daha evlâ olduğunu düşünen halkları ve vicdanlı hemşerilerimi selamlıyorum:

Aynı zil sesleriyle uyanmak uykulardan
İki kara zeytin tanesi atıştırmak
Hep aynı yollardan geçmek mi yaşamak?
Bir masanın, bir tezgahın başında
Tüketmek bir günü daha
Hep aynı otobüslerde
Yorgun yüzlere eklenmek mi?
Akşamlarında bir kara kutuda
Yitirmek mi anlamı
Aynı saatlerinde yatıp gecelerin
Hep aynı şeylere uyanmak mı?

Çekilebilir kılmak için yaşamı
Çekilmez şeylerin tuzağına kapılmak mı?
Erişmek varken dostlukların tadına
Bir eşyanın boş düşüyle oyalanmak mı?
Değil be kardeşim, değil
Böylesi yaşamak değil!

Yaşamak…
Yeşermek bitkiler gibi
Yaşamak…
Dönüşmek geleceğe
Güçlü ellerle kavrayıp çelişkiyi
Birlikte dövüşüp
Birlikte büyütmek
Geleceği.

@şiir böyle diyenler genelde bedelli askerlik yapmış olanlar olurlar ama neyse.
Devletin dış politikada plansız davranmasının, içeride iş arayan gençlerin haykırışlarına sirayet etmesine sebep olan, devletten sözünü tutmasını isteyen gençler midir?

Size trajikomik gelebilir ama insanlar bu olağandışı, profesyonel davranıştan son derece uzak sonuç açıklamama meselesini, ciddi manada her şeye bağlıyorlar, hem harp durumunun istihdamla ilişkilendirilmesinin nesi sizi tedirgin etti?

Bir de foruma gülmek için giriyorum demişsiniz bu çok zalimce. Ne yapalım? Sabah akşam Akp propagandası mı yapalım?
Dış politikada belki de Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu denli örselenişe gülmüyor da forumda hakları için yırtınan gençlere gülüyorsanız, o da sizin vizyonunuz, ayıbınız.

2300 yıla yakın bir geçmişi olan Türk Silahlı Kuvvetlerine 6 ay hizmet etmiş, bundan ötürü de başı dik bir vatandaş olarak, bir siyasi argümanmış gibi, her alanda CANIMIZ CİĞERİMİZ askerimizin suistimal edilmesi zoruma gitmektedir.

Bu hususta bu denli hassassanız istirham ediyorum gönüllü olarak hizmet edilebilen ordumuz var.
Selametle.

@Buişbugünbitecek şüphesiz iyi niyetle yazıyorsundur zira aksini düşünemeyiz. Şöyle ki İsmail Saymaz şey der: "para kazanmak için küçük bir tezgah açacak olsanız zabıta anında tepenize biner lâkin bir dergah açın yıllar boyu soran olmaz..." bu misal, bu tarz söylemlere zaten muhalif olunacak demokratiklikte değiliz de seninkini şeye benzetiyorum: genç biri ölmüş, adamın biri de hiç tanımadığı cenaze evine gidip ikide birde anaya babaya, sağa sola "yav öldüyse öldü, Allah sevdiği kulunu yanına alır, ağlamayın, Allah'ın gücüne gider" der dururmuş. En son adam ben kötü demedim dese de kovulmuş cenaze evinden...
Önce çalışma sonra tevekkül, elbette güzel temenniler hoş lâkin burada onlarca insanın hakkı yeniyor, bir kamu kurumu, aleni olarak, belli periyotlarla yalan söylüyor, devlet kendi gencine sahip çıkmıyor, burada saçma sapan ünvanlar ve ilginç ilginç sıfatlarla "dostum" vs milletin umudunu çalan sapkın bir karakter daha yeni defedildi felan filan. Bence bunların üzerine git, bunları sorgula. Mazallah Allah katında iki kelam "ne yaptın?" dendiği vakit hep kendimiz için yaptıklarımızı anlatırsak vay halimize...

@Aslan-Reyiz reis bey kim?

İyi ki yaz bitti... Garibanlığı, işsizliği, insanın yüzüne çarpan, aynı kıyafetlerle, yenisiz, eski olan her şeyle, çalışan, tatiline gelmiş mutlu olan insanların yanına gitmeyi gerektiren yaz bitti...
Onlarca çeşit, yeni yeni ihtiyaçların methedile methedile göze sokulduğu yaz bitti... Diğer herkesin, yorgunluğunu atmak için geldiği, senin daha da yorulduğun yaz bitti...
Yıl boyu çalışan, yaz boyu gezmek isteyenin gülücüğünde, merakında boğulduğun yaz bitti, ders çalıştığın masaya düşmanlaştığın, "niye bende yok" dedirten şiddetli yaz bitti...

Şimdi kış şükür, herkes yoksul artık, kahve ve çay, zenginden fakire, işi olandan işsize kadar herkes onları içmek zorunda... Bir mont yeterli, çekersin üzerine mis, altta rengi soluk kazak mı var, yırtık gömlek mi kimse bilmez... Hem o yazın seni istemeden yaralayan herkes çalışıyordur, daha rahat gizlenebilirsin artık, kimseler, isteseler de seninle meşgul olamazlar, o aylar gelmiştir artık...
İçinde bir umut, diğer yaz da aynı kıyafetler eşlik edecek, yüzde 90 durum bu ama kendi kendine "bu sefer ben de yaza eğlenmeye gireceğim" der durursun, ama sırtında ağır bir yük, işsizsin, parasızsın...
Aileyle, ellerine torun, dolaplarına hediye koymak istediğin ebeveynlerinle çetin bir kış daha başlayacak, sözlerin eskisi gibi ciddiye alınmıyor, eskisi gibi güçlü fikir veremiyorsun ama olsun, kışın battaniyeyi üzerine çektin mi herkes, her şey sana istediğin mesafede kalır...

Canımız yanıyor, örseleniyoruz, tükeniyoruz... Giden bizden gidiyor, başkasından gelen hiçbir şey yok, acıdan başka...