TercihiniYap Forum
    • Kayıt Ol
    • Giriş
    • Arama
    • Kamu Rehber
    • Kategoriler
    • Okunmamış
    • Güncel
    • Popüler
    • Kullanıcılar
    • Gruplar
    1. Ana Sayfa
    2. plansız
    3. İleti
    P
    • Profil
    • Takip Edilenler 0
    • Takipçiler 14
    • Konu 3
    • İleti 1711
    • En İyi 1198
    • Tartışmalı 0
    • Gruplar 0

    plansız tarafından gönderilen iletiler

    • RE: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @karhan, içinde söyledi: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @plansız yeni bir ilana kadar 50li 60lı sıradaki yedeklere sıra gelmesini bekler misiniz, ya da tecrübeli bir başka arkadaş da fikir beyan ederse memnun olurum.

      Merhabalar, aslında yedek sırasını etkileyen birden fazla faktör var; yeni ilan ne zaman gelir, başka Kurumları kazanan kaç kişi var, içinde bulunduğumuz günlerde açıklanması muhtemel sınavlar var mı varsa bu listelerle Göç’ün listesi ne ölçüde kesişiyor… gibi. Şimdiden diğer Kurumları kazanan 20 kişinin listede bulunduğu söyleniyor, bu yıl içinde yeni bir ilan gelmezse ve diğer faktörler lehe işlerse yedek sırası 40-50’yi bulabilir. Tabi gelişmeleri zaman gösterecek.

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @kemankeşş2, içinde söyledi: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @plansız hocam selam sonuçlar ne zaman açıklanır sizce

      Merhaba, geç oldu dönüşüm ama sanırım kazandınız, tebrik ederim.

      Sonuçlar hayırlı olsun, tüm kazanan arkadaşları tebrik ediyorum, başarılı bir meslek hayatınız olmasını diliyorum, Allah hepinizi muvaffak etsin. Vatanımıza, milletimize hayırlı işler yapmak nasip olsun. Kazanamayan arkadaşlar için Allah, en yakın zamanda daha güzel neticeler versin.

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: İyi Bayramlar! Tercihini Yap Ailesi

      @Cemre33 Allah rahmet eylesin dostum, başınız sağolsun, sizlere de sabırlar diliyorum.
      Gelecek bayram da hayırlı, güzel bir iş sahibi olduğunuzun sevinciyle bayramlaşırız inşallah.

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: İyi Bayramlar! Tercihini Yap Ailesi

      Hayırlı bayramlar güzel insanlar😊

      Bayramlar bayram ola.

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      "Bazen, yüzyılımızı anlatan bir romanın akıp giden satırları... Bazen, bir tiyatro oyunundaki aydınlık köşe... Bazen, köklü bir sinema salonunda perdeye yansıyan filmin trajik finali... Bazen, bir türkünün bin yıllık kardeşliği... Bazen, bir opera seyirliğinde yüksek perdeden söylenen arya, bazen tek kare bir fotoğraf; hatıralarımızı diri tutar. Acılarımızdan arındırır. Toplumumuza kaynak oluşturur."

      Sanatımızın Hatıra Defteri, Nebil Özgentürk.
      ...
      İstiklal Marşımızın bestesinin talihsiz hikayesi, İsmet İnönü'nün klasik müzik sevgisi, Zeki Müren'in son anları, Ruhi Su'nun yolculuğunun bilmediğim yönleri. Leyla Gencer. Safiye Ayla'nın kendisi gibi ailesi olmayan çocukların sanat eğitimine bağışladığı serveti. Müzeyyen Senar. Aşık Veysel'in Fikret Kızılok ile karşılaşması, başkasıyla kaçan eşinin çorabına iliştirdiği harçlık. Ahmed Adnan Saygun'un operaları ve Halit Refiğ ile dostluğu. Sezen Aksu'nun lise hatırası, Ömer Zülfi Livaneli'nin mecburi gidişi ve Neşet Ertaş gibi hasretle, daha güçlü geri dönüşü. Kazım Koyuncu. Münir Nurettin Selçuk'un sahipsiz kalan cenazesi, fakirliği. Ümit Yaşar'ın Galata Kulesinden atlayıp intihar eden oğlu Vedat için yazdığı düşünülen "beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın" şiirinin bir başka baba-oğulu birleştiren hikayesi. Önce Münir Nurettin Selçuk yorumlar, ölümünden sonra oğlu Timur Selçuk. Nesimi, Mazlum Çimen, bale ayakkabısı, Madımak, Ahmet Taner Kışlalı, bir baba-oğul hatırası olarak "sen benden gittin gideli".
      ...
      https://youtu.be/B75KSjrTCqQ
      ...
      https://youtu.be/uuq4wmwl8OI
      ...
      https://youtu.be/vqe7z3l4cpo
      ...
      https://youtu.be/1z-McedIUxc

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      Nüfus kaydına baktığımızda adı aslında Ahmet, sonradan şair kimliğiyle birlikte adının sonundaki 't' harfini değiştirerek 'Ahmed' adını kendine uygun bulmuş. Bu ad yakıştırması Ahmed Arif'te o denli içselleşmiştir ki adını yanlış yazanlara çok kızdığı bilinir.

      Ahmed Arif Abisi Olmak Halkının, Şeyhmus Diken.
      ...
      https://youtu.be/4vUarHWae9k
      ...
      https://youtu.be/LT87AqIbk34

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      ..........yine bir gün
      "Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz."

      Yolların Sonu, Hüseyin Nihal Atsız.
      ...
      https://youtu.be/vdHFTskYQk4
      ...
      https://youtu.be/5laK4qPPhx8

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      Birlikte çıkılan yolların yazgısıdır:
      Eksiliyorduk
      Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
      Her otelde biraz eksilip, biraz artarak
      Yani çoğalarak
      Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin
      Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında
      Ağır ve acı tanıklıklardan
      Geçerek geldim. Terli ve kirliydim.
      Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum
      Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
      Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de...
      Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları
      Ve açık hayatları seviyordu.
      Buraya gelirken
      Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim
      Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri
      Ödünç almadım hiç kimseden hiçbir şeyi
      Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri...
      panayır yerleri...
      Ölü kelebekler...
      Ölü kelebekler...
      Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim.

      Adım onların adının yanına yazılmasın diye
      Acı çekecek yerlerimi yok etmeden
      Acıyla baş etmeyi öğrendim.
      Yoksa bu kadar konuşabilir miydim?

      Yalnız Bir Opera, Yaz Geçer, Murathan Mungan.
      ...
      https://youtu.be/sswyzBMFf9I
      ...
      https://youtu.be/6qnd44NjjcU

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: İçini Dökmek İsteyenler...

      Kadınlar ve çocuklar...

      "Türkülerin yorulduğu zamandır şimdi
      ...
      Kuşların vurulduğu zamandır şimdi"

      ...
      https://youtu.be/eAX28i-YvgI

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      1960’ların ortalarında Türkiye yeni bir seçime gidiyordu. Ankara’da mitinglere katılıyor, avazımız çıktığı kadar “Gelin canlar bir olalım,” diye haykırıyorduk. Hepimiz kardeştik, dünyada da kardeşlik ve eşitlik istiyorduk. Konserler, toplantılar birbirini izliyordu.İnce Memed’in yazarı Yaşar Kemal kalın sesiyle “İşçiler, köylüler, kardeşlerim!” diye sesleniyordu radyoda.

      Sürekli kitap okuyorduk. Genç kuşaklar bir kültür şokuna uğramış gibiydi: Politik oyunlar sahneleyen tiyatrolar kuruluyor, Anadolu aşıkları on binlerce kişiye konser veriyor ve her gün yayımlanan kitaplarla Türkiye, üzerine bir çavlan gibi dökülen sol söylemin heyecanını yaşıyordu. Vietnam Savaşı’na karşı çıkıyorduk. Üniversitelerde düzenlenen panellerde Amerikan emperyalizmi eleştiriliyordu. Kendi köşelerimizde sessizce yürüttüğümüz entelektüel dünya özlemi, kitlesel harekete dönüşmüştü.

      O dönemde bilmediğimiz şey, sosyalizmin, ilkelliği aşmaya yetmeyeceği idi. Hiçbir ideoloji, bir toplumda mevcut olan ilkellik ve şiddeti ortadan kaldıramazdı. Her toplum kendi düzeyine göre algılayacaktı ideolojiyi. Türkiye’deki şiddet geleneği yüzünden sol, ileride bazı gruplar tarafından incelik yerine kabalığın, yumuşaklık ve duyarlılık yerine şiddetin maskesine dönüştürülecekti.
      ....
      Dünyaya gelmek ve var olmak bir mucizedir ama insanların çoğu bunu düşünmez.

      Dünyaya gelmiş olmalarını ve varoluşlarını çok doğal karşılar ve bunun sayılamayacak kadar çok parametrenin kesişmesiyle oluştuğunu akıllarına getirmezler.

      O mucizeyi yok edenler, hatta bununla övünenler de ne yaptıklarını bilmezler. Ama düşünenler ve bilenler de vardır. Ve bu insanlar zaman zaman “varoluş korkusu” içine girer, aynaya baktıkları zaman kendilerinin seçmediği yüzlerinin ne anlama geldiğini çözmeye çalışırlar.

      “Ben” ne demektir? Var olmanın bir anlamı var mıdır? Ve hangi nedenden dolayı o insan sizsinizdir?

      Bir kere var olduktan sonra artık sonsuza kadar varsınızdır, var olmamış kategorisine geri dönemezsiniz. Ölüm sizi bütünüyle yok edemez.

      Çünkü en azından dünyanın fiziksel ve biyolojik varlığını mikro ölçüde de olsa değiştirmişsinizdir. Başka var olanların yaşamına etkileriniz olmuştur. Az ya da çok ama mutlaka.

      Sonra size, içine doğduğunuz kültüre, bölgeye, dine uygun bir isim verirler. Bu ad ve “ben” kavramı bütünleşir.

      Doğduktan sonra verilen isim, varoluşunuzun bir parçası haline gelir.

      Bu varoluş ürküntüsünü içinde duymamış insan var mıdır acaba? Sanmıyorum. Bunu herkes ya rüyasında hisseder ya da yaşamının beklenmedik bir anında sebepsiz hüzünler ve korkular kaplar içini. Ama kimileri bunu bilince çıkaramaz.

      Benim rastlantılar sonucunda var olmam sayesinde yazabildiğim bu kitabı, yine rastlantılar sonucunda var olan siz okuyabiliyorsunuz; uzayın ve zamanın sonsuzluğunda birbirinin yanından geçen iki küçük meteor gibi.

      Bu yüzden herkesin yaşamı birbirine benzer.

      Bütün bunlardan öğrendiklerime gelince:

      Nazım’ın “ölürken zeytin ağacı diken adam” örneği gibi, başkalarına yararı dokunacak şeylerin, en önemli hazine olduğunu öğrendim.

      Geçici ile kalıcı arasındaki farkı öğrendim. Hayatta ne kadar hata yaparsanız yapın, eğer zamana dayanan ve gelecek kuşaklara aktarılan eserler vermişseniz ayakta kalıyorsunuz. Benim kadar heyecanlı ve oradan oraya savrulduğu için çok yanlış yapan birinin hayatını besteleri ve kitapları kurtardı.

      Şöhret ve mutluluğun ateş ile kar gibi olduğunu öğrendim. Biri ötekini azaltıyor ya da yok ediyor.

      Kozmosta hiçbir büyüklük ifade etmeyen dünyamızın bir köşesinde yaşadığımız küçük hayatı çok önemsememeyi öğrendim.

      İnançların, insanların ölüme karşı çırpınışı olarak tanımlanabileceğini kavradım ve o andan itibaren samimi dindarları eleştirmedim. Bu işi siyaset olarak kullananlara ise nefretim arttı.

      Gerçek başarının bir yan ürün olduğunu öğrendim. Başarıyı hedeflerseniz onu kazanamıyor, unutup da kendinizi iyi bir iş yapmaya adarsanız geldiğini görüyorsunuz.

      Moda fikirlerin, siyasetlerin ve sanat akımlarının sıfır olduğu konusundaki inancım pekişti. Çünkü zamanın bunları eskittiğini ama gerçek yapıtları koruduğunu gördüm.

      En iyi yaşam biçiminin, düşman yaratmadan yaşamak olduğunu öğrendim. Sonunda onlarla baş edebiliyorsunuz ama ömrünüz paçalarınıza dolananları kovalamakla geçiyor.

      Büyük sanatçıların sadece kendi yaratısıyla uğraştığını, kimseyi kıskanmadığını gördüm.

      Dünyayı değiştirmenin ne kadar zor olduğunu öğrendim. İnsanların, benim bir zamanlar düşündüğümden daha kötü olduğuna karar verdim.

      Kentte büyümüş bütün memur çocukları gibi hayvanlara çok uzaktım ve onlardan korkardım. Sonra onlarla kucak kucağa yaşamayı öğrendim ve dünyamı zenginleştirdiler.

      İnsanlığı bu kadar çılgın bir tür haline getiren ve birbirine kıymaya götüren itkinin, öleceğini bilen tek canlı olmasından kaynaklandığını anladım. Diğer canlılar gibi bu bilincimiz olmasaydı, daha iyi bir dünyada yaşardık.

      Bilgeliğin bilgiden çok daha önemli olduğunu yüreğimin derinliklerinde duydum.

      Milyarlarca insanı hareket ettiren temel itkilerin; onların beslenme ve üreyerek türünü devam ettirmeye programlanmasından kaynaklandığını görünce insanları çok âciz buldum. Bu koşullanmaların ötesine geçen büyük mutasavvıf, filozof ve şairlere ise hayranlığım arttı.

      Dünyanın geleneğinde sanat diye bir sığınma limanı olmasaydı, derin bir mutsuzluktan hayat boyu kendimi kurtaramayacağımı hissettim.

      Müziğin, ebedi sessizliği yırtma çabası olduğunu kavradım. Dünyanın, dönüşü sırasında Si notası çıkardığı söylenir. Galiba en kalıcı ve en güzel ses, bu uzun Si sesi. Ötesi, cılız çırpınmalar.

      Makamıyla, parasıyla, şöhretiyle övünenler beni güldürmeye başladı.

      Sonunda “ben” dediğim varlığın, kozmik sonsuzlukta bir an yanıp sönen bir ateşböceği bile olmadığını öğrendim.

      Siz gençlere son bir küçük tavsiyem olacak.

      Tıpkı Mikis Theodorakis, Elia Kazan, Yaşar Kemal, Orhan Veli, Nazım Hikmet, Pablo Neruda, Lorca, Brecht, Aragon gibi hayata coşkuyla, şiirle, heyecanla yaklaşın; bireyci değil, çoğulcu olun; her şeyi inceden inceye hesapladığınız, stratejilerinizin esiri olduğunuz bir kariyer oluşturmayın, yoksa insanları soğuk buzlu camlar ardından süzen acımasız, duygusuz ve yalnız bir insan olursunuz.

      Sevdanız ve kavganız olmalı hayatla.

      Ve her şeye rağmen zaman zaman yok olmaya yüz tutmuş umudumu bana hep gençlerin yaptıkları işler geri verdi.

      Dayanma gücümüzün sonuna geldiğimizde bile coşkuyla ayağa kalkabileceğimizi, hepimizin güvencesi olduğunuzu ve derin bir saygıyı hak ettiğinizi farklı zamanlarda hep gördüm ve görmeye de devam edeceğime olan inancım tam.

      Size sahip olduğumuz için şanslı olduğumuzu biliyoruz; siz de kendinizi asla hafife almayın, kendinize güvenin ve yılmadan amaçlarınıza sarılarak yürüyün.

      Unutmayın, dünyayı güzellik kurtaracak.

      Zülfü Livaneli, Rüzgârlar Hep Gençtir.

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      Bir başka büyük etkiyi de Çorum’da yaşadım. O yıllarda adliye müfettişi olan babam, yaz tatillerinde teftişe giderken bazen beni de götürürdü. Çorum ve ilçe adliyelerini denetleyecekti o yaz. Bir gün yolumuz Mecitözü ilçesine düştü. Adliyede incelemelere başlayan babam, savcıya o yörelerde iyi saz çalan bir âşık olup olmadığını sordu. Çok ünlü biri varmış. Beni kulübe gibi bir eve götürdüler. Orada yaşlı, sakallı bir dededen bağlama dinledim. Müzik yaşamımın belki de en önemli günüydü o, yaşamımın yönünü değiştirmişti. Dede erenlerin çaldığı alet, daha önce dinlediğim hiçbir şeye benzemiyordu. Radyo sazı denilen o yavan ve sıkıcı üsluptan o kadar farklıydı ki, anlatamam. Ezgiyi üç telde tamamlıyor ve akorlarla zenginleştiriyordu. Klasik gitar tekniğiyle işleyen sağ eli öylesine ritmik bir zenginlik çıkarıyordu ki ortaya, şaşıp kalmıştım. Nefes almaya korktuğumu hatırlıyorum.

      Çaldığı deyişler de farklıydı. Anadolu’nun arkaik sesleriyle ilk kez karşılaşıyordum, çok heyecanlanmıştım. Bağlamayı incelemek için izin istedim dededen. Elime aldım ve hiçbir şey çalamadım; benim tanıdığım çalgı bu değildi. Tellerin hangi seslere akort edildiğine dikkat ettim; o günden sonra en büyük çabam o çalgıyı öğrenmek oldu.

      Yıllar sonra ilk plaklarım çıktığı zaman değişiklik duygusunu yaratan, beni diğerlerinden ayıran, “Ne güzel bir saz çalma biçimi,” dedirten etki budur. “Karlı Kayın Ormanı” gibi birçok parçamın bestelenmesi, o dedenin bana tanıttığı uçsuz bucaksız pentatonik yani beş sesli temele dayanan müzik kaynağı sayesinde mümkün olmuştu.

      Dedeyi tanımadan önce saz hoş bir oyuncaktı benim için. Radyoda yayımlanan halk müziği programlarından nefret ediyordum. Hiçbir müzikal çağrışım yoktu yaptıkları işte. Bu yüzden “Portofino” gibi, “Tom Dully” gibi parçaları ya da İspanyol flamenkolarını çalmaya özeniyordum ama dede farklıydı. Çok ciddi ve çok zengin bir müzikti onun yaptığı. İleride bunu daha iyi kavradım.

      Dedenin çaldığı bağlama tarzı, dünyadaki pentatonik müzik geleneğinin en usta örneklerinden biriydi. Bu müzik yoluyla Uzakdoğu’dan İrlanda folk müziğine, Afrika’dan blues’a kadar her akraba müzikle ilişki kuruyordunuz. Yapılan müziğin temelinde armonik bir uyum vardı. Eğer o dedeyi dinlememiş olsaydım ne saz çalmaya devam ederdim, ne de beste yapardım. Batı müziğini tanıdığım için radyo sazı yavan ve tatsız geliyordu. Çalgıyı neredeyse bırakmıştım.

      Ankara’ya dönünce böyle bir sazı nasıl yaptıracağımı ve bu üslubu kimden öğrenebileceğimi araştırmaya koyuldum. Sonunda bir atölyesi olan Yusuf Erenler’i buldum. Dükkâna girdiğimde orta boylu, hoş yüzlü, bıyıklı bir adam, bir yandan elindeki sapı rendeliyor, bir yandan da talaşlar arasına yerleştirdiği bir çay bardağından rakı içiyordu. İçeri girince bana soğuk soğuk baktı.

      Bağlama düzeni saz yaptırmak istediğimi söyledim. Uzunca bir süre süzdü beni. “Sen saz çalmayı biliyor musun ki?” diye kuşkulu, hatta alaycı bir ifadeyle sordu. “Biliyorum!” dedim. Duvarda asılı sazlardan birini uzattı, “Çal bakalım o zaman!” dedi. Ben de bildiğim usulde saz çalmaya başladım. Gözleri hayretle açıldı, “Yahu sen gerçekten çalıyorsun,” dedi. O andan itibaren ünlü saz ustası Yusuf Erenler’in müthiş takdirini kazanmıştım ama ne yazık ki hemen arkasından sordu: “Adın ne?”; “Ömer!” dedim, iki ismimi de kullanıyordum, o gün de Ömer diyeceğim tutmuştu. Saz ustası bunu duyar duymaz kıpkırmızı kesildi ve “Neee! Ömer mi?” diye bağırdı. “Hemen çık git bu dükkândan!” Neye uğradığımı şaşırdım, ne dediğini anlamadım. Sonra benim halimi gördü ve dedi ki, “Sen bilmiyorsun ama Ömer ismi bizde yasaktır. Arkadaşlar gelir de burada bir ‘Ömer’ görürse yandık.”

      O zamana kadar ben ne Alevi kavramını duymuştum, ne mezheplerden haberim vardı, ne de Ömer, Bekir ve Osman isimlerinin 1400 yıldır yasak olduğundan...

      “Ama benim bir adım da Zülfü,” dedim. Yumuşadı, “Haa, o zaman olur!” gibi bir şeyler söyledi. Sonra onunla çok iyi dost olduk. Bana hem güzel sazlar, curalar yaptı, hem de bağlama düzeni çalmanın tekniklerini kaptım ondan. İlk albümlerimi de şimdi ölüp gitmiş olan bu efsanevi ustanın sazlarıyla kaydettim.

      Zülfü Livaneli, Rüzgârlar Hep Gençtir.
      ...
      https://youtu.be/LY0eR9KWYTQ

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      “Öyleyse, işine yarayacaksınız! Durduğu yerde adam, düşmanının işine yarar mı? Olur mu böyle şey?”

      “İşine yaramak bizim de işimize geliyorsa bal gibi olur!”

      “Demek punduna getirdiniz!”

      “Tam! İspatı da, milletin daha şimdiden Serbest Parti’yi tutması...”

      “Bu tutmak nasıl tutmak, durdun mu üstünde hiç?”

      “Nasıl ne demek? Tutmak tutmaktır.”

      “Bizim milletin tutması çeşitli olur da... Birincisi... Eli sopalı rezil iktidarlara karşı, kim çıkarsa çıksın, onu mutlaka tutar... Onu bu yoldan yere çalmak ister. İsterse bu iş, çeteler arası boğuşma olsun! Bahtını mutlaka dener bizim milletimiz... Böyle sıralarda eli sopalılara karşı çıkanın kişiliği hiç umurunda değildir. Baskı biraz azalsın da n’olursa olsun! Çünkü bizim millet, dış görünüşündeki aldatıcılığa rağmen, hürriyetsizlikten iğrenir. Çünkü tarihinde, Batı’dakine benzer kölelik dönemi yaşamamıştır. Yani ne köle olmuştur ne de köle çalıştırmıştır. Bunun için her çeşit hürriyetsizliği insanlık onuruna hakaret sayar. Aslında halklarına baskı yapan idareler, isteseler bile halkçı olamamış pis idarelerdir. Halkçı olamamak, soygunculuktan, bir de yeteneksizlikten gelir. Ya da soyguncularla, yeteneksizlerle başa çıkamayacak kadar hayvan olmaktan... Bunlar bir de hadlerini bilmeden baskı yapmaya yeltenirlerse bizim millet onları katiyen bağışlamaz. Ayaklanıp tepelememesine aldanmamalı... Baskıcıları er geç bitireceğine güvendiğindendir. Tarihimizde bunların iflah olmuşu hiç yoktur. Rezillikle gitmişlerdir. Hepsi de mutlaka kendi pisliklerinin içinde boğulmuşlardır.”

      “İkincisi?”

      “İkincisi, Deli Avukat, herif yenidir. Önceden hiç denenmemiştir. Gayet bunaltılı bir geçitte apansız karşısına çıkarılmıştır. Bizim millet ondan iyilik umar. Bu umut katiyen herifin söylediği palavralarla ilgili değildir. Eski pisliğe karşı, yeni çıkanı tutar bizim millet, iktidara gelene kadar... Fakat iktidara geldiğinin haftasında, tarihsel deneylerinin verdiği sezgi gücüyle ne mal olduğunu hemen anlar herifin... Umduğunu bulamadıysa, hemen kabuğuna çekilir. Ortalığı madrabazlara bırakır. Yani herifi acıklı kaderiyle, yani rezillikleriyle baş başa bırakır. Biz aydınlar gibi kendi kendini kandırıp tekrar tekrar aldanmaz. Boş yere tekrar tekrar umuda kapılmaz.”

      “Ya şimdiki tutuşu?”

      “Şimdiki tutuşunu, gel, İzmir olaylarından çıkarmaya çalışalım: Ne demiş çocuğu vurulan adam? ‘Bizi kurtar!’ demiş, ‘Bizi bu mutemetlerden kurtar!’ demiş... Anladın mı kurnazlığı? Çocuğunun ölüsünü taşırken başvurulmuş gerçekten Shakespeareyen bir kurnazlıktır bu...”

      “Nerden çıkarıyorsun?”

      “Bak nerden! Bunları kimden kurtaracak Fethi Bey? Parti mutemetlerinden... Kimdir bu mutemetler? Halk Partisi’nin görevlileri... Yaptıklarından kim sorumludur bunların? Halk Partisi... Mutemetler ya halkın yararına çalışıyorlardır. O zaman çocuğu vurulan adam halkın sırtından geçinen rezil soygunculardan biridir. Mutemetleri, namussuzluğuna yol vermedikleri için istemiyordur. O zaman bu adamın sözü makbul değil... Ya adam hayrını şerrini bilmeyecek kadar aptaldır. Sözü gene makbul değil. Bunun tersi, mutemetler halkın zararına çalışıyorlar. O zaman bu kadar uyanık, bu kadar cesur, hele ölümü göze almış halk, bu kötülüğü, çeşitli yollardan merkeze bildirmemiş olmaz. Bu durumda, Halk Partisi kötülükleri ya güçsüzlüğünden önleyemiyor ya da çıkarı kötülükte olduğundan önlemek istemiyor. Gerçek buysa, Fethi Bey’e, ‘Bizi mutemetlerden kurtar!’ demek kurnazlıktır. Bunun anlamı, ‘Bizi Halk Partisi’nin en tepesindeki kodamanlardan kurtar!’ demek olur.”

      “Elbette... Haşşunu bileydin!”

      “O zaman da, böyle bir köklü kurtarışı Fethi Bey gibi kimliği belli birinden beklemek enayiliktir. Bir şey yapabilir mi Fethi Bey, bugünkü durumda? Hayır, hiçbir şey yapamaz. İşte burası, sözüme kulak ver Deli Avukat, İzmir halkının, hatta bütün Türkiye halklarının umurunda değil... Halkımız, önemli bir çoğunluğuyla, önüne çıkarılan bir fırsatı kullanmaya bakıyor. Baskıyı biraz aralayabilirse... Hele beklenmez bir alıklığa getirip sırtından büsbütün silkip atabilirse ne mutlu!"

      Yol Ayrımı, Kemal Tahir.

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Geceye Bir Şarkı Bırak

      Karanlığın sonu bir ulu şafak
      Sarp kayadan geçen yola merhaba

      Yaşar Kemal
      ...
      https://youtu.be/lhIxwayz-Po
      ...
      https://youtu.be/tEUxySlvSlU

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Bazı Şeyler🎶📚☕🎬📝

      Yüzyıllar sonra, şehrin insanları hastalıklarından ve cehalet uykusundan başlarını kaldırıp da bilginin ışığını gördüklerinde, şehrin en güzel bahçesine onun bir heykelini diktiler ve yazdıkları kendilerine özgürlüğü getirmiş olan ozanın anısına her sene şenlikler düzenlediler.
      Tanrım, insanın cehaleti ne kadar acımasız!

      Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm, Halil Cibran.

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: Geceye bir söz bir şiir bırak :)

      "Ölenler için üzülme Harry, yaşayanlar için üzül. Her şeyden önce de sevgisiz yaşayanlar için."
      Albus Dumbledore.

      DİĞER içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @Pinky Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, yaptığı işin uzmanlık gerektirmesi, konuyla ilgili başka Kurum olmaması ve yeni bir Kurum olmasından dolayı elbette yükselme dahil birçok anlamda avantajlı bir Kurum.

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @gencbiraday Genel Müdür Yardımcımızın yaptığı açıklama en güncel bilgidir dostum, duyduğum bir gelişme olursa sizleri haberdar edeceğim inşallah.

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: 2020 ilgöç uzman yardımcılığı mülakatları

      @Pinky Dostum herhangi bir Kurum için bahsettiğiniz durumu bu şekilde normal görmenizi konunun henüz dışında olmanıza bağlıyorum ancak bu kadar insanın takip ettiği bir başlıkta yanlış anlaşılmaması için müdahele gereği duydum 🙂 Göstergesi farklı iki ünvandan alt göstergeli/taşra kadronun üst göstergeli/merkez kadronun amiri olması istisnai bir durumdur. Bürokratik teamüller açısından da üzerine yeniden düşüneceğinizi umuyorum. İl göç uzman ve yardımcılarının ise il müdürü olmasından daha doğal ne olabilir 🙂 Bir ilde uzman yoksa, uzman yardımcısı il müdürü olabilir, uzman varsa onun il müdürü olması daha uygundur.

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: 2019 KPSS Sonrası Açılmasını Beklediğimiz Kurum Sınavları

      @necipuysalll Net bir bilgi verecek kadar haberdar değilim dostum ancak şu yazıdan faydalanabilirsiniz.
      https://www.tercihiniyap.net/m/meslek/sayistay-denetci-yardimciligi-meslegi-sinavi-ve-maasi-h4010.html

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • RE: 2019 KPSS Sonrası Açılmasını Beklediğimiz Kurum Sınavları

      @tnr17 Yeni bir korona krizi gibi olağanüstü bir gelişme olmazsa ihtimal epey güçlü dostum.

      KPSS A içinde yayımlandı
      P
      plansız
    • 1
    • 2
    • 10
    • 11
    • 12
    • 13
    • 14
    • 85
    • 86
    • 12 / 86