Antimülakat tarafından gönderilen en iyi iletiler

Yarın yapılacak olan 2018 Kamu Personeli Seçme Sınavı Alan Bilgisine katılacak olan bütün dostlarımıza şimdiden başarılar dileriz. Sınavda bu üçlü bir arada olmak keyifli olacak. Diğer dostlarımızı da aramıza çaya sohbete bekliyoruz.

@atiba inşallah kardeşim başkan gerçekten çok samimi birisi. Sosyal medyadan yazdıkları bile, bir çok bürokrattan farklı olduğunu gösteriyor. İnşallah 9. promosyon için de sınav açılır, 2016 yılında sınava girenlerin buna çok ihtiyacı var.

Bizim işyerinde Mehmet Abi var. Her sabah (Kendi deyimiyle sadece sevdiklerini) uyarır, hatta biraz da haşlar kahvaltı konusunda. Yaklaşık 105 kilodan 67 kiloya düşmüş ve tamamen bilimsel yöntemlerle. Kendi kefirini yapar, kendi içeceğini yapar, hatta abartıp kendi kımızını bile kendi yapmışlığı var. Sağlıklı yaşama konusunda İsveç'te yapılan makaleleri dahi takip ediyor. Bir gün bana geldi dedi ki bir simitle birlikte aldığın yaklaşık 350 kalori. Bu simit seni tok tutmaz en fazla iki saat sonra acıkırsın. Ama ben sabah 2 haşlanmış yumurta, domates, salatalık, bal, tereyağ, 2 dilim çavdar ekmeği, bir dilim beyaz peynir, 10 adet zeytin ve bir çok şeyle kahvalti yaptım ve aldığım kalori sadece 200, bu beni akşama kadar tok tutar. Gerçekten de bakıldığında mesele tamamen bundan ibaret, yediklerini içtiklerini kesmekten ziyade, doğru besinleri tüketmek mesele. Mesela, karpuz mu istiyor canın sadece bir dilim yiyeceksin, başka meyve yemeyeceksin. Çünkü kavun, karpuz da fruktoz oranı çok yüksek. Oysa fruktoz oranı düşük meyvelerden daha fazla yiyebilirsin. Canın aşırı derecede tatlı mı istiyor? Beynine giden bu sinyali tam tersi bir şeyle bastıracaksin, gidip tuzlu bir şeyler yeyip su içeceksin. Her gün şu kadar adım yürüyeceksin. Şeklinde inanılmaz yöntemler sundu. Aslında benim vücut kitle endeksim henüz sos vermiyor ama gidişat pek doğru değil. Bu nedenle o gün anladım ki gerçekten sağlıksız ve kalori hesabı yapmadan besleniyorum. Yediğin meyvenin dahi fruktoz oranını hesaba katarak tüketim yapacaksın. İşte o gün bugündür, daha kontrollü ve yeme içme konusunda daha hassas davranıyorum.

Arkadaşlar her il için muhakkak 90 puanla başvuru yapanlarda olacak. 85 üstü puanla başvuru yapanlarda, 80 üstü puanla da. Ama sonuç olarak çoğu il 80 puanın altında kalacak. Kaldı ki, burada bir çok il 74-77 arasında kalacak. Kaldı ki bir kaç ilde 72-74 arasında kalacak. Bu kadar karamsar olmayın, hangi ilse önceliğiniz yazın gelsin dostlar.

Kokoreç AOÇ bir nevi halka arz noktasındaki sıçramadan sonra seri üretim aşamasına geldiği için sevmim. Batıkent Gimsanın önünden Dalokay Parkına doğru gittin mi, büyük kavşağa kadar İnönü Caddesini devam et, Sabancı Yüzme havuzu karşısında Büfenin önünde bir Kokoreççi var gayet lezzetli.

Kuşbaşılı Ankara'da Yean'da gayet başarılı çıtır çıtır. Çıtırlik önemli.

Konya'da Etli Ekmek çok yer var, Havzan, Cemo bilindik yerler. Asıl giz popüler olmayan da yatar derler, Mevlana'nın orada Bolu Lokantası var. Çok başarılı, ustalar bile en geç 60 yaşında.

Konya'da Fırın Kebabı Dedeler ve Tuba iyidir.

İzmir'de Balık, Güzelbahçe de Balıkçı Barınağından alınıp, yol üstünde denize nazır bir mekanda ızgarada yapılandır.

Yozgat'ta Desti Kebabı 66 Kebap salonu ve Zafer Lokantası iyidir.

Mersin'de Tantuni, Hatay'da Künefe, Güneydoğu'da ocakbaşı mekanı için konuşmaya gerek yok. Her yerde krallar gibi ağırlanır, krallar gibi uğurlanırsınız.

Mülakata hak kazananlar içerisinde 16 kadın ve 5 erkek var. Maşallah kadınlar a kadro kariyer sınavlarına artık erkeklerden çok daha sağlam hazırlanıyor.

Dostlar iyi akşamlar. Bugün hepimizin bildiği bir gerçeği tekrar ifade etmek istiyorum. Günümüzde maalesef sağlık sektörü, tedavi edilen insan sayısına verdiği önemden ziyade, dönemsel karını arttırma yolunda hızla ilerliyor. Birbirleri arasında anlaşmalı doktorlardan tutunda, eczane doktor ilişkilerine kadar koparan koparana bir anlayış iyice hakim olmaya başladı. Yakinen tanıdığım bir Hemşire arkadaştan duyduğum sözler karşısında bu durumu iyice netleştirdim: X alanında uzman bir doktora vücudumun şurasında bir ağrı var diye gidiyorsun? Elbette güzel bir meblağ karşılığında, o da aralarında anlaşma yaptıkları başka bir alanda uzman bir doktora sizi yönlendirmek için aslında var olmayan bir rahatsızlığınız olduğunu ve bunun tedavisini o anlaşma yaptığı doktorun çok iyi yaptığını söylüyormuş. Bu sayede karşılıklı win win, gelsin paralar. Dostlar, ben çok acilleşilmediği sürece hastane ve doktora gidilmesine karşıyım. Bazı doktorlar, ilaç mümessilleri ile anlaşma yapıp sizi kasıtlı olarak bir ilacı almaya yönlendiriyorlar, lütfen bunun farkına varalım. Bu nedenle "Kişi kendinin doktorudur" sözünden hareketle bu başlık altında faydasını gördüğümüz anne iksirlerini paylaşalım. Amiyane tabirle kocakarı ilaçları dediğimiz, anne iksirleri bazen en yüksek dozlu ilaçlardan daha faydalı olabiliyor. Bu bilgileri birbirimiz ile paylaşalım, herkes yararlansın. Tıbbi İlaçlar yerine, Kocakarı ilaçlarına göz atalım. Değerli hocamın sözüyle noktalıyorum: "Dünya'nın en büyük ilaç üreten şirketleri, yılın başında yaptıkları toplantıda, ürettiğimiz ilaçlar ile kaç insanın tedavi edilmesine yardımcı olduk diye konuşmazlar, bu yıl karımızı daha fazla nasıl arttırırız diye konuşurlar"

Dostlar 70 günlük kaybınızın ve bu konudaki siteminizin ne kadar doğru olduğunu biliyorum. Ancak burada şöyle bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum: Maliye Bakanlığının referandum öncesine kadar bütün atamaları bıçak gibi kestiği, İçişleri Bakanlığının alımlarından hiçbir sesin çıkmadığı bir yıl da en gözde ve en kariyerli yerlere ÇSGB ve SGK alım yaptı. O kadar garabet ve kötü bir yıl içerisinde 400+400=800 (7. ve 8. Pro.) SGK Den. Yard. alımına çıktı. Şu süreçte, bir bakın diğer bakanlıklarda bürokrat kalmadı ama üst yöneticiler süreçteki belirsizlik ve endişelerinden kafayı kuma gömdüler. Gümrük Müfettiş Yardımcıları için yazılı sınav sonrası 5 aydır mülakat tarihleri açıklanmadı.
Benzer şekilde Rekabet Kurumu 40 kisinin GV'sini yaklaşık 4 aydır tamamlayıp sonuçları açıklayamadı.
Örnekler çoğaltılabilir. Yalnız kimse kusura bakmasın zaten her sene azalarak azalan İİBF/ SBF istihdamına son yıllarda en büyük katkıyı ÇSGB gerçekleştirdi.

Bana kizarsaniz canınız sağolsun ama bir admin olarak gerçekleri hatırlatmak bir yerde görevimiz.

@bayke bir zamanlar ty forumda da 27 üye vardı oysa şimdi 10 bin. Umarım bir gün kanalımız da bu rakamları görür.

80 yapan rahat kazanır gibi duruyor. Taban puan tahmini zor ama 80 altı olacağını düşünüyorum. 73-76 arasına da fazla şaşırmayın!

Şimdi insana sormazlar mı: Çevre politikası gereği yapılmış bir uygulama ise bu uygulama plastik hammaddesi olan: Polietilen, polidvin, poliüretan, polyester vs. gibi eşyalar hayatımızın her yerinde kullanılıyor. Giydiğimiz kıyafetlerin %70'inde polyester kumaş kullanılıyor. Evlerimizdeki kapı ve pencerelerin artık neredeyse tamamı polietilenden üretiliyor. Her yer plastik kova, kap dolu. Süt ürünlerinin ambalajı dahi sert plastik. Şimdi hikayeden çevre dostu olmak yerine biz bunu ekonomiye ekstra katkı olsun diye yaptık desek daha doğru olmaz mı? Çevreyi kirletmemek bilinçle, kültürle olacak şey. Hangimizde o bilinç, o kültür var? Hangimize o bilinç, o kültür aşılanıyor? Çocuklarımıza öğretiyor muyuz? Daha fazla uzatmayalım, çevre bahane rantabilite şahane.

Sonuçlarınız olumlu olsun da atlatılır bu süreçler. Ne süreçler geçti, artık beklenilen süreçler çok daha güzel olacak inşallah. Mülakat süreci, mülakat sonuçlarını bekleme süreci, evlilik öncesi isteme veya istenme süreci, söz/nişan vs. süreci, düğüne hazırlık süreci falan filan... Sonuç olumlu olsun da, sinir stres geçen süreçler geride kalır inş.

Havada mavi bir karanlık var bugün.
Gökyüzü açık belirgin bir siyah.
Dumansız bacalarda is göründü bugün.
Bir sıkıntı var çevrede bilindik bir ah.

Tercihini Yap ailesi olarak 2017 Kamu Personeli Seçme Sınavının yarın yapılacak olan Genel Kültür - Genel Yetenek oturumuna katılacak olan forum üyelerine başarılar diliyoruz. Hak edenin hakkını ufak hatalar yüzünden kaçırdığı sorular yerine sallayarak tutturduğu sorularla tolere etmesini diliyoruz. Yüzünüz bu sınav sonucunda gülsün istiyoruz. Hepinizi yarın soru paylaşımı için burada görüp, ertesi gün alan sınavlarına yönelik son stratejik çalışmalar yapmaya davet ediyoruz. Bu arada erken yatın, son olanları unutmayın! ÖSYM geç geleni artık almıyor. Bak uyarı metnini de buraya bırakıyorum. Yarınki haberlerde sınava geç kalma yüzünden kimseyi görmek istemiyoruz. Tekrardan canı gönülden BAŞARILAR DİLERİZ sınava katılacak olanlara.

DUYURU:

21 Mayıs 2017 tarihinde saat 10.00’da uygulanacak olan 2017-KPSS A Grubu ve Öğretmenlik (Genel Yetenek-Genel Kültür Oturumu) yapılacaktır. Genel Yetenek-Genel Kültür Oturumu saat 10:00’da başlayacak olup sınavın başlama saatinden 15 dakika önce adayların sınav binalarına alınma işlemleri tamamlanacaktır. Saat 09:45’ten sonra adaylar, sınav binalarına alınmayacaklardır.

Saat 09:45’ten sonra adaylar, sınav binalarına alınmayacaklardır.

Saat 09:45’ten sonra adaylar, sınav binalarına alınmayacaklardır.

Bu buluşma işi ne oldu dostlar? @paretowilfredo @genclerbirlikli @canmavi @Aslan-Reyiz @onuktekin @KAMUCU-1 @1903bjk @Hayatım-Sınav @Shady1 @plansız @otuzyılsavaşı @aroma @LioN @1umut @RootofAllEvil @sbf1983 @davetsiz @amirim @odtüsbky @Harun-Resid ve şu an aklıma gelmeyen bütün dostlar. Hani bir GUY sınavı sonrası yapmayı planladığımız ama hep lafta kalan

Ülkemizin gelecekteki mülki idari amirlerine yakışan başlarına gelen her meseleyi olgunluk ve sakinlik ile karşılamaktır. Anlamsız bir maksat ve yersiz sebeplerle trolluk yapılması, bunu yapana karşı da beklenmedik derece sert tepkiler gösterilmesi bizi gerçekten çok şaşırtıyor. Mesleğinizin kutsallığıni ne kullanacağınız hükümet binası tek başına gösterir, ne de odanızın kapısında asılı makam belirten kırmızı levha. Bir bayrak devralacaksınız, kökleri ilk Türk Devletlerinden, Osmanlı Devletine oradan da Türkiye Cumhuriyeti devletine aktarılan kutsal bir bayrak. Bu bayrağı arşa taşıyacak güç: Sizin kararlılığınız, iradeniz, dik duruşunuz, asaletiniz, metanetiniz, saygınlığınız ve her şeyden önemlisi olaylar karşısında çelik gibi durmanızı sağlayacak sabrınız ile olacak. Makama değil, makamı makam yapanlara saygı duymak en büyük temennimiz. Son olarak, bu kutsal mesleğin adımını atmak üzere olduğunuz şu dönemde sizin asaletinizi örselemek isteyen bu platformdaki trollere inatla sabrınızın tükenmek üzere olduğunu hissettiren hareketler göstermeyiniz.

Her şeyde olduğu gibi futbolda da güçlü olan takımlarda lobi gücü açıktır. Dünyanın her yerinde marka değeri olan takımın maçlarında hakemler, bu takımların aleyhine karar verirken zorlanırlar. Elbette 25-30 milyona yakın bir kitlenin desteklediği Galatasarayda, Fenerbahçede ve Beşiktaşta bu destekten nasibini almaktadır. Şimdi bu genel değerlendirmeden sonra bu seneki durumu da ortaya koyalım:

Bu sene Başakşehir en az 4 maçını 90+ da attığı gollerle hatta penaltılarla kurtardı, kimse ses çıkarmadı.

Fenerbahçe kaç maçta ipten alındı kimse ses çıkarmadı.

Galatasaray'a gelince Fenerbahçe maçında Fener'in gölünde taç eş geçildi. Beşiktaş'ı çatır çatır oynadığımız futbolla yendik. Başakşehir'le maçımız var. Şayet Galatasaray o kadar kötü durumda alsalardı bu maçları, hakemlere iş kalmasaydı. Kaldı ki Başakşehir maçı her şeyi belirleyen maç, madem bu kadar güçlü bir takım, oynasın yensin Galatasaray'ı.

Tekrar ediyorum: Adına ne dersek diyelim Dünyanın her yerinde güçlü olana farklı muamele edilir. Güçlü olan kişilere bir bakın bir suç işlediklerinde nasıl yargılanıyor, bir de gariban olana.

O değilde, bu başlığı okurken aklıma Hababam sınıfındaki o meşhur sahne ve yataklarında kalkarken söyledikleri Neler Oluyor Hayatta şarkısı geliyor. Neler oluyor forumda diye... Ve mülakatlar açıklandıktan sonra şarkı son bulacak diye bir yandan seviniyor ve bir yandan da üzülüyorum

https://www.youtube.com/watch?v=LgR0N_pyYtg

Akademisyen olmak kulağa o kadar hoş geliyor ki ama neredeyse hiç birimizin akademisyenlik yapmaya imkanı olmadığı ülkelerde.

Mesela, Hollanda'da, Danimarka'da, Isveç'te belki de hiçbir fikir sahibi olmadığımız Afrika ya da Asya'da bir ülkede.

Peki, ya bizim ülkemizde nasıl? Kimine çok kolay, kimine imkansız. A kadro gibi ortayolu bulunabilir bir şey de değil. Bir insan Akademisyen olup olamayacağını birinci sınıfta anlar mı? Bizde anlıyor. Nasıl mı? Çok bilinmeyenli, az verili bir denklem değil. Açık ve net bir şekilde tanıdığı ve bizzat onu Akademisyen yapacağını bildiği referansı ile. Diğerlerine neden imkansız peki? Özelikle iibf'de açılan veya açılabilecek kadro yok, olsa da sahibi belli, sahibi olmasa da sahiplenebilecek yok.

Bazı mesleklerde durumun böyle olduğunu bilmek ve bildiğin halde umut etmek sanırım bu ülkede yaşamanın bedeli de bu. Dediğim gibi, keşke Amsterdam da, Kopenhagen da veya Zurich de olsaydık da, içimizde gerçek anlamda sadece akademisyen olmayı isteyenler için adam akıllı bir başlık açsaydık

Arkadaşlar mülakatların erken olması içinde bayram sonrası baskıya davet ediyorum sizleri, biz de elimizden geldiğince haberlerle vs. destek atalım. Ne kadar öne aldırırsak o kadar iyidir, tabi elimizden geldiğince !