...
göğün, denize yansımasının adıdır mavi.
umudun rengidir.
ve bazen biraz kirlidir...
...
göğün, denize yansımasının adıdır mavi.
umudun rengidir.
ve bazen biraz kirlidir...
@2525 Bu başlık altında dinginliğe eriyoruz. Çıkar çatışması yok, kuyu kazmak yok; insan olduğumuzu hatırlıyoruz
@kzxp Uluslararası Kuruluşlar ve Türk Vergi Sistemi, sınavın can damarıdır. Onlara bilhassa dikkat etmenizi öneririm.
https://youtu.be/fwFkwrDlon4
...
açılmadan önce kokusu içe çekilen bir mektup zarfı,
incinmesin diye yaprakları tek tek sevilen bir kitap gibi...
radyodan süzülen naif bir ezgi...
...
Dinlenmek kelimesinin, karşılığında yetersiz kaldığı bir yorgunluğum var.
Etle, kemikle, biyolojiyle alakası olmayan bir yorgunluk.
Cam bir fanusa hapsedip ruhumu, güneş almayan tek bir pencereye sahip yarı aydınlık bir odada yüzyıllarca unutabilecek kadar.
Her şeyi denedim biraz daha koşturabilmek adına.
Varlığının farkında olduğum başka yollar olsa, onları da denerdim.
Sana inanmak istiyorum, bütün vecibelerini yerine getirebilmek pahasına.
Akşamları sararan güneşi sana yormak istiyorum, kalp kapakçıklarını sonuna kadar açabilen sözleri sana bağlamak.
Bütün caddeler seninle kalabalık olsun, bütün imkanlar seninle var olabilme şartı koşsun.
Bir martı için denizin gerekliliği, bir insan için solumanın önemi, bir üzgün için tebessümün özerkliği sende toplansın.
Beni duymuyorsun belki ama hissediyorsun biliyorum.
Söylüyorum.
İçim çekiliyor.
Aklım ağrıyor.
Görüntüm bulanıyor.
İşittiklerim mermi gibi beynime saplanıyor.
Bunlar sana da oluyor.
Biliyorum.
-Kazım Baran Yılmaz
Arkadaşlar biraz kırıcı olmuş yazdıklarınız. @bengidönüş hepimizin içinde var olan bir yanımızı ironiye vuran bir arkadaşımız, gözlemlediğim kadarıyla. Art niyetle bir şey yazdığını düşünmüyorum. Kimimiz bu çılgın yanımızı bastırmayı yeğliyoruz, kimimiz dışa vurmayı. Böyle düellolara gerek olmadığını düşünüyorum, incitmeyelim birbirimizi. Sağlıcakla kalın.
...
sonra kış geçer,
kırlangıç yuva yapar;
ve bir erik ağacı baştan ayağa çiçek açar.
-Mustafa Kutlu
bir sabah simidinin buğusu gibiydi sesin;
böyle yara gibi, efkâr gibi nerdesin?
gittiğin aşk olsun senin…
keder vardır hani bazen,
savrulan yapraklarda.
ümit yoktur hani bazen,
kırılan ince dallarda.
şimdi susan anılarda,
kaldığın aşk olsun senin…
bir kış günü yollarda kar,
gökyüzünde mor bulutlar.
üstelik vuslata çok var,
gurbetin aşk olsun senin…
sonra usulca solar gençlikler ve aynalar;
bir bakarsın sisli bir hatıradır yıllar.
yıllarca rüyalarda hançerlenir anılar,
ne bir mektup senden ne de selam var.
sustuğun aşk olsun senin…
bir arada uğuldar yıllar;
bir arada hasret, bir arada anılar.
sonra bir sabah sen, açınca hasretin yakasını,
gördüğün aşk olsun senin…
ben yine bakarım sana,
dünyanın tek penceresinden.
sonra ikimiz de geçerek hayatın hevesinden,
böyle uzak, eksik azalacağız.
ama istediğin kadar uzağa git;
hep aynı gökyüzünü paylaşacağız…
-Yılmaz Odabaşı
Yine başlamışız birbirimize düşmeye. Arkadaşlar, kafanızda kurduğunuz varsayımlardan yola çıkarak, yoldan sapıyorsunuz ve yalnızca kalp kırdığınızla kalıyorsunuz. Klasik sınavın nesnel bir mantığı yok. Belirli kalıplar vardır kağıtları okuyan insanların kafasında ve verdikleri puanlar ona göredir. Bizim, o kaideleri bilmemize imkan yok. Kimimiz bir soruya yarım sayfa cevap yazmayı yeterli görürken, kimimiz on sayfa yazabiliriz. Önemli olan, istenilen öz mevzuun yazdıklarımız içerisinde yer alması. Şimdi burada, vay efendim ben şöyle yazdım da geçtim veyahut çok yazdım da geçemedim gibi cümleler kurmanın bir anlamı yok. Her zaman, her şey beklediğimiz ve istediğimiz gibi olmuyor. Bu sınava hazırlanmış olmak bile size ne kadar katkı sağlıyor, önünüzdeki sınavlar için yolunuzu hazırlıyor; lütfen sadece kötü olan yanlarını görmeyin olayların. Sınavı geçen arkadaşlarım, sizler de biraz empati kurun lütfen. Olmuş, bitmiş tamam artık. Ben şöyle kazandım, böyle kazandım şeklinde ballandırarak anlatmaya lüzum yok. Yardımcı olmak istiyorsanız, kaynak ve çalışma şekli tavsiyelerinizi paylaşın elbette ama ötesi incitici oluyor. Emek veriyoruz hepimiz, inşallah en hayırlı vakitte ekmeğimizi elimize almak nasip olur.
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı, rüzgarı, denizi, göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün,dağınık yataklardan
Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
Kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden, o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi; içten, yalın, dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
-Ki bu en büyük kötülüktür size-
Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
İnsanlar dövüşüyor, ellerinde yürekleri birer ülke
Anlamıyorsunuz inançlarını, bir kez düşünmüyorsunuz.
Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
Koşaradım
Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..
-Şükrü Erbaş
Arkadaşlar hayırlı sabahlar. Facebook grubu kurdum ben, buyrun gelin
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının balı yalandır
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli hâli yalandır
Cahil okur amma alim olamaz
Kâmillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır
~Aşık Veysel Şatıroğlu
@Jm.Keyness Bu gruplar, mülakat aşaması için istişare amacıyla kuruldu. Maalesef herkes bu platforma üye değil, üye olup da çekimser kalanlar da olabiliyor. Burası terk edilecek bir mecra değil, güzelliğine de kimsenin diyecek lafı yok. Daha fazla insana ulaşıp sürecin daha faydalı yönetilmesi için birtakım girişimlerde bulunuyoruz. Elbette burada da yaşadığımız şeyleri gelip anlatacağız. Henüz mülakat tarihleri bile belli değil. Belli olduktan sonra ön görüşme olsun, mülakatın seyri olsun her türlü bilgiyi şahsım adına paylaşacağım; diğer arkadaşlarım da eminim öyle yapacaklardır.
Perdelerimizi yıpratan güneş değil mi, karanlıktan aydınlığa kavuşmaya sebep. O halde maviye açalım gözlerimizi, bir yeni güne daha umutla başlayalım
@iktisadi Az önce aradım. Artık son kısımlardayız, birkaç güne açıklayacağız dediler.
Lafımın dostusunuz, çilemin yabancısı.
Yok mudur sizin köyde, çeken fikir sancısı?
-Necip Fazıl Kısakürek
@kartal_eddie @zümrüdanka Değerli arkadaşlar, biz yıllardır emeğimizi veriyoruz çok şükür. Bundan yana ne korkumuz ne şüphemiz var. Lâkin önümüze sunulan haklı-haksız her şeyi sorgulamadan kabullenmek gibi bir lüksümüz olmamalı, diye düşünüyorum. Şahsım adına ben bu durumdan rahatsızım. ÖSYM zaten hep böyle yapıyor deyip, oturamıyorum yerime.
...
bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
ey benim alfabemdeki kadîm Elif
ne güzellik, ne de tat var baharsız
güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-ıhlamurlar çiçek açtığı zaman.
~Bahattin Karakoç
@sofuoglu Estağfurullah Hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz ama bunu dile getireceğimiz bir merci bulamıyoruz karşımızda. Aynı soruları sormaları alenen adaletsizlik yaratır ama farklı sorunca teraziyle tartacaklar sanırım soruların ağırlığını. BİMER'e başvurmuştum durumu öğrenince, şu şekilde cevap gelmiş: 'Sayıştay-Eleme sınav uygulamasının kapsamı başvuru kılavuzuyla kesinleştirilmiş olup bu hususta herhangi bir değişiklik gündemde değildir. Bilgilerinize sunar, esenlikler dileriz.'
...
siz hiç sevgi nedir bilir misiniz?
bir martının gagasından öptünüz mü mesela
kırılmış kanadına dokundunuz mu bir güvercinin
bir serçenin üşümüş nefesini, nefesinizde ısıttınız mı
bir karıncanın elinden tutup yuvasına götürdünüz mü,
yükünü taşıdınız mı sırtınızda
kedilere, köpeklere su verdiniz mi
bir dalın kırılmışlığına
bir çiçeğin incinmişliğine sarıldınız mı,
öpüp okşadınız mı denizleri,
dağları
ve bütün tabiatı?
sahi, siz hiç insan oldunuz mu?
-Serkan Uçar